Hibe kalkarsa Çin ile rekabet edebiliriz
Hazır giyim sektörü kamudan sekiz maddelik talepte bulundu. İHKİB Başkanı Gültepe, ayrıca medikal malzeme ihracatın dahi benin kalkması durumunda Çinilere rekabet eder hale gelerek, ihracatı üç katına çıkarabileceklerini bildirdi.
RECEP ERÇİN
İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, hazır giyim endüstrisinin Türkiye ekonomisi için kritik öneminin salgın sürecinde bir kez daha görüldüğünü söyledi. Salgınla birlikte küresel pazarlarda oluşan yeni dengelerin Türk hazır giyim endüstrisinin elini güçlendirdiğini belirten İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, “İhracatta üç aylık kan kaybının ardından haziran ayından itibaren çok hızlı bir toparlanma dönemine girdik. Temmuzda 1.8 milyar dolar çıtasını aşarak aylık ihracat rekorumuzu kırdık. Ağustosta da 1 milyar 546 milyon dolarla en fazla ihracat yapan sektör olduk” dedi.
ÇİN 30 MİLYAR DOLARLIK ÜRÜN SATTI
“Mayıs ayında yüzde 38.3’e kadar gerileyen kapasite kullanımımız Ağustosta yüzde 68.9’a ulaştı. Depolarımızdaki stokların hızla çekilmesinin yanı sıra maske ve koruyucu giysiye yoğun talebin de katkısı ile haziran ayı ihracatımızda yüzde 25 artış kaydettik. Temmuz ihracatımız ise yüzde 8.4 artışla 1 milyar 812 milyon dolara yükseldi" bilgisini veren Gültepe, salgın döneminde talep patlaması yaşanan maske ve tulum gibi medikal ürünlerle ilgili büyük bir pazar oluştuğunu kaydetti. Avrupa Birliği'nin bu yılın ilk yarısında Çin’den 15 milyar avro tutarında maske, tulum ve önlük gibi koruyucu giysi tedarik ettiğini anlatan Gültepe, "Çin’in ardından ikinci sırada olan Türkiye’nin Avrupa’ya ihracatı ise 295 milyon avroda kaldı. Eğer bu ürünlerin ihracatında ön izin ve hibe prosedürü olmasaydı, toplamda bir milyar dolara yakın ihracatımızı üç katına çıkarabilirdik. Çin yılın ilk yedi ayında dünyaya 30 milyar dolarlık maske, tulum, önlük vs. sattı. Biz bire bir hibenin kalması için girişimde bulunduk. Üçte bire düştü. Hibe kalkarsa Çin ile rekabet edebiliriz. İhracat 2-3 katına çıkabilir. Çünkü ülkeler yakın pazardan alım yapmak istiyor. Bir de Türkiye güvenilir bir üretim merkezi" bilgisini verdi.
NELER YAPILMALI?
Eğer bir aksilik olmazsa salgının tüm olumsuz etkilerine rağmen 2020’yi ihracatta en fazla yüzde 5-7’lik bir daralma ile kapatacaklarını belirten İHKİB Başkanı Gültepe, "Hazır giyim sektörünün ilk 10 pazarı arasında yer alan ülkelerden İsrail’e ağustos ayında ihracatımız yüzde 39, Hollanda’ya yüzde 33, ABD’ye yüzde 30, İngiltere’ye yüzde 27, İspanya’ya yüzde 14, Fransa’ya yüzde 12, Almanya’ya ise yüzde 7 arttı. Avrupa ve ABD’den gelen siparişler önümüzdeki dört ayın da iyi geçeceğini gösteriyor" diye konuştu. Salgınla birlikte tedarik zincirinin yeniden yapılandığını, tüketim alışkanlıklarında da ciddi değişiklikler olduğunu hatırlatan Gültepe, küresel markaların tedariklerini yakın coğrafyalardan karşılamayı tercih edeceklerini, ayrıca anlık talebe hızlı cevap verebilme kapasitesinin yeni dönemin en önemli dinamiklerinden birini oluşturacağını söyledi.
