EKONOMİ TIKIRINDA
Fevzi Köfteoğlu telefon etti, “Ekonomi Dünya”da yazmamı istedi. Şaştım kaldım. “Ben ekonomiden anlamam” dedim.
Gerçekten hiç anlamam…
Önce birkaç kelimeyle kendimi tanıtayım, bir anımı anlatayım, siz karar verin…
ABDULLAH GÜRGÜN
Gazetecilikle tanışmam 1969 yılında oldu. Yarım asırı geçmiş. Türkiye’de Aydınlık, Cumhuriyet, Nokta, TRT, Ulusal Kanal gibi pekçok yayın organına katkıda bulunmama karşın asıl İsveç Radyo Televizyonunda çalıştım. Şimdi emeklilik zamanımı Türkiye’de geçirmeye çalışıyorum.
Biz gurbetçiler birkaç yıl çalışıp dönme rüyası görmüşüzdür. Ama öyle olmuyor. Dönme denemeleri çoğunlukla hüsrana uğruyor. Memleket hasreti her geçen gün içimizi yakıp gidiyor.
1970’li yılların başında yurtdışına çıktım. 1970’li yılların sonuna doğru bir hasret, bir hasret dayanılır gibi değil… Bafa’nın Koca Dağı, ILBIRA. Çocukken laleler, papatyalar arasında koşup oynadığım zeytinlikler… Dayanamıyorum.
İlk bulduğum uçak biletini satın aldım. O zaman Milas-Bodrum Havaalanı yok. Antalya’ya uçacaktım. Stockholm Arlanda’dan Antalya’ya geldim. Havaalanından çıktığım yerde dizi dizi taksiler duruyordu.
Birisiyle pazarlık ettik. Üç aşağı beş yukarı anlaştık. Atladım taksiye ver elini Milas’ın Bafa köyü…
Artık sekiz saat mi sürdü on saat mi sürdü hatırlamıyorum. Gece yarısı eve vardım.
Bizimkiler uyuyor. Neyse uyandılar hoş beş ettik…
Annem, “gece yarısı hayrola nasıl, neyle geldin?” diye sordu. Ben de anlattım. Şaşırdı kaldı.
“Sen taa Antalya’dan buraya taksiyle mi geldin?”
“Evet”
“Şimdi anladım ben senin neden hiç paran olmadığını”
“…………………”
Sabah erkenden kalkıp çocukluğumdan kalan hayallerime koştum. Dedemin zeytinliğinin bir tepesinde bulunan koca çamın dibine çiçeklerin böceklerin içine yattım. Kaplumbağa tıkırtıları, kuş sesleri arasında kendimden geçtim. Bu mutluluk parayla, pulla ölçülemezdi; dünyalara değerdi.
Mutluluğum, ışıklar içinde uyusun, Deniz Som’u da şaşırtmış, maceramı Cumhuriyet’te köşesinde anlatmıştı.
Anlayacağınız benim para, ticaret, ekonomi konusundaki bilgi ve becerim bu…
“Ben anlamam ekonomiden” deyince Fevzi Köfteoğlu, sakin sakin, “Gerek yok anlamanıza” dedi. Ekonomi Dünya’yı anlattı.
Ekonomi Dünya İnternet sayfasına baktım, sadece ekonomi, ticaret, para, pul değil kültür ve sanata dek pekçok konu da yer alıyor; sevdiğim birçok isim de yazıyor. Bu durumda tereddüte gerek yok. Oturdum klavyenin başına ve bu ilk yazımı yazıyorum.
İçimden, daha çok, bilimsel, teorik yazılar, analizler vb. değil günlük yaşamda gördüğüm ve “ne olacak bu memleketin hali?” dedirten konuları ele almak geliyor. Kuşkusuz zaman zaman başka muhabbetlere de gireceğiz.
Yarım asır insan yurtdışında yaşayıp Türkiye’ye gelince çok sık şaşırıyor. Ama pekçok şey de sanki zaman durmuş da aynı kalmış gibi.
Yarım asır kadar önce Timur Selçuk, “Ekonomi Tıkırında” isimli kabare tarzı bir şarkı yazıp bestelemişti. Zevkle dinlediğimiz bu çok hoş şarkıyı bugün de aynı zevkle dinleyebiliyorum.
Ya siz? Siz ne dersiniz?
Bu ilk yazımızı o güzel şarkıyla bitirelim.
İyi dinlemeler… Bol kazançlar…
https://www.youtube.com/watch?v=yb-_SP4HCBM
EKONOMİ TIKIRINDA
Timur Selçuk
Ekonomi tıkırında
ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var bunalım var
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
İşveren zor durumda
İşçiyi bağrına basar
Reva mı bu efendim
Bunalım bundan doğar
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Demek ki ne yapmalı
Paradan at bir sıfır
Artsın öyle fiyatlar
İşçi fazla at gitsin
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
İşsizlik pahalılık
Konjonktür enflasyon
Milletçe fedakarlık
Kriz bunalım derken
Bilançoya bir baktık
Bu yıl iki misli kâr
Hayret şu işe bak sen
Nerden geldi bu kârlar
Kime gitti bu kârlar
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kime gitti bu kârlar
Aman kimse sormasın
Kim kazandı bu işten
Şşşt
Aman kimse duymasın
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Oyna vatandaş oyna
Ekonomi tıkırında
Ekonomi tıkırında
Kriz var kriz var
Bunalım var