2023 yılı nasıl geçti?Yılın başında özellikle kamu bankaları tarafından verilmeye başlanan “İlk Evim” konut kredisi ve sonrasında Şubat ayında BDDK’nın konut alımında azami kredi tutarı güncellemesi ile konut kredileri hareketlenmiştir.Haber Merkezi“Yarısı Bizden” kampanyasına olan yoğun ilgi sonrasında, Sn. Cumhurbaşkanımızın kentsel dönüşüm konusunda daha kararlı adımlar atılacağını belirterek depreme dayanıklı olmayan, sel veya afet tehlikesi altında olan binaların yenilenmesinin gerekliliği bir kez daha dile getirmesi, bu konuda 2023 yılında atılacak adımların sinyali olmuştur. Mayıs ayının sonundan itibaren seçim atmosferinin bitmesi ve yeni ekonomi yönetiminin politika değişimi ile birlikte bir yandan talep diğer yandan maliyet enflasyonu ile mücadele için çalışmalar başladı. Bunun en belirgin sonucu da kendini yükselen faiz hadleri ile gösterdi. Politika faizindeki artışlar ile Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminin tasfiyesine yönelik atılan adımlar birleşince faizdeki yükseliş hızlandı. Tüm bunların üzerine bankaların kredi verme iştahındaki azalma da eklenince finansmana erişim iyice zorlaştı.Konut satışlarına yönelik indirim ve kampanyaların etkisi ile mayıs ayında ilk el konut satışları, geçen yılın aynı dönemine göre %4,7 artış kaydetti ancak ipotekli satışlarda benzer bir tabloyu göremedik. Merkez Bankası tarafından haziran ayında faiz düzeyinin yükseltilmesinin sonrasında kademeli faiz artışının devam edeceğinin sinyalleri konut kredisi de dâhil olmak üzere kredi faizlerini daha da yukarı çekti, bu durum konut kredisine olan talebi düşürdü. Ağustos ayından itibaren uygulamaya konulan ve talebi kısma amaçlı politikalar ile yükselen faiz konut kredisine olan talebi aşağı çekmeye başladı.Nitekim açıklanan kasım ayı konut satış rakamlarında ipotekli satışların payı %5,6’ya geriledi. Son 11 aydaki ipotekli satışlardaki azalma, geçen yıla kıyasla %33 oldu. Yılın ikinci yarısında ekonominin soğutulmasına yönelik alınan tedbirlerden inşaat sektörü de etkilenmiştir. Kredi faizlerindeki yükselme inşaat maliyetlerindeki artış ile birlikte değerlendirildiğinde alınan bu tedbirlerin konut satışlarını aşağı çekeceği öngörülebilir durum olmuştur.2024 yılı beklentileri neler?Aralık ayı piyasaların merkez bankalarının açıklamalarına odaklandığı bir ay oldu. Amerikan Merkez Bankasının (FED) faiz kararı ve ekonomik öngörülerinden sonra İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) kararlarını gördük. Özellikle FED’in faiz artırımının sonuna geldiği şeklindeki açıklamaları dikkat çekicidir. Mart 2022’den itibaren toplam 11 faiz artırımı gerçekleştirdikten sonra 2024 yılının ikinci çeyreğinden itibaren faiz indirimi kapısının aralanması önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinde farklı bir döneme gireceğimizin sinyalleri olarak yorumlandı.Kuşkusuz bunda 2024 yılında ABD’de seçimlerin yapılacak olmasının da etkisi büyüktür. 2024 yılında faiz indiriminin 125 ila 150 puan arasında olacağı öngörülüyor. Tüketici enflasyonu beklentilerinin ABD’de gerilemesine rağmen çekirdek enflasyon ve hizmetler sektörü enflasyonundaki katılığın devam etmesinin nedeni ABD’de hâlen kuvvetli bir iç talebin olmasından kaynaklanıyor. Hedeflenen %2 enflasyondan uzak bir ekonomik görünümüne rağmen ABD’de resesyon riski oldukça düşük hâle geldi.Faiz politikasında ciddi bir değişim olmadığı sürece Avrupa genelinde ekonomik faaliyetlerde görülen önemli düzeydeki yavaşlamanın devam etmesi bekleniyor. Hem sanayi hem de hizmetler sektöründe daralma yaşanıyor. Ekonomideki yavaşlama, istihdam piyasasına etki edecek düzeye gelmedi. Bununla birlikte Avrupa’da büyümeye yönelik politikaların gerekliliği çok daha yüksek tondan dile getirilmeye başladı.Ülkemizde ise Merkez Bankası sıkı para politikasına devam edeceği söylemini sürdürüyor. Buna rağmen iç talep ülkemizde hâlen canlıdır. Döviz kurundaki artış kaynaklı maliyet enflasyonu dizginlendi. Tüm bunları topladığımızda, döviz kurunda ciddi bir sıçrama meydana gelmemesi hâlinde ve iç talepte yavaşlama sağlanabilirse enflasyon ile mücadelede Türkiye, baz etkisinin ötesinde bir başarı şansına sahip olacaktır.Merkez Bankasının tüm bankaların ortalaması olarak değerlendirilen üç aya kadar vadeli mevduatın faizi, aralığın ilk haftası itibarıyla %50,49 düzeyine çıktı. %62 düzeyindeki enflasyon oranı ile karşılaştırıldığında hâlen negatif bir reel faiz var gibi görünse de 2024 yılında enflasyonun daha düşük olması TL’ye olan güveni artıracak ve faiz düzeyi bu seviyede kalsa dahi pozitif bir reel faiz düzeyi ortaya çıkaracaktır. Merkez Bankasının 2024 yılı için %36 olan hedef enflasyonu yakalaması, özellikle seçim yılı olması nedeniyle soru işaretlerini beraberinde getirse de sıkı para politikasının devam etmesi ve aynı zamanda kamu harcamaları tarafında alınacak tedbirler ile mümkün gözüküyor. Piyasa oyuncularının hâlen döviz tarafında kalmaya devam etmesi, Türkiye gibi döviz kurundan çok çekmiş bir ülke açısından alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçilemeyeceğinin en net göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.Zira Merkez Bankası Başkanımızın son yaptığı açıklamadaki, “Vadesi dolan döviz cinsinden KKM’nin yüzde 75-80’i yenileniyor. Yüzde 15 üzeri TL’ye geçiyor.” cümlesinden görüleceği üzere %75-80’lik kesim hâlen döviz tarafında kalmaya devam ediyor. Türkiye’nin risk priminin 300’ün altına gerilemesi, Merkez Bankasının brüt rezervlerinin yükselişi, döviz kurundaki stabiliteye rağmen önemli bir kesim oyuncu yabancı paradan vazgeçmiyor.
EKONOMİ
20 Ocak 2024 - 13:21
2023 yılı nasıl geçti?
2023 yılı nasıl geçti? Yılın başında özellikle kamu bankaları tarafından verilmeye başlanan “İlk Evim” konut kredisi ve sonrasında Şubat ayında BDDK’nın konut alımında azami kredi tutarı güncellemesi ile konut kredileri hareketlenmiştir.
EKONOMİ
20 Ocak 2024 - 13:21