Anayasa için restorasyon, ekonomi için yapısal reformAtılım Üniversitesi ve DÜNYA işbirliğiyle düzenlenen “2023 Yılına Girerken Türkiye’nin Değişen Yönetim Yapısı Çerçevesinde Yapısal Reform Alanları” konferansı Ankara’da gerçekleştirildi.Toplantıda, Türkiye’de son dönemde yapılan Anayasal düzenlemelerle yürütmenin güçlendiği, denetimin azaldığı ve yasama, yürütme ve yargı erklerinin klasik anlamdaki rollerine bağlı ilişkilerin tekrar düzenlenmesi gerektiği vurgulandı.Atılım Üniversitesi Hukuk ve İşletme Fakülteleri ile DÜNYA Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen “2023 Yılına Girerken Türkiye’nin Değişen Yönetim Yapısı Çerçevesinde Yapısal Reform Alanları” başlıklı konferans Atılım Üniversitesinde yapıldı. İlk gün sunumlarında, Türkiye’de son dönemde yapılan Anayasal düzenlemelerle yürütmenin güçlendiği, denetimin azaldığı ve yasama, yürütme ve yargı erklerinin klasik anlamdaki rollerine bağlı ilişkilerin tekrar düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, 2017 Anayasa değişikliğinin sonucu Anayasa’nın yasama-yürütme- yargı denge ve denetleme mekanizmasını bozduğu, idarenin olağanüstü güçlendiği belirtilerek, anayasal bir restorasyon (önceki temel ve doğru sisteme dönüş) gerekliliği vurgulandı. Konferansın ikinci gününde ise ekonomiye yönelik yapısal reform alanları tartışıldı. Oturumlarda, Türkiye’nin başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomik yönetim sistemindeki dengelerin bozulduğu vurgulanarak, bunun sonucunda mali ve finansal alanda bozulmalar meydana geldiği ve bunun sürdürülebilirliğinin son derece tartışmalı olduğu kaydedildi.
- Hukuk üstünlüğü ilkesi geri kazanılmalı.
- Yasama, yürüme ve yargı temel rollerinden uzaklaştılar.
- Yasamanın denetim gücü geri verilmeli.
- Yürütmenin sınırı aşan gücü oluştu, düzeltilmeli.
- Anayasa değişiklikleri toplumsal mutabakatla yapılmalı.
- Yargı bağımsızlığı yok oldu, bağımsızlık sağlanmalı.
- Anayasal restorasyon gerekli, çoğulculuk, içselleştirme, kamusallık, hakkaniyet, uzlaşma, ödünleşme ilkeleri işletilerek bir düzenleme yapılmalı.
- HSK ve Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılmalı.EKONOMİK ALANDA REFORMLAR- Hukuk üstünlüğü ekonomik reformlar için de gerekli.
- Türkiye dış olumsuz gelişmelerin riski altında reform yapmak zorunda.
- Merkez Bankası bağımsızlığı yok oldu, Faiz politikası uygulayamıyor.
- Finansal sorunlar ağır, giderek ağırlaşıyor bu alandaki sorunlar çözülmeli.
- Bütçedeki istisna ve muafiyetler, aflar, kayıt dışılık reform alanı.
- Akılcı bir yöntemle, kriz oluşturmadan sıcak para nitelikli sermaye kontrol edilmeli.
- Kamu garantili borçlar önemli risk, yönetilmeli.
- Yönetim-karar mekanizmaları kişisel olmaktan çıkarılmalı.
- Kamuda liyakat esaslı atamalar yapılmalı.
