Tarih tekerrürden mi ibaret? Gelişen ülke Merkez Bankaları zamanında kendi para birimlerini korumak için faiz yükseltme silahını sayısızı defa çekmiştir, ama bunlardan bu silahı en sert biçimde kullananların durumu ne oldu bir hatırlayalım...TCMB’nin faiz artışı Lira’daki düşüşü durduramadı. Kademeli olarak durdurabileceği görüşleri konuşulurken, gözler 7 Haziran’daki MB toplantısında. Bir faiz artışı daha geleceğine dair beklentiler mevcut. Ancak bir yandan da TCMB’nin bağımsızlığı tartışılırken, daha fazla faiz artışı yapmaya gerek duymayabileceğini düşünenler de var.Peki bu olağanüstü toplantı ile alınan sert faiz artışı kararı neden beklenen etkiyi veremedi? Geriye dönüp başka Merkez Bankaları örneklerine bakalım. Nedenini bize tarih açıklıyor.Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonunda ekonomiden sorumlu ekibinin Lira’yı kurtarma planını kabul etti, ancak gelişmekte olan pazarlarda son anlara bırakılan faiz artışlarına baktığımızda, bunun Lira’yı tekrar rayına oturtmaya yeterli olmadığını gösteriyor.Bloomberg News Rusya, Arjantin, Ukrayna ve Türkiye’nin geçmişteki çarpıcı faiz kararlarının alındığı dönemleri ve sonrasında para birimlerindeki hareketleri derlemiş. Makalenin detaylarını sizlerle paylaşıyoruz.Rus Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina’nın ultra-ortodoks para politikalarının karşılığında yatırım akışı ve düşen kur oynaklığıyla ödüllendirilmesi üç yılını aldı. Arjantin ise, Türkiye’nin 300 baz puanlık artışının iki katı kadar faiz hareketi yapmasının yararını hemen görmeye başladı.İki gün önceki acil PPK toplantısından bu yana Lira’daki dalgalanma, faizlerin ancak geçici bir rahatlama sağlayabileceği endişesiyle devam ediyor. Fitch Ratings, para birimindeki düşüş devam ederse önümüzdeki ay başka bir faiz artışının olabileceğini söyledi. UBS Group AG’deki ekonomistler bir araştırma notunda, merkez bankasının 200 ila 250 baz puanlık ek bir sıkılaştırma daha sunması gerektiğini savundu.İdeal olarak Erdoğan, Nabiullina’nın kendi hilelerini öğrendiği yerden harekete geçmeye başlamalı: Türkiye’nin kendi merkez bankası. 2014’ün Ocak ayında, ülkenin politika yapıcıları siyasi baskıya karşı çıktılar ve acil bir toplantıda oranları yükselttiler ve bu durum dünyanın geri kalanı için bir örnek oluşturdu. Benzer bir duygu bu hafta IMF Direktörü Christine Lagarde tarafından Ankara’daki hükümeti merkez bankasının bağımsızlığını korumaya çağırdığı zaman da uyandırıldı.Londra merkezli Investec Bank Plc’de bir trader olan Julian Rimmer, “Tarih kendini tekrar ediyor” dedi. “İlk seferindeki trajedi, ikincisinde ise saçmalık olarak.”Bu konuda yakın geçmişteki bazı gelişmekte olan ülke örnekleri şu şekilde:RusyaPetrol fiyatlarındaki düşüşler ambargolarla birleşince Aralık 2014’te Merkez Bankası Başkanı Nabiullina gece yarısı acil bir toplantı ile gösterge faizini %17 seviyesine yükseltmişti. İlk andaki toparlanmanın ardından 2015’e kadar ruble düşüşünü sürdürdü, daha sonra da kademeli bir toparlanmaya geçti.O zamandan bu yana politika borçlanma