ÇİN 30 MİLYAR DOLARLIK ÜRÜN SATTI
“Mayıs ayında yüzde 38.3’e kadar gerileyen kapasite kullanımımız Ağustosta yüzde 68.9’a ulaştı. Depolarımızdaki stokların hızla çekilmesinin yanı sıra maske ve koruyucu giysiye yoğun talebin de katkısı ile haziran ayı ihracatımızda yüzde 25 artış kaydettik. Temmuz ihracatımız ise yüzde 8.4 artışla 1 milyar 812 milyon dolara yükseldi" bilgisini veren Gültepe, salgın döneminde talep patlaması yaşanan maske ve tulum gibi medikal ürünlerle ilgili büyük bir pazar oluştuğunu kaydetti. Avrupa Birliği'nin bu yılın ilk yarısında Çin’den 15 milyar avro tutarında maske, tulum ve önlük gibi koruyucu giysi tedarik ettiğini anlatan Gültepe, "Çin’in ardından ikinci sırada olan Türkiye’nin Avrupa’ya ihracatı ise 295 milyon avroda kaldı. Eğer bu ürünlerin ihracatında ön izin ve hibe prosedürü olmasaydı, toplamda bir milyar dolara yakın ihracatımızı üç katına çıkarabilirdik. Çin yılın ilk yedi ayında dünyaya 30 milyar dolarlık maske, tulum, önlük vs. sattı. Biz bire bir hibenin kalması için girişimde bulunduk. Üçte bire düştü. Hibe kalkarsa Çin ile rekabet edebiliriz. İhracat 2-3 katına çıkabilir. Çünkü ülkeler yakın pazardan alım yapmak istiyor. Bir de Türkiye güvenilir bir üretim merkezi" bilgisini verdi.
NELER YAPILMALI?
Eğer bir aksilik olmazsa salgının tüm olumsuz etkilerine rağmen 2020’yi ihracatta en fazla yüzde 5-7’lik bir daralma ile kapatacaklarını belirten İHKİB Başkanı Gültepe, "Hazır giyim sektörünün ilk 10 pazarı arasında yer alan ülkelerden İsrail’e ağustos ayında ihracatımız yüzde 39, Hollanda’ya yüzde 33, ABD’ye yüzde 30, İngiltere’ye yüzde 27, İspanya’ya yüzde 14, Fransa’ya yüzde 12, Almanya’ya ise yüzde 7 arttı. Avrupa ve ABD’den gelen siparişler önümüzdeki dört ayın da iyi geçeceğini gösteriyor" diye konuştu. Salgınla birlikte tedarik zincirinin yeniden yapılandığını, tüketim alışkanlıklarında da ciddi değişiklikler olduğunu hatırlatan Gültepe, küresel markaların tedariklerini yakın coğrafyalardan karşılamayı tercih edeceklerini, ayrıca anlık talebe hızlı cevap verebilme kapasitesinin yeni dönemin en önemli dinamiklerinden birini oluşturacağını söyledi.
Gültepe, sektörün kamu otoritesinden beklentilerini ise şöyle özetledi:
- AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, İngiltere ile esnek menşe kuralları içeren serbest ticaret anlaşması, ABD ile de tercihli ticaret anlaşması imzalanması halinde işimiz çok daha kolaylaşacak. *Bunların olmaması halinde ABD’den ithal ettiğimiz pamukla üretilen hazır giyim ürünlerinde gümrük vergisi avantajı sağlanmasının alternatif olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.
- Yatırım iştahı olan firmalarımızın özellikle Anadolu’da yapacakları yüksek kapasiteli ve yüksek teknolojili yatırımların çeşitli teşviklerle cazip hale getirilmesini bekliyoruz.
- Yurt içinde üretilmeyen düğme, fermuar, çıtçıt gibi bazı aksesuar ürünlerini ithal etmek durumundayız. Tam da sektör yeniden toparlanırken bu ürünlerin ithalatına ilave gümrük vergisi getirildi; kumaş ve iplikte de gümrük vergisi yükseltildi. İlave vergilerin süresi bu ay doluyor. Biz bu vergilerde süre uzatımına gidilmeyeceğini, daha önce uygulanan oranların da sektörün elini güçlendirecek şekilde gözden geçirileceğini ümit ediyoruz.
- Dünyada tüketimi geometrik artan spor ve aktif giyim hammaddelerinin önemli bir kısmının ülkemizde üretimi bulunmuyor. Söz konusu ürünlerdeki ilave vergi ve korunma önlemlerinin kaldırılması halinde küresel rekabette daha avantajlı olacağımıza inanıyoruz.
- Maske, tulum, önlük gibi medikal giysilerde ihracatımızı artırabilmek için iç piyasa ihtiyacının karşılanmasında sıkıntı yaratılmayacak şekilde ön izin ve hibe şartının kaldırılmasını diliyoruz.
- AB ülkelerinden marka satın almalarının hem finansal hem de satın alma süreci açısından desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
- Hazır giyim yatırımlarında tek bir teşvik belgesi içinde, yapılacak enerji yatırımlarının da belge kapsamına dahil edilerek desteklenmesini bekliyoruz.