BİR ERGENEKON MASALI
Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar ülkemizde, 2000 yıllık Türk Ordusunu tahrip etmek, itibarsızlaştırmak, Atatürk’çü subayları tasfiye etmek, hukuk devletini yıkmak ve cumhuriyetin kazanımlarını yok etmek için bir Ergenekon masalı yaratılmış.
Bu masalı anlatanlar, askeri vesayet var, darbe yapmak için terör örgütü kurdular diyerek, hayali mağduriyetler, sahte deliller, yalancı tanıklar yaratmış ve Cemaat yapılanmasına teslim edilmiş yargının, hukuka aykırı soruşturma ve kovuşturmasıyla yüzlerce Türk subayını, aydınını, akademisyenini, gazetecesini, muhalif siyasetçi ve yazarını yıllarca hapse atmış.
Siyasi İktidarın desteğiyle devam eden bu hukuk katliamı boyunca yüzlerce Türk askeri, iş ve terfilerinden oldu, özgürlükleri çalındı, itibarsızlaştırıldı, hakarete ve iftiraya uğradı. Ordunun kozmik odalarına girildi, dosta düşmana karşı milli güvenlik sırları ifşa edildi, Genelkurmay Başkanı ve birçok vatansever general tutuklanarak cezaevine konuldu.
Dava süresince bazı onurlu Türk subayları uğradıkları haksızlığa, atılan iftiralara dayanamayıp intihar etti, sanık aileleri manevi acılar ve maddi zorluklar çekti, kimi sanıklar yaşadıkları ızdırabın etkisiyle cezaevinde ağır hastalıklara yakalandı ve bazıları hayatını kaybetti.
2007 de başlayıp bugüne kadar devam eden Ergenekon davasında, 20 ayrı dava birleştirildi, 17.000 sayfadan fazla 19 iddianame yazıldı, 60.000 den fazla telefon dinlendi, 1360 kişi ifade verdi, 44 gizli tanık dinlendi ve toplamda 588 kişi tutuklandı.
Yargıtay 16. Dairesinin iki yıl önce Ergenekon terör örgütü olmadığına dair verdiği karardan sonra, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde de nihayet savcı, 658 sayfalık bir mütalaa ile Ergenekon örgütünün kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından sanıkların beraatini talep etti.
Peki 11 yıl sonra gelen adalet vicdanımızı rahatlattı mı ? Sanıklar ve aileleri ağır acılar çekerek mağdur olmuş, Türk Ordusunun yapısı, sonucu 15 Temmuz faciasına varan bir şekilde bozulmuş, itibarsızlaştırılmıştır. Yargı ise bağımsızlığını tamamen yitirmiş, hukukun evrensel kaidelerinden uzaklaşmış, hala tam olarak temizlenememiş Fetö terör örgütüne teslim edilmiştir.
Bunların sorumluları yok mu ? Bu acı faturayı kim ödeyecek ? Zararı hayatının her alanında hisseden halk mı ? Yoksa gerçek sorumlular mı ? İşte cevap ikincisi olduğunda ve adalet mekanizması tekrar güvenilir kılınıp, hukuk devleti işler hale getirildiğinde, sorumlular yargı önünde hesap verdiğinde vicdanımız rahat edecek.
Av. Başak Özbilek Somar /Kuzey Karolina ABD
Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar ülkemizde, 2000 yıllık Türk Ordusunu tahrip etmek, itibarsızlaştırmak, Atatürk’çü subayları tasfiye etmek, hukuk devletini yıkmak ve cumhuriyetin kazanımlarını yok etmek için bir Ergenekon masalı yaratılmış.
Bu masalı anlatanlar, askeri vesayet var, darbe yapmak için terör örgütü kurdular diyerek, hayali mağduriyetler, sahte deliller, yalancı tanıklar yaratmış ve Cemaat yapılanmasına teslim edilmiş yargının, hukuka aykırı soruşturma ve kovuşturmasıyla yüzlerce Türk subayını, aydınını, akademisyenini, gazetecesini, muhalif siyasetçi ve yazarını yıllarca hapse atmış.
Siyasi İktidarın desteğiyle devam eden bu hukuk katliamı boyunca yüzlerce Türk askeri, iş ve terfilerinden oldu, özgürlükleri çalındı, itibarsızlaştırıldı, hakarete ve iftiraya uğradı. Ordunun kozmik odalarına girildi, dosta düşmana karşı milli güvenlik sırları ifşa edildi, Genelkurmay Başkanı ve birçok vatansever general tutuklanarak cezaevine konuldu.
Dava süresince bazı onurlu Türk subayları uğradıkları haksızlığa, atılan iftiralara dayanamayıp intihar etti, sanık aileleri manevi acılar ve maddi zorluklar çekti, kimi sanıklar yaşadıkları ızdırabın etkisiyle cezaevinde ağır hastalıklara yakalandı ve bazıları hayatını kaybetti.
2007 de başlayıp bugüne kadar devam eden Ergenekon davasında, 20 ayrı dava birleştirildi, 17.000 sayfadan fazla 19 iddianame yazıldı, 60.000 den fazla telefon dinlendi, 1360 kişi ifade verdi, 44 gizli tanık dinlendi ve toplamda 588 kişi tutuklandı.
Yargıtay 16. Dairesinin iki yıl önce Ergenekon terör örgütü olmadığına dair verdiği karardan sonra, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde de nihayet savcı, 658 sayfalık bir mütalaa ile Ergenekon örgütünün kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından sanıkların beraatini talep etti.
Peki 11 yıl sonra gelen adalet vicdanımızı rahatlattı mı ? Sanıklar ve aileleri ağır acılar çekerek mağdur olmuş, Türk Ordusunun yapısı, sonucu 15 Temmuz faciasına varan bir şekilde bozulmuş, itibarsızlaştırılmıştır. Yargı ise bağımsızlığını tamamen yitirmiş, hukukun evrensel kaidelerinden uzaklaşmış, hala tam olarak temizlenememiş Fetö terör örgütüne teslim edilmiştir.
Bunların sorumluları yok mu ? Bu acı faturayı kim ödeyecek ? Zararı hayatının her alanında hisseden halk mı ? Yoksa gerçek sorumlular mı ? İşte cevap ikincisi olduğunda ve adalet mekanizması tekrar güvenilir kılınıp, hukuk devleti işler hale getirildiğinde, sorumlular yargı önünde hesap verdiğinde vicdanımız rahat edecek.
Av. Başak Özbilek Somar /Kuzey Karolina ABD