maliyetlerinin yükselmesini kontrol altında tutmak ve rublenin serbest bir biçimde işlem görmesini sağlamak yönünde. Bu da rublenin son yıllarda benzerlerinden daha iyi performans göstermesini sağlıyor. Morgan Stanley bu yöntemleri nedeniyle Rus Merkez Bankası’nı gelişen Avrupa’nın en Ortodoks bankası olarak konulandırdı.Veteran bir bono yatırımcısı olan Jim Rogers son yıllarda Rusya’nın diğerlerine kıyasla oldukça iyi bir iş çıkardığınıı ve Türkiye’nin buradan alacağı dersler olduğunu belirtti.Türkiye ile Rusya arasında ise önemli bir fark var: Her ne kadar Rusya ve Amerika ilişkileri bozulmuş olsa da Merkez Bankası politikacılar tarafından tamamen rahat bırakılıyor.Arjantin
Konu çok ve dehşete geldiği zaman Arjantin Merkez Bankası’nın son faiz artışları Türkiye’nin hamlesini küçük gösteriyor.3 hamle ile gösterge faiz oranını %40 seviyesine yükselten Arjantin Merkez Bankası’nın tepkisi majör ekonomiler arasında yüksek bir çizgi çekti. Ayrıca IMF ile 30 milyar dolarlık bir anlaşma için de masaya oturdular. Bu durum en azından bu yıl değerinin dörtte birini kaybeden pesoya, ki benzerleri arasında Türk Lirası tarafından yakından takip edilse de en çok değer kaybeden, biraz nefes aldırdı.Brown Brother Harriman & Co’da gelişmekte olan ülkeler strateji bölümünün başında olan Win Thin faiz artışlarının her zaman işe yaramadığını söylüyor ve “eğer ortada Arjantin gibi daha kapsamlı bir plan varsa işe yarama şansları daha yüksek” diye ekliyor.Ukrayna
Eski Sovyetlerden bir zamanların en yüksek gösterge faizine sahip ülkesi Ukrayna’da Merkez Bankası yetkilileri Şubat ve Mart 2015 tarihlerinde bir seri faiz artırım kararı almışlardı. IMF ile bir kurtarma paketi görüşmesi yapmak için yerine getirdiği koşullardan biri olan grivnanın çıpalı olma halinin kaldırılmasının ardından yaşanan değer kaybını önlemeye çalışmışlardı. Rusya’nın desteklediği ayrılıkçılar ile yaşanan savaşta ekonomi oldukça darbe almış ve hükümeti bir iflasa sürüklemişti.Para birimi kontrollerine ek olarak alınan önlemler grivnanın değer kaybından kaynaklandı ve Ukrayna’ya dolar cinsinden borçlarını yeniden yapılandırması için zaman kazandırdı. O zamandan bu yana para birimine dair kontroller kademeli bir biçimde kaldırıldı ve gösterge faiz oranı %17 seviyesine düşürüldü, ki bu seviye bile Avrupa’nın en yükseği konumunda. Ancak grivna hiçbir zaman eski değerine kavuşamadı.Türkiye
Hayal etmek gittikçe zorlaşıyor ama 2014’te Türkiye’nin para politikasına yaklaşımı diğer merkez bankalarının kriz döneminde kullandıkları bir modeldi. 2014 Ocak ayında global piyasalardaki çalkantılar ve yerel kargaşalar nedeniyle Lira’yı desteklemeye ihtiyaç duyarak Türkiye Merkez Bankası gece acil bir toplantı ile ana faiz oranlarının tümünde artış yapmıştı.Hamle sonrası Lira toparlanmıştı ancak yıllardır büyümeyi desteklemeye çalışan politikaların emeği kaybedilmiş ve hükümetin üzerinde bir baskı oluşturmuştu.
EKONOMİ
25 Mayıs 2018 - 22:06
Gelişen ülke merkez bankaları zamanında para birimi için neler yapmıştı?
EKONOMİ
25 Mayıs 2018 - 22:06