HEDEF SIFIR EMİSYON
Sıfır emisyon nedir ? Neden sıfır emisyon hedefi var ? Hangi ülkeler ne gibi aksiyonlar almaktadır ? Yatırımlar ve teşvikler neler ?
Batuhan Onur Saçaklı
Modern dünyanın yoğun enerji talebini karşılayabilmek için çok yüksek miktarda kullanılan karbon bazlı yakıtlar yüzünden salınan CO2 (karbondioksit ) günden güne gezegenimizin atmosferine enerji yüklemektedir.
Bu yüklenen enerji atmosferik ve iklimsel doğa olaylarını etkilemekte. 20-30 sene öncesine göre günümüzde iklimsel hava olayları değişimler göstermekle birlikte olması gereken koşulların da üzerine çıkarak iklimsel felaketlere yol açmaktadır. Geçtiğimiz 2 ayda da peş peşe Amerika'nın Teksas eyaletinde gerçekleşen ani hava soğuması sonucu normal koşullarda 15-20 santigrat derece seviyelerinde seyir etmesi gereken hava sıcaklığı -10 seviyelerine kadar düştü. Teksas eyaletinin tarihinde görülmemiş olan bu soğuk hava akımı eyaletin alt yapısının ve hizmetlerinin bu seviyelerdeki soğuk havaya göre yapılmadığı için elektrik kesintileri, su borularında donmalar sonucunda evleri su bastı ve yolların kapanmasından dolayı insanlar yollarda kaldı. Ne yazık ki bunların sonucunda yüzlerce kişi hayatını kaybetti Teksas eyaleti ise yüz milyonlarca dolar zarara uğradı. Bu değişim sadece okyanus ötesinde de olmuyor İstanbul ve İzmir de görülen kasırgalar atmosfer de biriken yoğun enerjiden kaynaklı oluşmaktadır.
Eğer hızlı ve kesin bir şekilde önlemler alınmaz ise atmosferde biriken bu enerji miktarı daha da artacak ve bugünlerde tanıklık ettiğimiz bu doğa olayları sıradanlaşacak hatta çok daha kötü ve sert atmosferik olaylar ile karşı karşıya geleceğiz.
Tam da bu nokta da Birleşmiş Milletler küresel iklim değişikliği konferansında alınan karar ile 2050 yılına kadar zero-emission ( sıfır emisyon ) politikası yürürlüğe konuldu.
Kullanmış olduğumuz doğal gaz, kömür, petrol bazlı ürünlerden ısı, ışık veya hareket enerjisi elde
etmek için yanmaları gerekir. Bu ürünlerin içerinde yüksek miktarda karbon ( C ) molekülü bulunur
ve yanma sonucunda bu karbon molekülleri oksijen ( O ) molekülleri ile birleşerek ya karbonmonoksit
( CO ) ya da karbondioksit ( CO2 ) açığa çıkartır. Bu çıkan iki gaz da atmosfere karışarak atmosferdeki yoğunluğu arttırır, yoğunlaşan atmosferde enerji birikimi artar. CLIMATE ANALYTICS ' in raporuna göre
2050 yılına kadar karbondioksit ( CO2 ) salınımını hızlı bir şekilde sıfıra indirgememiz gereklidir.
Yani kömür, doğal gaz ve petrol bazlı enerji kaynaklarından uzaklaşıp güneş, rüzgar, jeotermal enerji gibi daha çevre dostu doğayı kirletmeyen ve sürdürülebilir kaynaklara yönelmeliyiz.
Şu anda bile dünyanın ortalama ısısı 0.9 santigrat derece artmış bulunmakta, eğer bu şekilde tüketime devam edersek Temiz Enerji Vakfı (TEMEV) ve Küresel Denge Derneği'nin açıkladığı veriler doğrultusunda 2100 yılında dünyanın ortalama ısısının 5-6 derece artma riski olduğunu söylendi. Şimdi bile bu denli yıkıcı etkilerini gördüğümüz iklim değişikliğinin bu seviyelere çıkması insanlık ve doğal yaşam için büyük bir risk oluşturmakta. Bütün bunlar sonucunda ise Uluslararası Enerji Ajansı ( IEA ) ve Birleşmiş Milletler ( BM ) üye ülkelerce sıfır emisyon misyonuna geçti.
