Türkiye küresel piyasaların yakın takibindeKüresel piyasalar ticari gerginlikler, savaş tehditleri ile gerilmişken arka arkaya taraf ülkelerden gelen açıklamalardan da etkilenerek yön bulmaya çalışıyorlar. Özellikle son haftalarda TL’deki sert değer kayıpları ve ekonominin aşırı ısındığına dair yorumlar global piyasaların da bizi yakından takip etmesine neden oluyor.Konuya ilişkin ValueWalk.com’da yer alan ilgi çekici makalenin detaylarını sizlerle paylaşıyoruz.Piyasalarında hareketinde etkili katalizörler ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı, politik ve jeopolitik belirsizlikler, merkez bankalarının para politikalarında normalleşeceği beklentileri, yeniden doğan enflasyon, borç ve açıklar vb. olarak sıralanabilir.Son günlerde ise dış piyasalarında yakından takip ettiği faktörlere bir yenisi daha eklendi: TürkiyeŞu an siz bu makaleyi okurken bile Türk Lirası değer kaybediyor olabilir. Bu yılın başından beri yüzde 7, son iki yılda yüzde 40 ve son 5 yılda Türk Lirası tam yüzde 124 değer kaybetti.ABD’nin Rus oligarklarına dair son ambargo haberlerinin ardından hızla değer kaybeden Ruble’nin yansımalarını Lira üzerinde görebildik. ABD-Rusya arasındaki Suriye gerginliği kuşkusuz Afrin’de askerleri bulunan Türkiye’yi de etkiledi.Türkiye cephesinde politik belirsizlikler konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef gösteren makaleler mevcut (anayasal haklara ilgili yaşanan zorluklar, 40 binin üzerinde tutuklama yapılmış olması, son dönemde FETÖ soruşturmaları kapsamında kapatılan şirketler ve son 7 yılın en yüksek işsizlik oranına ulaşılmış olmasına bu makalelerde yer veriliyor)Para biriminde bu tarz büyük değer kayıpları her ülkeyi etkiler ancak Türkiye gibi, cari açığının GSYH’ye oranı yüzde 5.5, dış borcu GSYH’nın yüzde 53’ü olan ülkeler için daha da kritik bir tablo oluşturuyor. Her şeyden de önce enflasyonun yeniden dönüşü konusu endişe yaratıyor.Lira’nın hareketi ile temerrüte düşme olasılığı artan krediler konusunda reel sektörün önemli firmalarından yeniden yapılandırma talepleri gelmesi de endişeleri gösteriyor.Türkiye son 200 yıl içerisinde 6 kez borçlarını ödeyemez duruma geldi (1876, 1915, 1931, 1940, 1978, 1982 yıllarında). Son dönemde döviz ve faiz cephesindeki gelişmeler bu yola doğru gidileceğine doğru kaygıları artırıyor.Türkiye’ye ne olacağı küresel piyasaların radarında, çünkü kelebek etkisi yaratabilecek tahvil ve hisse senedi piyasalarındaki balonları patlatabilecek noktalardan oluşan uzun liste içerisinde adı geçiyor.Doğrudan bakıldığında, Türkiye borçlanma senetlerine maruz kalan yabancı banka ve yatırımcılara ek olarak, EM borç endeksleri ve fonları için yüzde 5’e yakın bir tahsisat oluşturduğundan (alışılmış dipten alma odaklı araçlara göre daha fazla) önem arz ediyor. Dolaylı olarak, (i) piyasadaki kayıtsızlık (ii) AB karşıtı siyasi ayaklanma döneminde Avrupa’daki banka sermayesi üzerindeki korkuları yenilemek, (iii) Türkiye’yi daha fazla jeopolitik riske sokuyor/militarizm.Bu nedenle, sadece Türkiye’de ne olduğundan daha önemli olan bu tip kırılganlıklara maruz kalan global olarak riskli varlıklara ne olacağı.ABD’deki hisse senedi piyasaları tüm zamanların en yüksek seviyesinden yüzde 9 daha düşük, uçurumun kenarından bakıyorlar. Bununla birlikte, hareketli ortalama bir taban değildir ve zayıflıklardan oluşan uzun bir liste bu gerçeği onlara hatırlatabilir. Türkiye’de bu uzun listeye katılmış durumda.
EKONOMİ
13 Nisan 2018 - 23:09
Piyasalar yön ararken, Türkiye uçurumun kenarında
EKONOMİ
13 Nisan 2018 - 23:09