GÖRÜNEN VE GÖRÜNMEYEN FERMUARI ÇEKME SANATI!
İnsanların bedenlerinde kullandıkları dört tip fermuar vardır. Ayrıca Eşya ve aksesuar amaçlı
kullanım ve uygulamalar vardır. Burada İnsan türünün her iki cinsi tarafından bedenleri üzerinde kullanılançeşitlerihakkında fermuar açıp kapatacağız.
Bu fermuarlardan biri görünmez ama hissedilir, duyma, anlama, tepki verme organına hitap eder.
En etkili fermuar türlerindendir.
Diğeri vücudun ön kısmında yaygın olarak kullanılır ve görünendir. En mahrem olup en sık (WC ihtiyacı için) kullanılandır. Burada en kısa özetle fermuar gevezesi olan bireyler edep yoksunları olurlar diyerek ‘Eline, diline, beline hakim ol’ atasözüne de atıfta bulunmadan geçemeyeceğim.
Diğer iki Fermuar da sırtta ve vücudun üst ön bölgesinde kullanılır. Görünendir. Genellikle giyisilerin fonksiyonunu etkinleştirmek, korunmak için estetik stille kullanılanlarıdr.
Değerli dostlarım; Sizlerinde süratle muhakeme edip bu fermuarlar hakkında fikir ürettiğinizi hayal ediyorum. Ve sizler kadar keyifle yazılı sohbetimizin fermuarını açıp konuyu ağırlıklı olarak görünmeyen farmuar etrafında yoğunlaştırmayı düşünüyorum.
Dikkat ederseniz diğer fermuar türlerinin hepsi görünen bir tanesi ise görünmeyendir.
En yaygın olanı ağız açma kapama türünde kullanılır. Sonrasını, kulak, burun, göz ve diğerleri takip eder. Ağzın istem dahilinde ve haricinde açılıp kapanması ile bir takım sesler çıkarırız. Sadece Fermuarı açık olan Kulak tarafından duyulan bu sesler ya deli eder ya veli. Ya barışa götürür ya savaşa. Ya sevgiyi haykırır ya nefreti. Ya umudu müjdeler ya hazanı getirir.
‘‘ Bilgiyle donatılan Beynin süzgecinden geçip, yüreğin imbiğinden geçerek dilden süzülenler en duyulmak istenendir.’’Böyle açılan ağız fermuarından çıkanlara kulaklar da fermuarını sonuna kadar açar ve/veya açmalıdır.
Haydi birlikte aynaya bakalım ya da gözümüzde canlandıralım. Dili barındıran ağzımızın muhafızları olan dişler aynı zamanda bir fermuar görevi görür. Bu muhafız, öğütücü ve fermuar dişler iki şekilde kendini gösterir. İçten gülümsediğinizde ve hiddetle sinirlendiğinizde. Tabi ki siz de farkında iseniz yemek yerken ve diğer eylemlerini değil de manevi eylemi yani görünmeyen hali burada öncelikli konumuz.
Bir hayli fermuar açılımdan bahsettikten sonra özetlersek. Fikri olan/olmayan, Bilgisi olan/olmayan, laf olsundu diye konuşan, küfürle kirlilik yaratan yani her yerde, her şeyde ağzının fermuarını açmak makbul değildir.
Laf söylemeyi söz söylemekle eş tutmayan, akıl/zeka/bilgi sarmalında öğütülen, muhakeme ederek konuşan, nezaketle dillenen, edeple söylenen dile fermuar açmak en kıymetlisidir.
Elbette günlük yaşamda, sanatta, siyasette, ekonomide yaşama dair insan için, doğa için ve hayvan için ne varsa insanlığın yürek fermuarını sevgide açık, nefrette kapalı tutarak, dilini iktisatlı kullanması yeğdir.
‘’Sınırlarımız içinde ve Sınırlarımız Ötesinde yaşananlar, yaşatılanlar... Gözlerimiz doğru yönlere baksın, kulaklarımız doğru şeyleri dinlesin ve aklımız doğru düşünp doğru kararlar versin!...’’
Değerli dostlarım görünen, görünmeyen fermuarları çekme sanatında istikrarlı, iktisatlı, edepli, faydalı ve anlamlı duruşlar diliyorum. Sohbetimizin fermuarını sevgi ile şimdilik kapatıyor, Yağlıboya resmimin görselini, Youtube’da yayımladığım bir şarkımı (Her gün beni arıyordu
https://www.youtube.com/watch?v=xFtlS-SldBQ ) ve ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’Kitabımdan alıntı bir şiirimi güzel gönüllerinize bırakıyorum. Sanatın ışığında güzelliklerle kalın, sanatla çoğalın.
O GÜNDEN SONRA
Müjdeler verildi ismin seçildi
Rahmine düştüğün o günden sonra
Şükürle sevgiyle yolun gözlendi
Dokuz ay on günün geçtikten sonra
Bir kadın bedeni taşıdı seni
Kanıyla canıyla büyüttü seni
Göğsünde doyurdu uyuttu seni
Koluna aldığı o günden sonra
Yolunu gözledi dualar ile
Yaşamı sürdüğün hayırlar ile
Ömrüne yazdığın sevaplar ile
Ateşten gömlektin o günden sonra
Gün geldi sevdiğin çıktı karşına
Nikahla murada eren başına
Sevgiyle lokmayı kardın aşına
Tek yürek olduğun o günden sonra
Gönlüne koyduğun kadındı senin
Derdini açtığın kadındı senin
Koynunda yattığın kadındı senin
Dünyaya geldiğin o günden sonra
Perihan KOCA
www.perihankoca.com
www.sanatinrenkleri.com
[email protected]
[email protected]
Instagram& Facebook &Twitter
İnsanların bedenlerinde kullandıkları dört tip fermuar vardır. Ayrıca Eşya ve aksesuar amaçlı
kullanım ve uygulamalar vardır. Burada İnsan türünün her iki cinsi tarafından bedenleri üzerinde kullanılançeşitlerihakkında fermuar açıp kapatacağız.