Yenilenebilir enerjiye en fazla yatırımı yapan ülkeler ise 2019 verilerine göre;
Avrupa Birliğin'nin Yeşil Mutabakat'ı doğrultusunda ise 2020 yılında yaklaşık 60 milyar euro seviyesinde yatırım yapıldı. Küresel danışmanlık şirketi Kearney tarafından Alman Handelsblatt gazetesine verilen raporda Avrupa 2022 yılı başlarına kadar 90 milyar euro yatırım seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyor. Kearney, Avrupa enerji endüstrisinin 2030 yılına kadar yapacakları yatırımın 650 milyar euro seviyelerini bulabileceğini hatta rüzgar ve güneş enerjisindeki
AR-GE ve yatırımlarında dahilinde 1 trilyon euro seviyelerine kadar çıkabileceğini tahmin ettiğini belirtti. Avrupa'nın dev enerji şirketleri ise, İtalyan Enel 2030 yılına kadar 70 milyar euro , İspanyol enerji şirketi Iberdrola 2025 yılına kadar 34 milyar euro yatırım yapmayı planlıyor. Aynı zamanda ise Avrupa Yatırım Bankası da güneş enerjisine 43.5 milyon euro destek sağlayacağını açıkladı.
Türkiye, 2018 yılında kabul edilen Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nda 2023 yılına kadar yaklaşık 11 milyar ABD doları yatırım yapacaktır. Bu bağlamda ise Türkiye'nin yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlar neticesinde %73 lük enerji ihtalatını da kırmak istemektedir. Türkiye'nin enerji ithalatı;
2012 2017 2018
60.1 milyar ABD doları 37.2 milyar ABD doları 42.99 milyar ABD doları
Kur ve yatırımların neticesinde değişen enerji ithlatımız son dönemde tekrardan düşüşe geçmiştir. Bunun ana nedeni ise yapılan yatırımlardır. 2020 yılında 4800 megawatt kapasiteli yenilenebilir enerjiye 7 milyar ABD doları yatırım yapılmıştır. Yenilenebilir enerji potansiyeli çok yüksek olan ülkemizde yatırımların hız kesmeden devam etmesi ve bizim de kendimize sıfır emisyon için bir hedef belirlememiz çok büyük önem arz etmektedir.
Sıfır emisyon hedefi olan ülkeler ise;
Son olarak, Dünya Bankası'nın açıklamasına göre; 2050' ye kadar sıfır emisyon hedefi koyan veya planlayan ülke,şehir ve eyaletlerin GSYİH'sı yaklaşık olarak 46 trilyon ABD doları seviyesindedir. Aynı zamanda Reuters'ın açıklamasına göre 2050' ye kadar sıfır emisyon için yıllık harcanması gereken miktarın 1-2 trilyon ABD doları olduğunu tahmin ediliyor. Kısacası yeterli yatırımlar ve teşvikler ile ulaşılamayacak bir hedef değil. Yaşanılabilir bir dünya için geleceğimizi doğayla birlikte inşaa etmemiz gerekmektedir.
https://www.iea.org/countries/turkey
https://climateanalytics.org/media/ca_briefing_timetables_for_zero_emissions_and_2050_emissions_reductions.pdf
Batuhan Onur Saçaklı
Modern dünyanın yoğun enerji talebini karşılayabilmek için çok yüksek miktarda kullanılan karbon bazlı yakıtlar yüzünden salınan CO2 (karbondioksit ) günden güne gezegenimizin atmosferine enerji yüklemektedir.
