5-7 Aralık 2024 tarihlerinde gerçekleşen İzmir Turizm Fuarı’na dair gözlemlerimi, babamın vefatından dolayı ancak şimdi kaleme alabiliyorum.

Fuar sırasında, TÜRSAB BTK Başkanı Dr. Yüksel Türemez’i ziyaret ettim. TÜRSAB standı oldukça yoğundu. Kendi otelimle ve işletmemle ilgili bazı istişarelerde bulunduk, bunların ilerleyen süreçte faydalı olacağını düşünüyorum.
Öncelikle bu organizasyon hakkında genel izlenimlerimi ve eleştirilerimi paylaşmak istiyorum.
İstanbul’dan katılım sağladığım bu fuar, ne yazık ki beklentilerimi karşılamadı. Turizm sektörüne katkı sağlamak yerine, belirli çevrelerin bir araya gelip birbirlerini ağırladığı bir etkinlikten öteye geçemediğini söyleyebilirim. İzmir’in Gaziemir ilçesinde gerçekleştirilen bu fuara kendi aracımla geldim ve burada karşılaştığım bazı önemli noktaları paylaşmak istiyorum.
Otoyol Ücretleri ve Ulaşım
Öncelikle, yolların düzenli ve kaliteli olduğunu belirtmeliyim. Ancak bu yolların bedeli oldukça yüksek. İstanbul’dan İzmir’e gelirken ödediğim HGS ücretleri oldukça düşündürücü:İlk geçiş: 555 TLİkinci geçiş: 175 TLÜçüncü geçiş: 645 TLToplam gidiş ücreti: 1.375 TLDönüşte ise rakamlar daha da yükseldi:Birinci geçiş: 640 TLİkinci geçiş: 730 TLÜçüncü geçiş (Odayeri gişeleri): 270 TLToplam dönüş ücreti: 1.640 TLGidiş-dönüş toplam 3.015 TL gibi fahiş bir rakama ulaştı. Bu, 2024 yılı için geçerli olan ücretler. 2025 yılına geldiğimizde, otoyol ücretlerinin %175 oranında artacağı öngörülüyor. Bu artışı düşündüğümüzde, Türkiye’de yolculuk yapmanın maliyeti akıl almaz bir noktaya gelecek.Yaklaşık bir hafta önce Yunanistan’a gitmiştim ve orada benzer kalitedeki otoyolları bu fiyatların üçte biri oranında bir ücretle kullanmıştım. Türkiye’de ulaşım altyapımız iyi olabilir ancak fiyatların bu kadar yüksek olması, seyahat edenler için büyük bir külfet.
Konaklama: Alsancak Ege Palas Business
Konakladığım otel, Alsancak’ta bulunan Ege Palas Business idi. Bundan tam 15 yıl önce yine aynı otelde kalmıştım. Ne yazık ki, otelde herhangi bir yenilenme veya modernizasyon yapılmadığını görmek beni hayal kırıklığına uğrattı. İzmir gibi turistik bir şehrin, özellikle deniz manzarasına sahip otellerinin, çağa ayak uydurması gerektiğini düşünüyorum.Otelin konumu ve İzmir’in temiz havası büyük avantaj. İstanbul’a kıyasla nüfusun az olması, şehrin daha rahat bir atmosfere sahip olmasını sağlıyor. Ancak turistik bir bölgede bulunan otellerin daha bakımlı, teknolojik ve modern olması gerekiyor.Neyse ki, personel güler yüzlü ve samimiydi, bu da konaklamam sırasında moralimi bir nebze olsun düzeltti. Otelin en büyük artılarından biri ise, odalarda halı bulunmamasıydı. Hijyen açısından olumlu bir detay.İzmir’in Trafik Sorunuİzmir’in trafik problemi, İstanbul’dan pek farklı değil. Özellikle 100 metrede bir trafik ışığı olması, akışı oldukça yavaşlatıyor. Bunun bir amacı olduğunu düşünüyorum ancak bu kadar sık trafik ışığı konulmasının trafiği rahatlatmak yerine aksine zorlaştırdığı bir gerçek.İzmir Turizm Fuarı: Beklentilerin Altında Kaldı
Fuara dönecek olursak, İzmir Turizm Fuarı’nın düzenlendiği bina oldukça etkileyiciydi. Ancak, içeriğe bakıldığında uluslararası katılımın neredeyse hiç olmadığını görmek büyük bir eksiklikti. Bir fuarın amacı, kenti ve ülkeyi tanıtmaksa, burada ciddi anlamda yetersiz kalınmıştı.Katılımcılar genellikle birbirlerini tanıyan turizm sektörü temsilcilerinden oluşuyordu. Fuarın amacı, Türkiye’nin ve İzmir’in turizm potansiyelini dünya pazarına tanıtmak olmalıydı. Ancak, hiçbir yabancı ülkenin katılım sağlamadığı bir fuarın global ölçekte bir etkisi olacağını düşünmüyorum.