Yerliye 1650 lira İthale 2450 lira
Buğday üreticisi maliyet nedeniyle topraktan vazgeçti, talebi karşılayamadı. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) de bu yıl ton başına 2 bin 450 TL'den ithalat kararı aldı. Fiyattaki uçurum tepki çekti.
Çiftçinin ürettiği makarnalık buğdaya bin 650 TL fiyat verilirken, yurtdışından 2 bin 450 TL’ye buğday ithal edilecek. Bu durum yerli çiftçiye değil, yabancı çiftçiye destek olarak değerlendirildi. Acil önlem olarak “alım garantili buğday ekimi” önerildi.
Buğday fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle buğday ekim alanları 2 milyon hektar civarında azalırken, izlenen fiyat politikası çiftçiyi ekim yapmaktan uzaklaştırdı. Uzmanlar, Koronavirüs nedeniyle dünyada gıda ürünlerine talebin arttığına ve ülkelerin başta buğday olmak üzere gıda stoklarını artırdıklarına, ülkemizde ise yanlış tarım politikalarının bedelinin giderek ağırlaştığına dikkat çekiyorlar.
Tarım konusunda çalışmaları ile tanınan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, buğday hasadının tamamlandığı bir dönemde TMO’nun 500 bin ton buğday ve 60 bin ton arpa daha ithal etme kararı aldığını söyledi.
Gürer, durumu şöyle anlattı: “Açılan ihalede yerli çiftçiden esirgenen fiyat, yabancı çiftçiden esirgenmedi. Bu yıl için açıklanan hububat taban fiyatına göre TMO ekmeklik buğdaya 1650, makarnalık buğdaya 1800 lira fiyat verdi. Aynı TMO, şimdi ithalata sarıldı. 500 bin ton buğday ve 60 bin ton arpa ithalatı için ihale açtı.
Yerli üretici taban fiyatının 2 bin lira olmasını istediyse de yerli üreticiye 1650 lirayı reva gören TMO, şimdi yabancı ülkelerden 2 bin 450 liraya buğday ithal edecek. İthal edilen ürünler İskenderun ve Bandırma limanlarından ülkemize girecek.
Bu nasıl bir anlayıştır? Yerli üretici pandemi nedeniyle zaten zor günler geçirmektedir. Böylesine bir ortamda, bu ithalat, Türk çiftçisine vurulan bir darbedir. Türk çiftçisine 2 bin lirayı çok göreler, yabancı üreticilere hangi mantıkla 2 bin 450 lira ödeyecektir? Bu kabul edilebilir bir anlayış değildir.”
Gürer, bu yılın ilk dört ayında 950 bin ton buğday ithal eden TMO’nun tam da hasat döneminde çiftçiden yeterince alım yapamadığını ve piyasayı tüccara bıraktığını ifade etti:
“Tüccara, piyasaya, bankalara borcu olan, kredi ödemesi gelen çiftçiler buğdayını hasadın ilk günlerinde peşin para ile açıklanan fiyatın da altında tonu 1500 liraya satmak zorunda kaldı. TMO, çiftçiden tarlasında alım yapmadığı gibi ödeme ve uygulamaları ile çiftçiyi bezdirdiği için ürünü tüccara verdi. ”
2002'DEN 2020'YE TON FİYATI 20 ÇEYREKTEN İKİ ÇEYREK ALTINA DÜŞTÜ
İzlenen yanlış tarım politikaları nedeniyle buğday ekim alanlarının 20 yıldır daraldığını ve buğday açığının arttığını kaydeden Gürer şunları söyledi: “Hububat ekim alanlarının daralmasının yanında üretim ve verimde de sorunlar yaşanıyor. 2015 yılında 78.6 milyon dekarda buğday ekimi yapılırken bu alan 2019 yılında 68.5 milyon dekara geriledi. Buğday verimi 2015 yılında dekar başına 287 kilogram iken 2019 yılında dekar başına 278 kilogram geriledi.
Bu yanlış tarım politikalarının somut yansıması idi. Ortalama son yıllarda 20 milyon ton üretim, 10 milyon ton buğday ithalatı yapan ülke durumuna düşürüldük. Cumhurbaşkanı Kararı ile hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin sıfırlanması sonrası bu yıl ithal buğday peyderpey ülkemize gelmeye başladı.