Bu yüklenen enerji atmosferik ve iklimsel doğa olaylarını etkilemekte. 20-30 sene öncesine göre günümüzde iklimsel hava olayları değişimler göstermekle birlikte olması gereken koşulların da üzerine çıkarak iklimsel felaketlere yol açmaktadır. Geçtiğimiz 2 ayda da peş peşe Amerika'nın Teksas eyaletinde gerçekleşen ani hava soğuması sonucu normal koşullarda 15-20 santigrat derece seviyelerinde seyir etmesi gereken hava sıcaklığı -10 seviyelerine kadar düştü. Teksas eyaletinin tarihinde görülmemiş olan bu soğuk hava akımı eyaletin alt yapısının ve hizmetlerinin bu seviyelerdeki soğuk havaya göre yapılmadığı için elektrik kesintileri, su borularında donmalar sonucunda evleri su bastı ve yolların kapanmasından dolayı insanlar yollarda kaldı. Ne yazık ki bunların sonucunda yüzlerce kişi hayatını kaybetti Teksas eyaleti ise yüz milyonlarca dolar zarara uğradı. Bu değişim sadece okyanus ötesinde de olmuyor İstanbul ve İzmir de görülen kasırgalar atmosfer de biriken yoğun enerjiden kaynaklı oluşmaktadır.
Eğer hızlı ve kesin bir şekilde önlemler alınmaz ise atmosferde biriken bu enerji miktarı daha da artacak ve bugünlerde tanıklık ettiğimiz bu doğa olayları sıradanlaşacak hatta çok daha kötü ve sert atmosferik olaylar ile karşı karşıya geleceğiz.
Tam da bu nokta da Birleşmiş Milletler küresel iklim değişikliği konferansında alınan karar ile 2050 yılına kadar zero-emission ( sıfır emisyon ) politikası yürürlüğe konuldu.
Kullanmış olduğumuz doğal gaz, kömür, petrol bazlı ürünlerden ısı, ışık veya hareket enerjisi elde
etmek için yanmaları gerekir. Bu ürünlerin içerinde yüksek miktarda karbon ( C ) molekülü bulunur
ve yanma sonucunda bu karbon molekülleri oksijen ( O ) molekülleri ile birleşerek ya karbonmonoksit
( CO ) ya da karbondioksit ( CO2 ) açığa çıkartır. Bu çıkan iki gaz da atmosfere karışarak atmosferdeki yoğunluğu arttırır, yoğunlaşan atmosferde enerji birikimi artar. CLIMATE ANALYTICS ' in raporuna göre
2050 yılına kadar karbondioksit ( CO2 ) salınımını hızlı bir şekilde sıfıra indirgememiz gereklidir.
Yani kömür, doğal gaz ve petrol bazlı enerji kaynaklarından uzaklaşıp güneş, rüzgar, jeotermal enerji gibi daha çevre dostu doğayı kirletmeyen ve sürdürülebilir kaynaklara yönelmeliyiz.
Şu anda bile dünyanın ortalama ısısı 0.9 santigrat derece artmış bulunmakta, eğer bu şekilde tüketime devam edersek Temiz Enerji Vakfı (TEMEV) ve Küresel Denge Derneği'nin açıkladığı veriler doğrultusunda 2100 yılında dünyanın ortalama ısısının 5-6 derece artma riski olduğunu söylendi. Şimdi bile bu denli yıkıcı etkilerini gördüğümüz iklim değişikliğinin bu seviyelere çıkması insanlık ve doğal yaşam için büyük bir risk oluşturmakta. Bütün bunlar sonucunda ise Uluslararası Enerji Ajansı ( IEA ) ve Birleşmiş Milletler ( BM ) üye ülkelerce sıfır emisyon misyonuna geçti.
