Rekor seviyeye yükselen enflasyon verisi sonrası TCMB'nin 14 Aralık toplantısına yönelik beklentiler nasıl şekilleniyor?
Sadece beklentilerin üzerinde gerçekleşmekle kalmayıp Aralık 2003 yılından bu yana en yüksek seviyesine yükselerek rekor kıran enflasyon verisi hükümetin orta vadeli beklentilerinin ve yıl sonu hedefinin de oldukça üzerinde.Hükümetin hazırladığı orta vadeli programda yıl sonu enflasyonunun yüzde 9,5 olması bekleniyordu.Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon hedefi ise yüzde 5 seviyesinde bulunuyor.Enflasyon verisi sonrası Merkez’den faiz artışı gelir mi?
Veriye ilişkin uzmanların yorumlarını sizler için derledik:Yükselen enflasyon ve TL’deki değer kaybı nedeniyle Merkez Bankası’nın faiz artırmasını bekleyen piyasa uzmanları ve ekonomistler, 14 Aralık’ta gelecek kararda merak edilenen fiaz artış oranının ne boyutta olacağını söylüyor.Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan “Genel enflasyon gerçekten çok yüksek, özellikle de Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin %12,25 seviyesinde kaldığımı düşünecek olursak nominal faizlerin çok üstüne çıkmış durumda. Bu da reel faizin hali hazırdaki noktalarda negatife düşmesine sebebiyet veriyor. Tabii, Kasım ayının tipik enflasyon oranının üzerine hem değer kaybeden TL’den dolayı artan ithal mal fiyatları, hem de artan petrol fiyatlarının enerji maliyetlerine yansımasını eklendiğinde bu denli yüksek bir rakam ortaya çıktı. Sıkıntılı durum olarak; girdi maliyetleri genelde USD bazlıdır ve bu durum da TL değer kaybettikçe enflasyonun yükselmesinin ana nedenidir. ÜFE kur geçişkenliğini ilk gördüğümüz kanal olması bakımından önemlidir. ÜFE’de düşüş sağlanmadan TÜFE’de istenen düşüşün sağlanamayacağını ve dezenflasyon sürecinin başlatılamayacağını belirtmek isteriz.Cari enflasyon oranları itibariyle bazı ülkelerin ve Türkiye’nin reel faiz seviyelerini karşılaştırdığımızda, enflasyonun altında kalan efektif fonlama oranının reel faizin negatifte kalmasına neden oluğunu görmekteyiz. Bu noktada Merkez Bankası’nın 14 Aralık’ta atması gereken faiz adımının kayda değer bir adım olması gerekmektedir. 150 ila 250 baz puanlık bir faiz artırımının bile yetersiz kalma olasılığı bulunmaktadır. Bu noktada küresel konjonktürde Türkiye sermaye girişleri devam ederse bizim açımızdan daha pozitif bir ortam oluşabilir, ancak bu ortamda Merkez Bankası faiz artırsa bile istenen fiyat istikrarı sağlanmayabilir.” değerlendirmesini yaptı.Londra merkezli yatırım kuruluşu BlueBay Capital stratejisti Tim Ash, yatırımcılara gönderdiği bilgi notunda, enflasyon verisi için “Hiç iyi bir haber değil. Merkez Bankası’nın 14 AralıK’ta saklanacak yeri yok. Mutlaka ciddi bir faiz artırımına gitmeleri gerek” dedi.TEB Yatırım ekonomisti Erkin Işık ise yatırımcılara gönderdiği analizde, piyasanın 0,75 ila 1 puanlık bir faiz artırımını fiyatladığını söyledi.Gedik Yatırım’dan Ekonomist Erol Gülcan “Bugünkü verinin ardından yıl sonu TÜFE Beklentimizi yüzde 10,5’ten yüzde 10,8’e revize ediyoruz. Son dönemlerde enflasyon göstergelerinde ortaya çıkan bozulmalara ek olarak, kur tarafında gözlenen yüksek seyir ile 2018 yılı için planlanan vergi artışlara dikkate alındığında beklenen olumlu baz etkilerinin sınırlı kalma riski bulunuyor. TCMB, bir süre tali araçlarla müdahale etmeyi tercih etmiş olsa da 21 Kasım itibariyle fonlamanın tamamını geç likidite penceresi borç verme faizi olan yüzde 12,25’ten yapacak şekilde ayarlamaya gitmişti. Bu verinin ardından TCMB’nin 14 Aralık’taki yılın planlı son PPK toplantısında en azından geç likidite borç verme faizinde, kendisine manevra alanı açmak maksadıyla, yukarı yönlü ayarlamaya gitmesini bekliyoruz. Bu toplantıda, faiz tarafında herhangi bir aksiyon alınmaması durumunda TCMB’nin duruşunun sıkılığı daha yüksek perdeden sorgulanarak özellikle kur tarafında yeni ataklar görülmesine neden olabilir. Yarın yayınlanacak 2018 Yılı Para ve Kur Politikası Metni de para politikasında izlenecek yola dair önemli mesajlar taşıyacağından yakından takip edilmeli.” şeklinde konuştu.“Yüksek enflasyondan daha olumsuzu varsa o da daha yüksek enflasyon beklentisidir”
Alnus Yatırım Araştırma Uzmanı Vahap Taştan “Yüksek enflasyondan daha Olumsuzu varsa o da daha yüksek enflasyon beklentisidir. Bunu sadece finans piyasaları açısından düşünmeyelim. Tabii finansal piyasalarda bunun yansımasını tahvil faizlerinde ve son aylarda görünümü bozulan getiri eğrisinden yakalayabiliriz. Sonuç kısmının bu bölümü daha çok işgücü piyasası başta olmak üzere tüm fiyatları içeriyor. Hatırlatalım: 2018 ücretleri gerek memur maaşları, gerekse ücretli özel sektör çalışanı için enflasyon oranına göre ayarlanır. Kira artışlarında yine yıl sonu enflasyon oranları baz alınır. Yani ekonominin temel dinamiklerindeki fiyatlar yeniden ayarlanırken, yılsonu enflasyonu baz alınır. Bunu biz 2017 başında da gördük. 2016 sonunda alınan vergi artışlarının etkisi kendisini hemen 2017’de gösterdi ve o zaman da belirttiğimiz üzere fiyat ve ücret ayarlamalarında yılın başında daha %2 üzerinde enflasyonla karşılaştık. Kısa özetlemek gerekirse; Enflasyonda bir talep (yüksek büyüme) ve bir arz (yüksek petrol fiyatları ve çıktı açığı) etkisi mevcut. 2018, hem yumuşak inişi hem de enflasyonu ana gündemimizde tutacağımız bir yıl olacak. Türkiye ekonomisi yüksek faizden kurtulacaksa bunun yegane çözümü enflasyondur. Enflasyon, Türkiye ekonomisi için her kilidin de anahtarıdır.” yorumunu paylaştı.
EKONOMİ
04 Aralık 2017 - 17:39
Enflasyon verisi TCMB toplantısına yönelik beklentileri nasıl şekillendirdi?
EKONOMİ
04 Aralık 2017 - 17:39