2020 yılı TÜİK ilk dönem tahmininde buğday üretiminin 2019 sezonuna göre yüzde 7,9`luk artışla 20,5 milyon ton olacağı öngörülse de farklı etkenlerle bu üretime erişilemedi. Çözüm yine ithal buğdayda aranıyor ama yurtdışı buğday fiyatları da artıyor. İthalatın, yurtiçinde fiyat dengelemek için yapıldığı söylenir oysa yurtdışından alınan buğday ton fiyatı yurtiçi fiyatı fazlasıyla aştı. 2002 yılında bir ton buğday satan çiftçi 22 çeyrek altın alırken bugün bir ton buğday satan çiftçi iki çeyrek altın alabiliyor.”
FİYAT DAHA DA ARTABİLİR
TMO’nun çiftçiye bin 650 TL verirken yabancı ülkelerden 2 bin 450 liraya buğday almasının sorgulanması gerektiğini kaydeden Gürer, önümüzdeki dönemde ithal buğday fiyatının 3 bin liraya kadar çıkabileceğini vurguladı. Pandemi nedeniyle çok sayıda ülkenin stokları artırdığını belirten Gürer, ülkemizde unlu mamul fiyatlarının artabileceğini söyledi: “Yetkililer pandemiyi ciddiye almadı. Ortaya çıkabilecek sorunları hesaplayamadı. Buğday fiyatlarındaki artış önümüzdeki dönemde ekmek dahil tüm unlu mamullerin fiyatlarını artmasına yol açacak.”
ÖNERİLER
Gürer, buğdayda yaşanan sorunun aşılması için şu önerilerde bulundu: "Yapılması gereken ilk iş, daralan ekim alanlarında yeniden üretime geçilmesi. Bunun için çiftçilere ekim için şimdiden tohumluk dağıtılmalıdır. Dağıtılan tohumlar için hemen ücret talep edilmemeli, gelecek yıl hasat döneminde geri alınmalıdır. Bununla birlikte uygun fiyatlarla alım garantili ekime geçilmelidir. Çiftçiye güvence verilmelidir. Bu yolla çiftçiliği bırakanların sayısının artması önlenebilir. Tahıl üretimimiz artarsa ithalatımız da azalır. Döviz giderlerimiz ve cari açığımız düşer."
Buğday fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle buğday ekim alanları 2 milyon hektar civarında azalırken, izlenen fiyat politikası çiftçiyi ekim yapmaktan uzaklaştırdı. Uzmanlar, Koronavirüs nedeniyle dünyada gıda ürünlerine talebin arttığına ve ülkelerin başta buğday olmak üzere gıda stoklarını artırdıklarına, ülkemizde ise yanlış tarım politikalarının bedelinin giderek ağırlaştığına dikkat çekiyorlar.
Tarım konusunda çalışmaları ile tanınan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, buğday hasadının tamamlandığı bir dönemde TMO’nun 500 bin ton buğday ve 60 bin ton arpa daha ithal etme kararı aldığını söyledi.
Gürer, durumu şöyle anlattı: “Açılan ihalede yerli çiftçiden esirgenen fiyat, yabancı çiftçiden esirgenmedi. Bu yıl için açıklanan hububat taban fiyatına göre TMO ekmeklik buğdaya 1650, makarnalık buğdaya 1800 lira fiyat verdi. Aynı TMO, şimdi ithalata sarıldı. 500 bin ton buğday ve 60 bin ton arpa ithalatı için ihale açtı.
Yerli üretici taban fiyatının 2 bin lira olmasını istediyse de yerli üreticiye 1650 lirayı reva gören TMO, şimdi yabancı ülkelerden 2 bin 450 liraya buğday ithal edecek. İthal edilen ürünler İskenderun ve Bandırma limanlarından ülkemize girecek.
Bu nasıl bir anlayıştır? Yerli üretici pandemi nedeniyle zaten zor günler geçirmektedir. Böylesine bir ortamda, bu ithalat, Türk çiftçisine vurulan bir darbedir. Türk çiftçisine 2 bin lirayı çok göreler, yabancı üreticilere hangi mantıkla 2 bin 450 lira ödeyecektir? Bu kabul edilebilir bir anlayış değildir.”