Yenilenebilir enerjiye en fazla yatırımı yapan ülkeler ise 2019 verilerine göre;
- Çin 83.4 milyar ABD doları
- Amerika 55.5 milyar ABD doları
- Japonya 16.5 milyar ABD doları
- Hindistan 9.3 milyar ABD doları
- Brezilya 6.5 milyar ABD doları
- Avustralya 5.6 milyar ABD doları
- Hollanda 5.5 milyar ABD doları
- İngiltere 5.3 milyar ABD doları
- Güney Kore 4.6 milyar ABD doları
- Fransa 4.4 milyar ABD doları
- Almanya 4.4 milyar ABD doları
Avrupa Birliğin'nin Yeşil Mutabakat'ı doğrultusunda ise 2020 yılında yaklaşık 60 milyar euro seviyesinde yatırım yapıldı. Küresel danışmanlık şirketi Kearney tarafından Alman Handelsblatt gazetesine verilen raporda Avrupa 2022 yılı başlarına kadar 90 milyar euro yatırım seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyor. Kearney, Avrupa enerji endüstrisinin 2030 yılına kadar yapacakları yatırımın 650 milyar euro seviyelerini bulabileceğini hatta rüzgar ve güneş enerjisindeki
AR-GE ve yatırımlarında dahilinde 1 trilyon euro seviyelerine kadar çıkabileceğini tahmin ettiğini belirtti. Avrupa'nın dev enerji şirketleri ise, İtalyan Enel 2030 yılına kadar 70 milyar euro , İspanyol enerji şirketi Iberdrola 2025 yılına kadar 34 milyar euro yatırım yapmayı planlıyor. Aynı zamanda ise Avrupa Yatırım Bankası da güneş enerjisine 43.5 milyon euro destek sağlayacağını açıkladı.
Türkiye, 2018 yılında kabul edilen Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nda 2023 yılına kadar yaklaşık 11 milyar ABD doları yatırım yapacaktır. Bu bağlamda ise Türkiye'nin yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlar neticesinde %73 lük enerji ihtalatını da kırmak istemektedir. Türkiye'nin enerji ithalatı;
2012 2017 2018
60.1 milyar ABD doları 37.2 milyar ABD doları 42.99 milyar ABD doları
Kur ve yatırımların neticesinde değişen enerji ithlatımız son dönemde tekrardan düşüşe geçmiştir. Bunun ana nedeni ise yapılan yatırımlardır. 2020 yılında 4800 megawatt kapasiteli yenilenebilir enerjiye 7 milyar ABD doları yatırım yapılmıştır. Yenilenebilir enerji potansiyeli çok yüksek olan ülkemizde yatırımların hız kesmeden devam etmesi ve bizim de kendimize sıfır emisyon için bir hedef belirlememiz çok büyük önem arz etmektedir.
Sıfır emisyon hedefi olan ülkeler ise;
- Avrupa Birliği 2050
- İsveç 2045
- Danimarka 2050
- Yeni Zelanda 2050
- Şili 2050
- Finlanda 2035
- İzlanda 2040
- Norveç 2050
- Japonya 2050
- Güney Kore 2050
- Çin 2060
- Amerika 2050
Son olarak, Dünya Bankası'nın açıklamasına göre; 2050' ye kadar sıfır emisyon hedefi koyan veya planlayan ülke,şehir ve eyaletlerin GSYİH'sı yaklaşık olarak 46 trilyon ABD doları seviyesindedir. Aynı zamanda Reuters'ın açıklamasına göre 2050' ye kadar sıfır emisyon için yıllık harcanması gereken miktarın 1-2 trilyon ABD doları olduğunu tahmin ediliyor. Kısacası yeterli yatırımlar ve teşvikler ile ulaşılamayacak bir hedef değil. Yaşanılabilir bir dünya için geleceğimizi doğayla birlikte inşaa etmemiz gerekmektedir.
https://www.iea.org/countries/turkey
https://climateanalytics.org/media/ca_briefing_timetables_for_zero_emissions_and_2050_emissions_reductions.pdf