Bu fermuarlardan biri görünmez ama hissedilir, duyma, anlama, tepki verme organına hitap eder.
En etkili fermuar türlerindendir.
Diğeri vücudun ön kısmında yaygın olarak kullanılır ve görünendir. En mahrem olup en sık (WC ihtiyacı için) kullanılandır. Burada en kısa özetle fermuar gevezesi olan bireyler edep yoksunları olurlar diyerek ‘Eline, diline, beline hakim ol’ atasözüne de atıfta bulunmadan geçemeyeceğim.
Diğer iki Fermuar da sırtta ve vücudun üst ön bölgesinde kullanılır. Görünendir. Genellikle giyisilerin fonksiyonunu etkinleştirmek, korunmak için estetik stille kullanılanlarıdr.
Değerli dostlarım; Sizlerinde süratle muhakeme edip bu fermuarlar hakkında fikir ürettiğinizi hayal ediyorum. Ve sizler kadar keyifle yazılı sohbetimizin fermuarını açıp konuyu ağırlıklı olarak görünmeyen farmuar etrafında yoğunlaştırmayı düşünüyorum.
Dikkat ederseniz diğer fermuar türlerinin hepsi görünen bir tanesi ise görünmeyendir.
En yaygın olanı ağız açma kapama türünde kullanılır. Sonrasını, kulak, burun, göz ve diğerleri takip eder. Ağzın istem dahilinde ve haricinde açılıp kapanması ile bir takım sesler çıkarırız. Sadece Fermuarı açık olan Kulak tarafından duyulan bu sesler ya deli eder ya veli. Ya barışa götürür ya savaşa. Ya sevgiyi haykırır ya nefreti. Ya umudu müjdeler ya hazanı getirir.
‘‘ Bilgiyle donatılan Beynin süzgecinden geçip, yüreğin imbiğinden geçerek dilden süzülenler en duyulmak istenendir.’’Böyle açılan ağız fermuarından çıkanlara kulaklar da fermuarını sonuna kadar açar ve/veya açmalıdır.
Haydi birlikte aynaya bakalım ya da gözümüzde canlandıralım. Dili barındıran ağzımızın muhafızları olan dişler aynı zamanda bir fermuar görevi görür. Bu muhafız, öğütücü ve fermuar dişler iki şekilde kendini gösterir. İçten gülümsediğinizde ve hiddetle sinirlendiğinizde. Tabi ki siz de farkında iseniz yemek yerken ve diğer eylemlerini değil de manevi eylemi yani görünmeyen hali burada öncelikli konumuz.
Bir hayli fermuar açılımdan bahsettikten sonra özetlersek. Fikri olan/olmayan, Bilgisi olan/olmayan, laf olsundu diye konuşan, küfürle kirlilik yaratan yani her yerde, her şeyde ağzının fermuarını açmak makbul değildir.
Laf söylemeyi söz söylemekle eş tutmayan, akıl/zeka/bilgi sarmalında öğütülen, muhakeme ederek konuşan, nezaketle dillenen, edeple söylenen dile fermuar açmak en kıymetlisidir.
Elbette günlük yaşamda, sanatta, siyasette, ekonomide yaşama dair insan için, doğa için ve hayvan için ne varsa insanlığın yürek fermuarını sevgide açık, nefrette kapalı tutarak, dilini iktisatlı kullanması yeğdir.
‘’Sınırlarımız içinde ve Sınırlarımız Ötesinde yaşananlar, yaşatılanlar... Gözlerimiz doğru yönlere baksın, kulaklarımız doğru şeyleri dinlesin ve aklımız doğru düşünp doğru kararlar versin!...’’
Değerli dostlarım görünen, görünmeyen fermuarları çekme sanatında istikrarlı, iktisatlı, edepli, faydalı ve anlamlı duruşlar diliyorum. Sohbetimizin fermuarını sevgi ile şimdilik kapatıyor, Yağlıboya resmimin görselini, Youtube’da yayımladığım bir şarkımı (Her gün beni arıyordu
https://www.youtube.com/watch?v=xFtlS-SldBQ ) ve ‘‘Güfte Renginde Şiir Ritminde’’Kitabımdan alıntı bir şiirimi güzel gönüllerinize bırakıyorum. Sanatın ışığında güzelliklerle kalın, sanatla çoğalın.
O GÜNDEN SONRA
Müjdeler verildi ismin seçildi
Rahmine düştüğün o günden sonra
Şükürle sevgiyle yolun gözlendi
Dokuz ay on günün geçtikten sonra
Bir kadın bedeni taşıdı seni
Kanıyla canıyla büyüttü seni
Göğsünde doyurdu uyuttu seni
Koluna aldığı o günden sonra
Yolunu gözledi dualar ile
Yaşamı sürdüğün hayırlar ile
Ömrüne yazdığın sevaplar ile
Ateşten gömlektin o günden sonra
Gün geldi sevdiğin çıktı karşına
Nikahla murada eren başına
Sevgiyle lokmayı kardın aşına
Tek yürek olduğun o günden sonra
Gönlüne koyduğun kadındı senin
Derdini açtığın kadındı senin
Koynunda yattığın kadındı senin
Dünyaya geldiğin o günden sonra
Perihan KOCA
www.perihankoca.com
www.sanatinrenkleri.com
[email protected]
[email protected]
Instagram& Facebook &Twitter