İçimizdeki Rönesans
İlk olarak İtalya’da ortaya çıkıp, sonrasında diğer Avrupa ülkelerine yayıldığı dönemde, insan ve insana ait değerleri ön plana çıkartan hümanizm akımını da beraberinde getirdi.
Felsefe ve bilimin çeviri yoluyla daha fazla kitlelere yayılması, deneysel düşüncenin canlanması, insan yaşamı üzerine daha fazla yoğunlaşılan, matbaanın bulunmasıyla bilginin geniş kitlelerle paylaşımının arttığı ve büyük radikal değişimlerin yaşandığı bu verimli dönem sanat ve bilim adına şüphesiz çok büyük katkılar sağladı.
Özge Gürkan
Oysa bu parlak dönemin öncesinde Avrupa oldukça kaotik dönemlerden geçiyordu. Orta Çağ Avrupası’nda insanın neredeyse hiçbir kıymetinin olmadığı, engizisyon mahkemelerinde yüz binlerce insanını haksız yere ve çoğu zaman sadece servetlerinin ele geçirilebilmesi için öldürüldüğü, din adamlarının farklı menfaatler karşılığında hareket ettiği, mantık ve insani değerlerin kaybolduğu , pek çok önemli düşünürün çeşitli işkenceler gördüğü ve öldürüldüğü bu karanlık dönem Rönesans’ı doğurdu.
Rönesans'ın öncüleri, sanat faaliyetlerinin yanı sıra edebiyat, tarih, arkeoloji ve mimariye de önem verdiler. Resim ve tasvir anlayışı çok gelişti.
Bu şekilde İtalya’da başlayan Rönesans hareketi kısa zamanda bütün Avrupa’ya yayılarak, tarihin en
başarılı ve verimli sanatçı ve düşünürlerini yarattı. Ressamlardan Leonardo Da Vinci, Velasquez, Rembrandt, Clouet, Dürer, heykeltraş ve ressam Michelangelo, edebiyat alanında Shakespeare, Montaigne, Cervantes, hümanizm akımında Erasmus, Luther ve bilim insanı Kopernik bu döneme damga vuranların başında geliyor.
başarılı ve verimli sanatçı ve düşünürlerini yarattı. Ressamlardan Leonardo Da Vinci, Velasquez, Rembrandt, Clouet, Dürer, heykeltraş ve ressam Michelangelo, edebiyat alanında Shakespeare, Montaigne, Cervantes, hümanizm akımında Erasmus, Luther ve bilim insanı Kopernik bu döneme damga vuranların başında geliyor.
En karanlık dönemler bazen bizi en aydınlık günlere taşır. Her doğum sancılıdır, kanlıdır ama sonrasında mucizesiyle gelir ve size tüm zorlukları geride bıraktırır.
Unutmayın canın en çok yandığı noktada gerçekleşir doğum..
Bundandır ki tüm dünyanın içinden geçtiği bu süreç bizi yaralasa da, sarssa da, üzücü kayıplara neden olsa da bu bir son değil.
Güzel günlere inancınızı yitirmeyin.. Daha güzel günlerin geleceğini ve tüm bunların bizim elimizde
olduğunu bilin.
olduğunu bilin.
Sanata sarılın, spora sarılın, ailenize sarılın, işinize sarılın ama hep bu inancı kucaklayın...