Sokaktaki Ekonominin Gerçek Kahramanlarıyla Röportajlar
"Benim bir bütçem yok, kartım var."
Bu cümle, 2025 Türkiye'sinde artık bir motto. Enflasyonla cebelleşen halk, kendi çözümünü üretmiş: kredi kartı limiti. Faizi umursamadan, borçla hayatı fonlayan bir nesil yetişiyor. Ve işte bu yazıda, sokaktaki gerçek kahramanlara mikrofonu uzatıyoruz.
Ali Bey (43) – Özel sektörde orta düzey yönetici
“Bakın, maaşım ayın 5'inde yatıyor, ayın 6'sında bitiyor. Sonrası kart. Benzin karttan, market karttan, çocukların ayakkabısı karttan. Bazen kredi kartım bana sevgiliden daha sadık geliyor: Her seferinde ‘onaylandı’ diyor, sorgusuz sualsiz. Gerçi sonra küsüp faiz olarak geri dönüyor ama olsun.”
Nergis Hanım (29) – Serbest çalışan, içerik üreticisi
“Limitimle yaşıyorum. Ay sonunda gelen SMS'ler artık ailem gibi: ‘Ekstre hazır’ deyince içim ısınıyor. Bir keresinde sadece ekmek ve yoğurt alıp 250 TL ödedim. Şaka değil, fişi çerçevelettim, çünkü bu ülkede belgeyle yaşıyoruz artık.”
Hasan Amca (65) – Emekli
“Gençler bilmez, biz paramızla ev, araba alırdık. Şimdi çocuklarım maaşlarının %40’ını faize ödüyor. Benim zamanımda ‘kredi’ kelimesi, bankacıların gizli silahıydı; şimdi herkesin ekmeği. Emekli maaşıyla geçinmek mi? Ancak kart borcunun asgarisini ödüyorum.”
Zeynep (19) – Üniversite öğrencisi
“KYK kredisiyle iPhone almak yok artık. Telefon zaten eskidi. Ben kahve alırken QR kodumun geçmesi için dua ediyorum. Limitim, hayatımın sınırlarını çiziyor. Spotify mı? Onu iptal ettim, çünkü artık en büyük lüks sessizlik.”
Limit, Yeni Asgari Ücret
Kredi kartı limiti, artık bir geçim göstergesi. “Kaç TL limitin var?” sorusu, "Kaç para maaş alıyorsun?" sorusundan daha yaygın. Enflasyon karşısında reel gelir eridikçe, bankaların sunduğu plastik hayat çizgisi daha da kutsallaşıyor.
2024 sonunda Türkiye'de bireysel kredi kartı borçları, tüm zamanların rekorunu kırdı: 1,4 trilyon TL'ye dayandı.
Kartla yapılan market alışverişi geçen yıla göre %78 arttı.
Taksitli alışveriş oranı %62’ye çıktı. Çünkü kimse artık ‘nakit’ kelimesini kullanmıyor. O bir mitoloji terimi gibi kaldı: Nakit? Efsane mi o?
Gerçek Kahramanlar
Bu ülkenin gerçek süper kahramanları uçmuyor. Kasaya geldiğinde limitine bakıyor, sonra temassız ödeme yapıyor. “Reddedildi” mesajıyla göz göze geldiğinde kalbi kırılıyor ama yılmıyor. Çünkü ertesi ay yeni bir limit doğuyor.
Belki yüksek faizlerle, belki gecikme zammıyla... Ama doğuyor.
Son Söz:
Kredi kartı artık bir ödeme aracı değil, bir yaşam stratejisi. Limitler, geçici mutluluk sağlıyor; ta ki ekstre gelene kadar. Bu yazının sonunda bir tavsiye mi bekliyorsunuz? Maalesef, bu ülkede "tavsiye" değil, "taksit" veriliyor.
Son 20 yılda adeta Ülkemiz Yöneticilerinin bilinçli olarak hem bireyleri hem şirketleri kredi ile yaşamaya alıştırdı. Tabiki gelirler kredileri ödemeye yetmediğinden faiz ödemeleri artan oranda hayatmıza girdi.Aslında Temel konu gelirlerimizden daha fazla harcıyoruz. Gerçi bunun en temel nedeni yüksek enflasyon..Sonuç olarak tüm halkımız kredi ve faiz batağının içinde.