“Çocuklar için Finansal Okuryazarlık” konusunda Eğitim ve Yönetim Danışmanı Hale Güneş ile yeni yayımlanan kitabı ve çocuklara Finansal okuryazarlığı nasıl etkili bir şekilde öğretmemiz gerektiği üzerine konuştuk.
Kitabınız etkileşimli etkinliklerle dolu ve eğlenceli bir yaklaşım sergiliyor. Bu bağlamda kitabın hikayesinden ve çocukların bu kitapla nasıl bir deneyim yaşadıklarından bahseder misiniz?HG: “Elo ve Moni ile Finansal Okuryazarlık” kitabı Abm Yayınlarından çıktı, hem yaş düzeyi hem etkinlik içerikleri açısından Türkiye’de bir ilk diyebiliriz. İlkokul yaş düzeyine uygun geliştirilmiş etkinlikler ve Elo ile Moni’nin başından geçen mini eğlenceli hikayelerden oluşan kitap; çocukların hem matematiksel becerilerini hem sosyal becerilerini, hem de para ve para yönetimi ile ilgili becerilerini geliştirmeye yönelik olarak hazırlandı. Ben bankacı bir anne babanın çocuğu olarak para konularının çokça konuşulduğu bir ailede büyüdüm. Uzun yıllardır çocuklara finansı nasıl öğretiriz araştırıyorum ve bu konuda programlar geliştiriyorum. Ülkemizde maalesef bu alanda çok fazla çalışma yok. Kitapta aslında bu ihtiyaca yönelik hazırlandı.

Örneğin, 3 kumbara yöntemi kitapta ilgi çeken uygulamalardan biri. 3 kumbara ile çocuklar paralarını; “Harcamak” için, “Biriktirmek” için ve “Paylaşmak” için ayırıyorlar. Aynı zamanda bu uygulama ile paylaşmanın sosyal fayda boyutunu da geliştirmeyi hedefliyoruz. İstek ve ihtiyaç haritaları ve alışveriş listeleriyle çocuklar önceliklendirme ve seçim yapmayı da yapmayı öğreniyorlar. Ayrıca çocukların girişimcilik becerilerine katkı sağlamayı amaçlayan “Bir Limonata Standı” kurma etkinliği ile iş fikri geliştirme, planlama, süreç yönetimi, değerlendirme, satış, pazarlama, reklam gibi birçok konuya yer verildi. Kitabın arkasında yer alan “Sözlük” ile de finansal kavramların kelime anlamları çocuklar için açıklamalarıyla paylaşılıyor.

Kitabınızda finansal okuryazarlığı 21. Yy becerilerinden biri olarak tanımlıyorsunuz. Çocuklara bu becerilerin öğretilmesinin önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
HG: Finansal okuryazarlık, para ve bütçe yönetiminden daha fazlası aslında. Finansal davranış yönetimi, karar verme, seçim yapma, alternatifleri değerlendirmek için sahip olduğumuz bilgileri ve becerileri de kapsıyor. 21. YY becerilerine baktığımızda, bilgi çağında yaşayan bireylerin daha girişimci, etkin ve nitelikli olabilmeleri için sahip olmaları ve sürekli kendilerini yenileyerek geliştirmeleri gereken beceri setlerini ifade etmektedir. Bu becerilerden biri de “Finansal Okuryazarlık” becerileridir. Finansal okuryazarlık; kişinin finansal kaynaklarını yaşam boyu etkili bir şekilde yönetebilmesi amacıyla bilgi kullanımı ve beceri yeteneği, kısaca bireylerin sahip oldukları parayı rasyonel şekilde kullanabilme ve yönetebilme yetkinliğidir.Çocuklar kıt kaynaklar hakkında akıl yürütmeli, öncelikleri belirlemeli, maliyetleri ve faydaları değerlendirmeli ve tüketim seçimleri yapmalıdır. “Döngüsel Ekonomi” kavramı da burada vurgulanması gereken bir kavram. Döngüsel ekonomi; kaynakları sürekli tüketmek yerine tekrar tekrar kullanmak, geri dönüşüm ve atık miktarını en aza indirme ilkesini benimser. Çocukluktan itibaren sürdürülebilir bir dünya için bu yaklaşım da kritik önemdedir. Çünkü çocukluktan itibaren elde edilen her türlü alışkanlık, gelecekte sergilenecek davranış kalıplarının temelini oluşturur.