“Anayasa değişikliği olumsuz etkiledi”
Konferansın açılışında konuşan Atılım Üniversitesi Rektörü Mehmet Yıldırım Üçtuğ, Türkiye’ye özgü nitelemesiyle yapılan 2017 Anayasa değişikliğinin örneği olmadığını, kararname yetkisinin bir nevi yasama yetkisi gibi işlediğini kaydetti. Hukuk Fakültesi Dekanı Esra Gül Dardağan Kibar da yasama, yürütme ve yargı olarak üç temel erkin ilişkileri, bu erkleri kullanan yapıların oluşturulması, oluşturulma şekli ve yapılarının teknik ve siyasi yönden analiz edilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.“Yürütme aşırı güçlendi”
1982 Anayasasından başlayarak hükümet sistemlerinin tartışıldığı oturumu yöneten Prof. Dr. Metin Günday yaptığı konuşmada temel olarak Cumhurbaşkanı’nın yetkileri bakımında parlamenter sistemden ilk ayrılışın1982 Anayasası ile gözlendiğini kaydetti. İlk oturumda bildiri sunan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Ersoy Kontacı ise mevcut hükümet sisteminde, siyasal istikrarsızlık eleştirisiyle başlayan sürecin, temel erk rollerinden ciddi sapmaların olduğu, yürütmenin aşırı güçlendiği bir değişiklikle sonuçlandığını belirtti.“İdareyi denetleyecek kriter yok”
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Didem Yılmaz ise 2017’de yapılan sistem değişikliğinin yürütmeyi çok güçlendirmesi yanında iş ve işlemleri bakımından kural ve kriterleri de ortadan kaldırdığını vurgulayarak, temel olarak yargının denetleme yapmak istese dahi denetim yapmasının mümkün olmadığını söyledi. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın geçmişte denetime dair çok sayıdaki içtihatını ortadan kaldırdığını belirten Yılmaz, değişikliğin kabul sürecinin de olağanüstü hal, iç terör olayları ve dış askeri operasyonun olduğu, TBMM’de kısa görüşülmesiyle dikkat çekici gördüğünü belirtti. Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Çiğdem Sever ise yasama, yürütme ve yargı ilişkilerindeki hukuk dışı durumun düzeltilmek yerine yasaların buna uydurulduğunu, bunun da hukuk devletini tahribatı olduğunu söyledi. Sever, yüksek yargının idarenin takdir yetkisini Anayasa’nın da üstüne taşıdığı eleştirisini yaptı.AKADEMİSYENLERİN GÖRÜŞLERİ
Başkanlığını Atılım Üniversitesinden Ahmet Kılıçoğlu’nun yaptığı oturumda ise ağırlıklı olarak idarenin güçlenmesi ve yargı bağımsızlığının azaldığı görüşü savunuldu. TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Fahri Bakırcı TBMM’nin denetim mekanizmasının işlemez hale geldiğini, idare üzerindeki yasama ve yargı denetimsizliğinin hukuk devleti ile bağdaştırılamayacağını vurguladı. Atılım Üniversitesinden Abbas Kılıç ise hiçbir muhalefet kanun teklifinin kabul edilmediğini ve kabul edilen yasaların yüzde 80’inin torba yasa olduğunu hatırlatarak, parlamentonun işlevsizleştiğini anlattı. Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Sibel İnceoğlu da 2016’dan bu yana yargının çeşitli yönlerden idarenin güdümünde olduğunu belirterek, FETÖ yapılanması ve darbe girişimi sonrası yargıdan uzaklaştırılan örgüt üyelerinin açığının yine siyasi güdüm altında doldurulduğunu belirtti. İnceoğlu, 10 yıldan az görev yapmış hakim ve savcıların sınava tabi tutulması gerektiğini, HSK’nın ve Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.Girne Üniversitesinden Ruşen Gültekin yaptığı konuşmada Türkiye’de yargı etiği sorununun bulunduğunu belirterek, kırılma noktalarına bakıldığında yargının yargı bağımsızlığı konusunda yeterli çabayı harcamadığını, yargının bağımsız olmak istemediğini söyledi.Anayasal Restorasyon’un tartışıldığı ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Esra Gül Dardağan Kibar’ın yönettiği oturumda konuşan Atılım Üniversitesinden Ozan Ergül, kurucu ve tali kurucu ayrımına dikkati çekerek 2017’de yapılan Anayasa değişikliğinin geçmişte kurucu iradenin koyduğu mükemmel olmasa da kazanım olan değerlendirme, düzenleme ve kavramsal ve kurumsal yapıların bozulduğunu savundu. Ozan Ergül, Anayasal Restorasyonunun kuvvetler ayrılığı, insan hakları, kanuna bağlı idare temelinde, yine kurucu iktidar nitelikli, hassas şekilde yapılabileceğini anlattı. Ergül, restorasyon sürecinin çoğulculuk, içselleştirme, kamusallık, hakkaniyet, uzlaşma, ödünleşme ilkeleriyle yürütülmesi gerektiğini kaydetti.Bilkent Üniversitesinden Ece Göztepe ise yeni bir anayasa yapmaya ihtiyaç olmadığını belirterek, hükümet sistemi ve yargının idari örgütlenmesinin Anayasa’da düzenlenmesinin yeterli olacağını, yargıda ve idarede ise “arındırma” yapmanın yeterli olduğunu kaydetti. Bilkent Üniversitesinden Zülfiye Yılmaz da sorunun anayasa değişikliğiyle çözülmeye girişilmesi halinde bunun toplumda yeni ayrışmalara neden olabileceğini belirterek, öncelikle geçiş adaleti olarak adlandırdığı bir dönemde, hakikat, adalet, onarım ve anti demokratik unsurların geri gelmesinin önlenmesi gerektiğini kaydetti. Zülfiye Yılmaz, demokratik sistemden otoriter bir gerileme yaşandığında, düzenleme-reform ihtiyacının kavranmasının literatürde 9 yıl kadar sürdüğü yönünde bir çalışma bulunduğunu da aktardı.(Soldan sağa) Dr. Zeynep Müftüoğlu, Prof. Dr. Fahri Bakırcı, Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu, Dr. Abbas Kılıç ve Dr. Ruşen Gültekin.İki günlük konferansta öne çıkan reform önerileri
HUKUK ALANINDA REFORMLAR- Hukuk devletini zedeleyen bir yapı oluştu, Yasama-Yürütme-Yargı dengesi sağlanmalı.- Hukuk üstünlüğü ilkesi geri kazanılmalı.
- Yasama, yürüme ve yargı temel rollerinden uzaklaştılar.
- Yasamanın denetim gücü geri verilmeli.
- Yürütmenin sınırı aşan gücü oluştu, düzeltilmeli.
- Anayasa değişiklikleri toplumsal mutabakatla yapılmalı.
- Yargı bağımsızlığı yok oldu, bağımsızlık sağlanmalı.
- Anayasal restorasyon gerekli, çoğulculuk, içselleştirme, kamusallık, hakkaniyet, uzlaşma, ödünleşme ilkeleri işletilerek bir düzenleme yapılmalı.
- HSK ve Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılmalı.EKONOMİK ALANDA REFORMLAR- Hukuk üstünlüğü ekonomik reformlar için de gerekli.
- Türkiye dış olumsuz gelişmelerin riski altında reform yapmak zorunda.
- Merkez Bankası bağımsızlığı yok oldu, Faiz politikası uygulayamıyor.
- Finansal sorunlar ağır, giderek ağırlaşıyor bu alandaki sorunlar çözülmeli.
- Bütçedeki istisna ve muafiyetler, aflar, kayıt dışılık reform alanı.
- Akılcı bir yöntemle, kriz oluşturmadan sıcak para nitelikli sermaye kontrol edilmeli.
- Kamu garantili borçlar önemli risk, yönetilmeli.
- Yönetim-karar mekanizmaları kişisel olmaktan çıkarılmalı.
- Kamuda liyakat esaslı atamalar yapılmalı.