Ekonomiye korona darbesi
Türkiye ekonomisi 2020'nin ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9.9 daraldı. Ani duruşun yaşandığı ikinci çeyrekte en çok küçülen sektör yüzde 25 ile hizmetler, en çok büyüyen ise yüzde 27.8 ile finans ve sigorta oldu. Son iki yılda ise dolar bazında yüzde 26 fakirleştik.
Recep Erçin
Koronavirüs salgının yüzünden bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de, 2020'nin ikinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) verileri oldukça ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Tarihte ilk kez bütün ekonomiler, izolasyon tedbirleri kapsamında kendi istekleriyle ani bir duruş yaşadılar. Dünya devi ekonomilerin oldukça yüksek oranlarda küçüldüklerine şahit olduk. Türkiye de 2020'nin ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9.9 daraldı. Ekonomi geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1.7 küçüldüğü için baz etkisi yıllık daralmanın bu çeyrekte çift hanede olmasını önledi. Ancak ekonominin yüzde 4.4 büyüdüğü 2020'nin ilk çeyreğine kıyasla ekonomide yüzde 11'lik küçülme oldu.
İKİ YILDA YÜZDE 26 FAKİRLEŞTİKBöyle bir ortamda Türkiye ekonomisi zincirlenmiş hacim endeksi adı verilen ve fiyat hareketlerinden arındırılmış istatistiklere küçülürken, cari fiyatlarla yapılan hesaplamaya göre yüzde 1.3 oranında büyüdü. Böylece yılın ikinci çeyreğinde 1 trilyon 41 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşıldı. İlginç değil mi? Esasen değil. Ekonomilerin ani duruş yaşadığı dönemde, dünya negatif veya oldukça düşük enflasyonla yol alırken, Türkiye'de çift haneli enflasyon söz konusu olduğu için cari fiyatlara göre büyümeyle karşılaştık. Ancak bu enflasyonist durumun TL üzerinde yarattığı baskı yüzünden kur artışı sürünce geçen yıla göre dolar bazında yüzde 12.5 küçüldük. Son iki yılda dolar bazındaki küçülme 26.2 oldu. Son dört çeyreği dikkate alarak hesapladığımız dolar bazında yıllık milli gelir büyüklüğümüz de 742.9 milyar dolara düştü. 2013'te milli gelir 951 milyar dolardı.
ARTAN AZALAN İKİ SEKTÖRAni duruşun yaşandığı ikinci çeyrekte en çok küçülen sektör yüzde 25 ile hizmetler oldu. Hizmetler sektörü ülke istihdamının yüzde 55'ini kapsıyor. Yine istihdamın yüzde 20'sinin kapsandığı sanayi sektörü de aynı dönemde yüzde 16.5 küçüldü. İnşaattaki küçülme yüzde 2.7 ile sınırlı kaldı. Diğer hizmet faaliyetleri de yüzde 18 daraldı. Ani duruşun yaşandığı dönemde büyüme kaydeden sektörler de oldu.
Bunların başında yüzde 27.8 ile finans ve sigorta faaliyetleri geldi. Bu sektör 2017-2019 döneminde de aynı çeyrek itibarıyla yüzde 9 büyümeyi başarmış. Bu yılki hızlı büyümeyi özellikle de kamu bankaları eliyle sağlanan kredi genişlemesine bağlayabiliriz. Kamu harcamaları tarafında kaynak kısıtlı olduğu için bir kredi furyası ile hanehalkları ve şirketler borçlandırılarak veya mevcut borçlar yüzdürülerek süreç atlatıldı. Bu da finans sektöründe hızlı büyümeye yol açtı. İkinci hızlı büyüyen sektör de yüzde 11 ile bilgi ve iletişim faaliyetleri oldu. Herkesin evlere kapandığı dönemde zoraki dijitalleşme bu sektörün büyümesine özellikle GSM operatörlerinin rekor data gelirleri elde etmelerine neden oldu. Tarımda da yüzde 4'lük büyüme oldu. Türkiye, gıda tedariğinin aksamaması için imkanlarını zorlayarak bunu başardı.