- Ülkemizdeki ekonomik gelişmeler, çocuklarında gündeminde yer almaya başladı. Bu durumda okullarda finansal okuryazarlık ile ilgili konuları öğretmek gerektiğini düşünüyor musunuz?
HG: Kesinlikle doğru,
Ekonomi her yerde konuşulduğu için çocukların da farkındalığı arttı. Ancak genel olarak olumsuz yönüyle konuşulması çocuklar açısından bazı endişelere de neden oluyor. Milli Eğitim Bakanlığımız Finansal Okuryazarlığın müfredata girmesi konusunda bazı adımlar attı. Matematik ve Hayat bilgisi derslerinin içine kazanımları eklendi. Burada önemli olan öğretmenlerin de bu konularda eğitimler alması ve kendilerini geliştirmesi.
Çocuklarımızın finansal konularla ilgili yaş düzeylerine göre doğru bilgileri ve davranışları edinmesi önemli.
Okullarda finansal okuryazarlık eğitiminin odağı 3 ana kavram çerçevesinde oluşturulmalıdır: Güvenlik, Önceliklendirme ve Değişim. Bu kavramları içselleştirmeyen çocukların (ve yetişkinlerin) daha karmaşık finansal kavramları anlamaları veya ileride paralarını dolayısıyla bütçelerini iyi yönetmeleri pek olası değildir. Bu şemsiye kavramlar çerçevesinde; para, bütçe, istek ve ihtiyaç, karar verme, seçim yapma, paylaşma, birikim, tasarruf, harcama, girişimcilik gibi başlıklarla çocukların finansal konulara ilişkin anlayışlarını geliştirmelerine katkıda bulunabiliriz.Para hayatın içinde her alanda önemli bir araç. Parasını yönetebilen bireyler hayatlarında konfor ve güveni daha kolay elde ediyorlar. Çocuklarla yaptığımız atölye çalışmalarında, özellikle Türk lirasıyla birlikte ayrı bir kumbarada da döviz birikimi yaptıklarından bahsediyorlar. Anne babalarının brikim konusunda çocuklara bilgi verdikleri ve bir bilinç oluşturdukları da dikkatimi sıkça çekiyor. Küçük yaştaki çocuklar dahi, ailelerinin gelecekleri ve üniversite eğitimleri için birikim yaptıklarından bahsediyorlar.
Para ile erken yaşta kurulan ilişki tüm yaşamı etkiliyor, bu noktada ebeveynlere düşen görev ve sorumluluklar neler?
HG: Anne ve babanın parayla ilgili tutumları ve yaklaşımları çocuklar için en önemli referans noktasıdır. Biz yetişkinler aslında çocuklarımız hayatın içinde parayla sürekli karşılaştıkları halde parayla ilgili konulardan onları hep uzak tutmaya çalışıyoruz. Oysa birçok araştırma gösteriyor ki; hayatın bir parçası olan parayı yönetmeyi öğrenen bireyler hayatları boyunca kontrollü, güvenli ve konforlu bir yaşam sürebiliyorlar. Çocuğunuz bir şey istediğinde “param yok” şeklindeki söylemler yerine “Şu an uygun değil, paramızı diğer ihtiyaçlarımız için kullanacağız ya da senin buna ihtiyacın yok” gibi cevaplar vermek, onların gelişimi adına daha doğru bir yaklaşım olacaktır.Çocuklara istek ve ihtiyaç arasındaki farkı anlatmak için yapıcı diyaloglar kurmak onları doğru seçimler konusunda teşvik edecektir. “Bu parayı biriktirerek uzun zamandır istediğimiz yurt dışı tatiline gidebileceğiz…” gibi. Bir önemli nokta da, çocuğu ödüllendirmek ya da cezalandırmak için de para kullanılmamalıdır.
Hale GÜNEŞ
Eğitim ve Yönetim Danışmanı