BANU SOYAK LENOVO TÜRKİYE PAZARLAMA VE İLETİŞİMDEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI Merak etmek, araştırmak, öğrenmek, toplumsal fayda sağlamayı istemek, kendisi dışında çevresine de öğrendiklerini aktarabilmek, bunun için fırsat yaratmak, bununla beslenmek, dedikodudan uzak kalıp iş ve üretim odaklı olmak, gerçek bilgi ile hareket etmek, yeni bilgiler ve fikirler ile çevresine ve özellikle gençlere ilham vermek ve umut aşılamak. Geçmişe takılmadan geleceğe bakmak.Kişisel çıkarları bir kenara bırakıp bunun ötesini görebilmek, toplum, gençlik, gelecek için ‘biz’ açısından düşünebilmek. “Öncü Kadın” terimini özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da düşünecek olursak, kadını, kadın sorunlarını odak noktası yaparak çözüm üretmeye çalışarak kadınlara ve dolayısı ile topluma katkıda bulunmak için çaba göstermek demek.Kurumsal dünyada çalışan bir yönetici açısından düşünürsek ekibine, her konuda yanlarında durduğunu hissettirebilmek, dürüst olmak, korku değil güven vermek, onların fikirlerini, yaratıcılıklarını ortaya koyarak çalışabilecekleri bir ortam yaratmak, onlara yol açmak, ‘biz’ olabildiğimizi hissettirebilmek demek.Öncü kadınların ayrıca bir anne, bir arkadaş, bir abla, bir kız kardeş, bir eş ve/veya bir kız evlat olarak da bu farklı rollerin onlara kattığı değerleri hayatlarının farklı alanlarına yansıtabildiklerine, tecrübelerini bir bütün olarak doğru yerde doğru şekilde kullanmayı bildiklerine inanıyorum.Eğer bugün bir kadın olarak başarılı tanımlanabilecek bir kariyer yolculuğum var ise bunun baş mimarları öncelikle kız-erkek ayırt etmeden, beni kendilerinden önde tutarak bilgi ve ilmin ışığında üst seviye bir eğitim almamı, bu sayede dünya seviyesinde rekabetçi olabilecek düzeyde kendimi yetiştirmemi sağlayan, çalışmamı teşvik eden, bana bu fırsatı yaratan annem, babam, daha sonra da kariyer hayatım boyunca önüme çıkan fırsatları değerlendirmem konusunda bana cesaret veren eşim ve sevgileriyle beni sonsuz mutlu eden çocuklarımdır diyebilirim. Hareketli, çalışkan, görev odaklı, öğrenmeyi seven, sorumluluklarını bilen ve hep başkalarına yardım etmeye çalışan bir çocuktum.Kendimle ilgili en öne çıkan özelliğimin, gerek aile ilişkilerinde gerekse arkadaş ilişkilerinde, gerekse iş hayatımda, ekip çalışma ortamlarımda ‘biz’i daima ‘ben ’den önde tutmuş olmam olduğunu söyleyebilirim.‘BİZ’in gücüyle başarılara ‘BİZ’ olarak ulaşmaktan ve mutluluğu ‘BİZ’ olarak kutlamaktan daha güzeli yok. İş hayatım boyunca önüme çıkan fırsatları doğru zamanda fark etmek ve değerlendirmek de kariyer yolculuğumda bana önemli bir katkı sağladı, beni geliştirdi, olgunlaştırdı ve hep ileriye taşıdı.Boğaziçi İşletme Fakültesi’ni bitirdiğim yıl ülkemizin yaşadığı zorlu ekonomik krizler beni ve diğer tüm mezun gençleri iş bulma konusunda etkilemişti. Zorluklar hayatın hep bir parçası... Yaşam hep bir mücadeleyi de beraberinde getiriyor. Mücadele etmekten kaçınmadan zoru göğüslemeye cesaret edip farklı fırsatları kovaladığın anda ise karşına yeni kapılar açıldığını görüyorsun.Çalışmaya başladıktan 6 yıl kadar sonra, özellikle yeni evlenmiş bir genç iş kadını olarak eğer önüne Avrupa’da bölgesel ve yılının %70’ini seyahat ile geçirmeni gerektiren bir rol teklifi gelirse nasıl bir karar alınmalıdır?Kariyer yapmak isteyen bir iş kadını olarak bunu büyük bir fırsat olarak gördüm ve öncelikle eşimin de desteği ile rolü kabul ettim. Farklı ülkelerdeki sorumluluklarımın ve tecrübelerimin gerek mesleki gerekse kişisel gelişim açısından beni güçlendirdiğine ve daha esnek ve yaratıcı bir bakış açısı kazandırdığına inandım hep. Kendini bir ‘dünya insanı’ olarak tanımlayabilmek hayatta önemli bir edinim.Benim için başka bir ilham ve mutluluk kaynağı da ailem ve özellikle çocuklarım oldu hep. Onlarsız bir hayat düşünemem. Bir kadının kendisine tek bir rol biçebileceğini – örnek olarak sadece kariyer rolü ve iş kadınlığı- düşünemiyorum. Kadın farklı rollerin bir bütünüdür.Farklı tecrübelerin toplamıdır. Kurumsal iş hayatının yanı sıra toplumsal fayda sağlayacağıma inandığım çalışmalarda özellikle fırsat eşitliği konusunda gerek