Özel Güvenlik Sektörüne Dikkat !!
Sipahi güvenlik ve koruma hizmetleri kurucusu ve güvenlik yöneticiler derneği kurucu başkanı
T. Kazım ELADAĞ’ dan güvenlik sektörü ile ilgili önemi mesaj;
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (covid-19) salgınına karşı ülke çapında alınan önlemelere güvenlik sektörü olarak 7/24 kesintisiz hizmet vermeye var gücümüzle devam etmekteyiz. Bu zorlu süreçte diğer sektörlerde olduğu gibi güvenlik sektörü ve güvenlik sektöründe hizmet veren firmalar,çalışanlarda çok
fazla etkilendiği bilinmelidir.
Bu sürecin haricinde yerli firmalarımızın ekonomik olarak ta zor günler geçirdiği göz ardı edilmemelidir.
Bu süreçte canla başla görevini yapan sektör çalışanları ve firmalar desteklenerek hak ettiği değeri görmelidir. 2004 yılında çıkarılan bir kanunla resmiyet kazanan özel güvenlik sektörü her geçen yıl biraz daha büyüyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı tarafından açıklanan 2020 verilerine göre, faaliyet izni verilen 1430 özel güvenlik şirketi ve 444 özel güvenlik eğitim kurumunun bulunduğu Türkiye’de, yaklaşık 330 bin özel güvenlik elemanı görev yapıyor. Bu sayı, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı görev yapan polis sayısı ile hemen hemen aynı. Bin 430 faaliyet izni verilen özel güvenlik şirketinin bulunduğu Türkiye’de sektör yaklaşık 10 milyar dolarlık bir hacme ulaştı.
330 bin kişinin özel güvenlik elemanı olarak çalıştığı Türkiye’de bu rakam Avusturya, Belçika, Portekiz, Hollanda, Norveç ve Çek Cumhuriyeti ordularının toplam asker sayısını bile geride bıraktı. Özel güvenlik personelleri çoğunlukla asgari ücret ile çalışıyor.
"Yaptığımız iş kolay bir iş değil. Ama bu kadar işsiz varken, ben şanslıyım.”
Güvenlik sektöründe hizmet veren personellerin tamamına yakını bu ifadeyi kullanmakta ve almış oldukları eğitimle ilgili iş imkanı bulamadığında son çare olarak özel güvenlik olmaktadır.
Özel güvenlik sektörünün bir meslek olduğu ve bu mesleğin daha itibarlı bir hale gelmesi hedefimiz olmaktadır. Bu hedeflerimiz doğrultusunda hızla büyüyen sektörde özel güvenlik çalışanlarına özel asgari ücret belirlenmesi ve kritik yerlerde çalışan özel güvenlik personeline yıpranma verilmesi ülkemizde işsizliğin de çok büyük ölçüde önüne geçecektir.
Bir diğer konu da özel güvenlik personelinin almış oldukları eğitimleri güçlendirmek ve daha başarılı özel güvenlik personeli yetiştirmek için eğitim sonrası yapılan sınavlara ilave staj eğitiminin de verilerek stajda başarılı olanların ögg kimlik kartı almaya hak kazanmasının eğitimli, başarılı ve özel güvenliği meslek olarak benimsemesinin sağlanacağını düşünmekteyim.
Özel güvenlik sektörünün %60’lık hacmine yabancı sermayeli firmalar sahip olup en büyük yabancı sermaye payı da Yahudi sermayeli güvenlik firmalarının kumanda ettiği bilinmelidir.
Ülkemizde her alanda yerli ve milli olma yolunda adımlar atılırken hiçbir yatırıma ihtiyaç duyulmayan hizmet sektöründe ki nakit likidite akışını yöneten firmaların yabancı sermayeli olması ve bu firmaların ülke genelinde sıcak sermayeyi toplayarak yurt dışında yatırımlar yaptığı bilinmelidir.
Bugün özel güvenlik sektöründe yabancı sermayeli şirketlerin 10 milyar dolarlık hacimden 6 milyar dolarlık kısmına kumanda etmesi ve ülkemize hiçbir yatırım yapmaması hem ülke ekonomisi hem de yatırım ve ülkemizin büyümesinde olumsuzlukları etkin kılmaktadır.
Özel güvenliğin bir diğer önemi de yabancı sermayeli firmaların ülkemizde kritik yerlerde hizmet vererek istihbarat sağlayacak olmalarıdır. Ülkemizde yabancı yatırımcıların hiç biri yerli sermayeli özel güvenlik firmaları ile çalışmamaktadır. Hızla büyüyen ve kentleşen ülkemizde bürokratlar siyasiler ve devlet üst kademelerinde görev yapan yetkililer işadamları herkes büyük sitelerde, rezidanslarda, plazalarda
oturmakta ve iş yapmaktadır. Bu yerlerin hepsinde güvenlik hizmeti alınmaktadır, yabancı sermayeli
güvenlik firmaları buralarda herkesi yakinen takip etme gücüne ve yetkisine sahip oldukları bilinmelidir.
Yerli firmalar gerek maddi gerekse manevi olarak yabancı sermayeli firmalarla mücadele de zorlanmaktadır, bu mücadele ülkemiz genelinde sermayemize sahip çıkarak yabancı sermayeli firmaların kontrolünden
bir an önce çıkmamızı gerektirmektedir.
