Mürekkep ve Kadın
Mürekkep ve kadın, zor bir ikilidir. Ama ikisi bir araya geldiklerinde söylediklerine muhakkak kulak verin.
Kadın olmak zordur hayatta… Hele ki benim güzel vatanımda… Cesaret ister özgürce fikir belirtmek, sözcüklerini süzmeden, görüşlerini boyun eğmeden, günün şartlarına göre değişmeden yazmak...
Kime yazdın derler, niye yazdın derler, nasıl yazdın derler. Hazır olman gerekir eleştiri oklarına, hem de
çoğu zaman en yakınından gelen eleştirilerin en ağırına…
Klavye şövalyeleriyle doludur etraf, hiçbir şey yapmasalar da eleştirmekten geri durmayanlarla…
Eğer göze alamıyorsan bunlarla yüzleşmeyi, eğer gülümseyip geçemeyeceksen haklı haksız yapılacak her tür yorumda, eğer kalbin kırılacaksa her söylenen her denilenden sonra, o zaman yazmayacaksın.
Hatta bu mantıkla kendi özünü yaşamamayı seçenler bile mevcuttur hayatta.
Bu yüzden kadın için daha zordur edebiyatta var olmak… Cesur, çok cesur bir adımdır. Kendini ateşlerin ortasına atmaktır. Kişilerin hayal gücüyle seni istediği şekilde yorumlamasına açık olmaktır.
İşte tam da bu noktada, yazmalı kadın. Anlatmalı. Her yazı yazarını anlatır, bazen bir başkaldırı, bazen sadece bir hayal ürünüdür anlattığı, bazen bugünü, bazen sadece bir düşü, bazen de geçmiş bir tecrübedir anlattıkları. Yazar başkasına yazmaz yazılarını, kendine yazmıştır aslında ve herkese sunar yazdıklarını…
Yazar öznesi değildir yazdıklarının, hayatın öznesidir onun yazdıkları…
Lütfen inadına yazın, özgürce yazın… Aşkı, sevgiyi, öfkeyi, nefreti, tutkuyu, içinizde taşıdığınız her duyguyu özgürce yazabilin. Yazın ki gençlere umut olun, cesaret verin. Kendilerini özgürce ifade etmekten çekinmeyen, başkalarının düşüncelerine de aynı oranda saygı duymayı bilen nesiller yetiştirin.
Eleştirmek üzerine değil, üretmek üzerine odaklanın. Değiştirmek istediğiniz her sistemi yaratan yine sizsiniz, lütfen bu cümleyi tekrar okuyun.
Keyifli Haftasonları
Mürekkep ve kadın, zor bir ikilidir. Ama ikisi bir araya geldiklerinde söylediklerine muhakkak kulak verin.
Kadın olmak zordur hayatta… Hele ki benim güzel vatanımda… Cesaret ister özgürce fikir belirtmek, sözcüklerini süzmeden, görüşlerini boyun eğmeden, günün şartlarına göre değişmeden yazmak...
Kime yazdın derler, niye yazdın derler, nasıl yazdın derler. Hazır olman gerekir eleştiri oklarına, hem de
çoğu zaman en yakınından gelen eleştirilerin en ağırına…
Klavye şövalyeleriyle doludur etraf, hiçbir şey yapmasalar da eleştirmekten geri durmayanlarla…
Eğer göze alamıyorsan bunlarla yüzleşmeyi, eğer gülümseyip geçemeyeceksen haklı haksız yapılacak her tür yorumda, eğer kalbin kırılacaksa her söylenen her denilenden sonra, o zaman yazmayacaksın.
Hatta bu mantıkla kendi özünü yaşamamayı seçenler bile mevcuttur hayatta.
Bu yüzden kadın için daha zordur edebiyatta var olmak… Cesur, çok cesur bir adımdır. Kendini ateşlerin ortasına atmaktır. Kişilerin hayal gücüyle seni istediği şekilde yorumlamasına açık olmaktır.
İşte tam da bu noktada, yazmalı kadın. Anlatmalı. Her yazı yazarını anlatır, bazen bir başkaldırı, bazen sadece bir hayal ürünüdür anlattığı, bazen bugünü, bazen sadece bir düşü, bazen de geçmiş bir tecrübedir anlattıkları. Yazar başkasına yazmaz yazılarını, kendine yazmıştır aslında ve herkese sunar yazdıklarını…
Yazar öznesi değildir yazdıklarının, hayatın öznesidir onun yazdıkları…
Lütfen inadına yazın, özgürce yazın… Aşkı, sevgiyi, öfkeyi, nefreti, tutkuyu, içinizde taşıdığınız her duyguyu özgürce yazabilin. Yazın ki gençlere umut olun, cesaret verin. Kendilerini özgürce ifade etmekten çekinmeyen, başkalarının düşüncelerine de aynı oranda saygı duymayı bilen nesiller yetiştirin.
Eleştirmek üzerine değil, üretmek üzerine odaklanın. Değiştirmek istediğiniz her sistemi yaratan yine sizsiniz, lütfen bu cümleyi tekrar okuyun.
Keyifli Haftasonları