çocuklara, gençlere gerekse kadınlara destek olabileceğime inandığım alanlarda hep girişimlerim, dernek çalışmalarım, faaliyetlerim oldu.Okumak isteyen ama imkânı olmayan çocukları okutabilmek amacı ile sevgili lise arkadaşım Ebru Uygun’un kurduğu TOÇEV Vakfı’nın Kurucu Üyesi oldum. Bunun yanı sıra değerli Zehra Öney’in liderliğinde bir WTECH üyesi olarak kadınların Türkiye’de fırsat eşitliği amacı ile öne çıkartılması, güçlendirilmesi konularında çalışmalar yapmaktan da büyük mutluluk duyuyorum.Yine kadınların ekonomiye katkısını artırmak, kendilerine toplumda bir yer edinmlelerini sağlayabilmek gibi konularda da farklı iş girişimlerim oldu. Ülkemizde girişimci ruhu taşıyan, çalışmak, üretmek isteyen tüm kadınları destekliyorum.Bu alanda çeşitli çalışma gruplarında da çalışmalarıma devam ediyorum. Pandemi dönemi öncesinde değerli Lenovo yöneticileri ile yaptığımız görüşmeler sonrasında Lenovo Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonunu kabul ederek görevime başladım. Lenovo’nun da gerek globalde gerekse Türkiye’de kadınları pozitif olarak ayrıştıran, kadınlara öncelik veren değerlere sahip bir firma olmasından gurur duyuyorum.Lenovo, toplum hayatına katılmayı teşvik eden çalışmaların artması gerektiğine inanarak geleceğin bireylerini eğitim açısından destekliyor ve yönetici pozisyonlarında ve yönetimde daha fazla güçlü kadının yer alacağına inanarak kadın çalışan sayısını ve yönetimdeki kadın çalışan sayısını artırmayı sürdürüyor.2025 yılında yönetim kadrosundaki kadın temsiliyetini %27’ye çıkarmayı hedefleyerek çeşitlilik ve eşitlik ilkesini global düzeyde benimsedik. Aynı zamanda Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde yer alan bir şirkette bulunmaktan da gurur duyuyorum. Lenovo Türkiye’nin çalışanlarının %50’den fazlası kadın çalışanlardan oluşuyor.Lenovo, üst düzey yönetici pozisyonlarında, teknik rollerde ve diğer farklı rollerde kadınlara fırsat eşitliği sunma konusunu önceliklendiriyor ve diliyorum ki bu konuda iş dünyasına da ilham verebiliyoruz.Araştırmalar, kadınların genellikle krizli ve zor zamanlarda daha dayanıklı ve mücadeleci olabildiğini gösteriyor. Kadınlar duygularını da doğru şekilde kullanabilirlerse bu özellikleri iş hayatında da onlara avantaj sağlar, güç verir.Genç iş kadınlarımız, bu özelliklerinin iş hayatında değerli olduğunun farkında olmalı, kendilerini ve iş dünyasındaki diğer oyuncuları iyi tanımalı, hedeflerini belirlemeli ve işlerine daha yaratıcı bir bakış açısıyla odaklanmalılar, diye düşünüyorum.Ön yargılara ve dedikodulara takılmadan daima ileriye bakma, kendini geleceğe hazırlama, sürekli gelişme ve öğrenme fırsatlarını değerlendirme konusunda kadınlar şanslılar, çünkü dijital bir çağda meslekle ilgili tüm kaynaklar ve sosyal medya gibi araçlar ellerimizin altında.Bir diğer önerim ise, hayatta karşılaşılan zorluklara rağmen kadınlar olarak ekonomik özgürlüğün önemini anlamak, iş hayatında kararlılık göstermek ve geri adım atmamak, olabilir. Ayrıca olabildikleri kadar iş hayatları dışında toplumsal çalışmalara, projelere katılmalarını, kendilerini farklı ortamlarda ifade etmelerini öneriyorum. Zorluklar herkesin yaşamında var olabilir. Hiç kimse mükemmel değildir. Zaman zaman hepimiz olumsuzluklarla mücadele ederiz. Ancak bilinmesi gereken şey, zor süreçlerin geçeceği, sabır göstermek ve zamanı geldiğinde ayağa kalkarak iş hayatında ilerlemek için çaba sarf etmek gerektiği. Kadınlar bu anlamda da daha dirençliler ve güçlüler.‘Biz’in gücüne de inanmalarını, ‘ben’ yerine ‘biz’ olarak hareket edebilmeyi, ‘takım’a güvenmeyi, hayata karşı olabildiğince pozitif kalmalarını ve zorluklar olacağını hep bilmelerini ama her şekilde hayatın kendilerine farklı fırsatlar getireceğine inanmalarını dilerim.
SEKTÖR HABERLERİ
06 Eylül 2023 - 14:43
Güncelleme: 11 Eylül 2023 - 00:38
BANU SOYAK LENOVO TÜRKİYE PAZARLAMA VE İLETİŞİMDEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
BANU SOYAK LENOVO TÜRKİYE PAZARLAMA VE İLETİŞİMDEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
SEKTÖR HABERLERİ
06 Eylül 2023 - 14:43
Güncelleme: 11 Eylül 2023 - 00:38
İlginizi Çekebilir