Yerli sermayeli firmalarımızı devletimiz teşvikte daha ön planda tutarak maddi manevi olarak güçlendirmesi gerekmektedir.
T. Kazım ELADAĞ’ dan güvenlik sektörü ile ilgili önemi mesaj;
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (covid-19) salgınına karşı ülke çapında alınan önlemelere güvenlik sektörü olarak 7/24 kesintisiz hizmet vermeye var gücümüzle devam etmekteyiz. Bu zorlu süreçte diğer sektörlerde olduğu gibi güvenlik sektörü ve güvenlik sektöründe hizmet veren firmalar,çalışanlarda çok
fazla etkilendiği bilinmelidir.
Bu sürecin haricinde yerli firmalarımızın ekonomik olarak ta zor günler geçirdiği göz ardı edilmemelidir.
Bu süreçte canla başla görevini yapan sektör çalışanları ve firmalar desteklenerek hak ettiği değeri görmelidir. 2004 yılında çıkarılan bir kanunla resmiyet kazanan özel güvenlik sektörü her geçen yıl biraz daha büyüyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı tarafından açıklanan 2020 verilerine göre, faaliyet izni verilen 1430 özel güvenlik şirketi ve 444 özel güvenlik eğitim kurumunun bulunduğu Türkiye’de, yaklaşık 330 bin özel güvenlik elemanı görev yapıyor. Bu sayı, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı görev yapan polis sayısı ile hemen hemen aynı. Bin 430 faaliyet izni verilen özel güvenlik şirketinin bulunduğu Türkiye’de sektör yaklaşık 10 milyar dolarlık bir hacme ulaştı.
330 bin kişinin özel güvenlik elemanı olarak çalıştığı Türkiye’de bu rakam Avusturya, Belçika, Portekiz, Hollanda, Norveç ve Çek Cumhuriyeti ordularının toplam asker sayısını bile geride bıraktı. Özel güvenlik personelleri çoğunlukla asgari ücret ile çalışıyor.
"Yaptığımız iş kolay bir iş değil. Ama bu kadar işsiz varken, ben şanslıyım.”
Güvenlik sektöründe hizmet veren personellerin tamamına yakını bu ifadeyi kullanmakta ve almış oldukları eğitimle ilgili iş imkanı bulamadığında son çare olarak özel güvenlik olmaktadır.
Özel güvenlik sektörünün bir meslek olduğu ve bu mesleğin daha itibarlı bir hale gelmesi hedefimiz olmaktadır. Bu hedeflerimiz doğrultusunda hızla büyüyen sektörde özel güvenlik çalışanlarına özel asgari ücret belirlenmesi ve kritik yerlerde çalışan özel güvenlik personeline yıpranma verilmesi ülkemizde işsizliğin de çok büyük ölçüde önüne geçecektir.
Bir diğer konu da özel güvenlik personelinin almış oldukları eğitimleri güçlendirmek ve daha başarılı özel güvenlik personeli yetiştirmek için eğitim sonrası yapılan sınavlara ilave staj eğitiminin de verilerek stajda başarılı olanların ögg kimlik kartı almaya hak kazanmasının eğitimli, başarılı ve özel güvenliği meslek olarak benimsemesinin sağlanacağını düşünmekteyim.
Özel güvenlik sektörünün %60’lık hacmine yabancı sermayeli firmalar sahip olup en büyük yabancı sermaye payı da Yahudi sermayeli güvenlik firmalarının kumanda ettiği bilinmelidir.
Ülkemizde her alanda yerli ve milli olma yolunda adımlar atılırken hiçbir yatırıma ihtiyaç duyulmayan hizmet sektöründe ki nakit likidite akışını yöneten firmaların yabancı sermayeli olması ve bu firmaların ülke genelinde sıcak sermayeyi toplayarak yurt dışında yatırımlar yaptığı bilinmelidir.
Bugün özel güvenlik sektöründe yabancı sermayeli şirketlerin 10 milyar dolarlık hacimden 6 milyar dolarlık kısmına kumanda etmesi ve ülkemize hiçbir yatırım yapmaması hem ülke ekonomisi hem de yatırım ve ülkemizin büyümesinde olumsuzlukları etkin kılmaktadır.
Özel güvenliğin bir diğer önemi de yabancı sermayeli firmaların ülkemizde kritik yerlerde hizmet vererek istihbarat sağlayacak olmalarıdır. Ülkemizde yabancı yatırımcıların hiç biri yerli sermayeli özel güvenlik firmaları ile çalışmamaktadır. Hızla büyüyen ve kentleşen ülkemizde bürokratlar siyasiler ve devlet üst kademelerinde görev yapan yetkililer işadamları herkes büyük sitelerde, rezidanslarda, plazalarda
oturmakta ve iş yapmaktadır. Bu yerlerin hepsinde güvenlik hizmeti alınmaktadır, yabancı sermayeli
güvenlik firmaları buralarda herkesi yakinen takip etme gücüne ve yetkisine sahip oldukları bilinmelidir.
Yerli firmalar gerek maddi gerekse manevi olarak yabancı sermayeli firmalarla mücadele de zorlanmaktadır, bu mücadele ülkemiz genelinde sermayemize sahip çıkarak yabancı sermayeli firmaların kontrolünden
bir an önce çıkmamızı gerektirmektedir.
Yerli sermayeli firmalarımızı devletimiz teşvikte daha ön planda tutarak maddi manevi olarak güçlendirmesi gerekmektedir.