Gürer, bu yılın ilk dört ayında 950 bin ton buğday ithal eden TMO’nun tam da hasat döneminde çiftçiden yeterince alım yapamadığını ve piyasayı tüccara bıraktığını ifade etti:
“Tüccara, piyasaya, bankalara borcu olan, kredi ödemesi gelen çiftçiler buğdayını hasadın ilk günlerinde peşin para ile açıklanan fiyatın da altında tonu 1500 liraya satmak zorunda kaldı. TMO, çiftçiden tarlasında alım yapmadığı gibi ödeme ve uygulamaları ile çiftçiyi bezdirdiği için ürünü tüccara verdi. ”
2002'DEN 2020'YE TON FİYATI 20 ÇEYREKTEN İKİ ÇEYREK ALTINA DÜŞTÜ
İzlenen yanlış tarım politikaları nedeniyle buğday ekim alanlarının 20 yıldır daraldığını ve buğday açığının arttığını kaydeden Gürer şunları söyledi: “Hububat ekim alanlarının daralmasının yanında üretim ve verimde de sorunlar yaşanıyor. 2015 yılında 78.6 milyon dekarda buğday ekimi yapılırken bu alan 2019 yılında 68.5 milyon dekara geriledi. Buğday verimi 2015 yılında dekar başına 287 kilogram iken 2019 yılında dekar başına 278 kilogram geriledi.
Bu yanlış tarım politikalarının somut yansıması idi. Ortalama son yıllarda 20 milyon ton üretim, 10 milyon ton buğday ithalatı yapan ülke durumuna düşürüldük. Cumhurbaşkanı Kararı ile hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin sıfırlanması sonrası bu yıl ithal buğday peyderpey ülkemize gelmeye başladı.
2020 yılı TÜİK ilk dönem tahmininde buğday üretiminin 2019 sezonuna göre yüzde 7,9`luk artışla 20,5 milyon ton olacağı öngörülse de farklı etkenlerle bu üretime erişilemedi. Çözüm yine ithal buğdayda aranıyor ama yurtdışı buğday fiyatları da artıyor. İthalatın, yurtiçinde fiyat dengelemek için yapıldığı söylenir oysa yurtdışından alınan buğday ton fiyatı yurtiçi fiyatı fazlasıyla aştı. 2002 yılında bir ton buğday satan çiftçi 22 çeyrek altın alırken bugün bir ton buğday satan çiftçi iki çeyrek altın alabiliyor.”
FİYAT DAHA DA ARTABİLİR
TMO’nun çiftçiye bin 650 TL verirken yabancı ülkelerden 2 bin 450 liraya buğday almasının sorgulanması gerektiğini kaydeden Gürer, önümüzdeki dönemde ithal buğday fiyatının 3 bin liraya kadar çıkabileceğini vurguladı. Pandemi nedeniyle çok sayıda ülkenin stokları artırdığını belirten Gürer, ülkemizde unlu mamul fiyatlarının artabileceğini söyledi: “Yetkililer pandemiyi ciddiye almadı. Ortaya çıkabilecek sorunları hesaplayamadı. Buğday fiyatlarındaki artış önümüzdeki dönemde ekmek dahil tüm unlu mamullerin fiyatlarını artmasına yol açacak.”
ÖNERİLER
Gürer, buğdayda yaşanan sorunun aşılması için şu önerilerde bulundu: "Yapılması gereken ilk iş, daralan ekim alanlarında yeniden üretime geçilmesi. Bunun için çiftçilere ekim için şimdiden tohumluk dağıtılmalıdır. Dağıtılan tohumlar için hemen ücret talep edilmemeli, gelecek yıl hasat döneminde geri alınmalıdır. Bununla birlikte uygun fiyatlarla alım garantili ekime geçilmelidir. Çiftçiye güvence verilmelidir. Bu yolla çiftçiliği bırakanların sayısının artması önlenebilir. Tahıl üretimimiz artarsa ithalatımız da azalır. Döviz giderlerimiz ve cari açığımız düşer."