REVİZYONLA ÇEYREK TRİLYON DAHA ZENGİNLEŞTİK!2020 yılında yayımlanan Dış Ticaret İstatistikleri (Özel Dış Ticaret sisteminden Genel Dış Ticaret sistemine geçiş), Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri (UHTİ) ve Ödemeler Dengesi İstatistiklerinde (ÖDİ) yapılan revizyonlar nedeniyle, Ulusal Hesaplar sisteminde revizyon yapıldı. TÜİK'in yayınladığı ek tabloya göre 1998-2019 döneminde milli gelir 232 milyar TL daha fazla oluştu.
YATIRIMLARDAKİ ÇÖKÜŞ DURDUMilli gelirin üretim tarafındaki gelişmeler böyle bir de harcamalar tarafına bakalım. Devletin nihai tüketim harcamaları, 2020 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 0.8 azaldı. Yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları da yüzde 8.6 ve yerleşik/yerleşik olmayan hanehalklarının yurt içi tüketimi ise yüzde 14.9 azalmış durumda. Gayri safi sabit sermaye oluşumu yani yatırımlar yüzde 6.1 azaldı. Yatırımlar tarafında inşaat harcamaları yüzde 16.4 azalırken, makine teçhizat yatırımlarının yüzde 4.7 arttığı görülüyor. İlk çeyrekte bu oran yüzde 14.7 düzeyindeydi. 2019'un son çeyreğinde de yüzde 13.1'lik artış vardı. Geçen yıl ikinci çeyrekte ise yüzde 15.9'luk bir çöküş olmuştu. Buna göre makine teçhizat yatırımları tarafında pandemiye rağmen toparlanma sürdü.
İTHALATI KISAMADIK; DÖVİZİ HARCADIK2020'nin ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre, mal ve hizmet ithalatı yüzde 6.3 düşerken, ihracatımızdaki düşüş yüzde 35.3 oldu. Buna göre izolasyon sürecinde ithalatı ihracat oranında kısamadık. Bu da ülkeden döviz çıkışının artmasına neden oldu. İş gücü ödemeleri de, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0.5 artarken net işletme artığı/karma gelir yüzde 2.4 azaldı. İş gücü ödemelerinin gayri safi katma değer içerisindeki payı yüzde 36.8 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 45'ten yüzde 43.9'a düştü. İş gücünün payı artmış görünse de ilk çeyrekte bu pay yüzde 39'du. Zaman içerisinde (2018'den beri) 35-39 bandında seyreden bir işçi ödemeleri payı görüyoruz. 2018 dikkate alındığında yüzde 18 olan sabit sermaye tüketimi payının (özetle amortismanlar) 2020'de 22.5'e çıktığı görülüyor.
TOPARLANMANIN ÖNÜNDEKİ DÖRT TEHLİKEDE
Altınbaş Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğrenim Üyesi Seçil Yıldırım Karaman, 2020’nin ikinci çeyreğinde görülen yıllık bazda yüzde 9.9’luk daralmanın, sanayi sektöründe görülen yüzde 16.5’luk daralmadan, önceki dönemlere kıyasla ciddi anlamda saptığını ve bu sapmanın finans ve sigortacılık faaliyetlerinde gerçekleşen yüzde 27.8’lik büyümeden kaynaklanmış olabileceğini vurguladı. Dr. Seçil Yıldırım Karaman, Kovid-19 şokunun yanı sıra kurdaki belirsizliğin de GSYH büyümesini olumsuz etkilemiş olabileceğini ve TL’nin değer kaybetmesinin negatif etkilerinin gelecek dönemlerde de görülebileceğini belirtti. Ekonominin ikinci ve üçüncü çeyrekte toparlanmasının beklendiğini hatırlatan Dr. Karaman, bununla birlikte Kovid-19 vakalarındaki artış, sanayideki sert daralma, dış ticaret açığındaki artışın getirdiği riskler ve döviz kurundaki dalgalanmaların yıl sonu büyümesini olumsuz etkileyeceği uyarısı yaptı.