KİLON KADAR KONUŞ!!!!!!!!!
Bütün gazetelerin ilk sayfalarında Grammy Müzik Ödülleri'nde, yaptığı gwara gwara dansıyla Rihanna’nın sahne performansından resimler yer alıyordu.Yapılan haberlerde törende en iyi ortak rap çalışmasında ödülünü kazanan Rıhanna’nın aldığı ödül geri planda tutulurken aldığı kilolar nedeniyle acımasız yorumlar yapılmıştı.
Aldığı kilolar yüzünden Rihanna’ya ‘her öğün açık büfeye mi yumuluyor , hormon mu kullanıyor, yoksa hamile mi’ şeklinde acımasız eleştiriler sıralanmıştı.
Tek tip güzellik anlayışının dayatıldığı günümüzde bu resimlerin altına ‘şişko, fil gibi olmuşsun, kızım bu ne hal Melahat teyze bile senden zayıf şeklinde’ sosyal medya yorumları yazılmıştı.
Yapılan haberlerde şarkıcının sesi, şarkıları, sahne performansı ne yazık ki son derece üstü kapalı değerlendirilirken hemen hemen tüm haberlerde aldığı 3-5 kilonun hesabı yapılmıştı.Acımasız gösteri dünyası mı acımasız günümüz dünyası mı demek daha doğru olur.
Sorunlu varlık (distressed asset) borçlu tarafın borçtan kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında yerine getiremediği tahvil, bono, kredi gibi borç araçları olarak tanımlanabilir.
Kriz zamanlarında hacmi artan bu varlıkların ekonomiye en az yük getirecek biçimde yönetilmesi ve tasfiye edilmesi bankacılık sektörünün başarılı bir biçimde yeniden yapılandırılmasında önemli bir unsurdur.
Mali piyasaları gelişmiş ülkelerde sorunlu varlıklar üzerinde uzmanlaşmış özel sektör kuruluşları normal zamanlarda ve kriz dönemlerinde bu varlıkların devralınması, yönetilmesi ve elden çıkarılması faaliyetlerini piyasa kuralları içerisinde yürütmektedir.
Elden çıkarmanın yöntemi tahsilat ve haciz gibi nihai bir tasfiye olabileceği gibi doğrudan ya da bir menkul kıymet havuzu şeklinde piyasalarda satış da olabilmektedir.
Bir süredir ülkemizde de faaliyet gösteren Varlık Yönetim Şirketleri, bankalardan tahsili gecikmiş alacaklarını devir alıp, bu alacakları tahsilatlarını gerçekleştirmektedir.
Varlık Yönetim Şirketleri bankalardan bu alacakları düşük fiyata satın alarak bankaları ciddi bir yükten kurtarmış olmaktadır.
Alacakları satın alan varlık yönetimi şirketleri, toptan satın aldıkları alacak paketinden ne kadar çok tahsilat yapabilirlerse o kadar para elde ederek faaliyetlerini yürütmektedirler. 29 Ocak 2018 tarihli Güngör Uras’ın makalesinde geçtiğimiz günlerde bir bankanın 774 milyon TL değerindeki alacaklarını 36 milyon TL’ye bir varlık yönetim şirketine sattığı belirtilmiştir.Yine aynı köşe yazısında bir başka bankanın 362 milyon TL’lik alacağını 25 milyon TL’ye, bir başka bankanın ise 307 milyon TL’lik alacağını 17 milyon TL’ye sattığı yer alıyordu.
Alacakların satış fiyatı bankadan bankaya ve sorunlu varlıkların durumuna göre değişmekle birlikte bankalar bilançolarından çıkarttıkları bu varlıklar sayesinde ciddi bir rahatlama ve kredibilite kazandıkları da bir gerçektir.
Ülkemizde 14’e çıkan sayıları ile Varlık Yönetim Şirketleri, alacakların tahsili konusunda uzmanlaştıkları için tahsil performanslarının da bankalara nispeten daha başarılı oldukları söylenebilir.
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/gungor-uras/musteri-borcunu-satan-satana--2600203/ yazısında varlık yönetim şirketlerinin portföyü 36 milyar TL dolayında olduğundan ve . Bankaların 68 milyar TL dolayındaki “Tasfiye Olacak Alacaklar” toplamının yarısı büyüklüğünde alacağı devralmış olduğundan bahsetmiştir. 2017 yılında bankalar varlık yönetimi şirketlerine 9 milyar TL’lik tahsili gecikmiş alacak sattığını da açıklamıştır.
Şimdi bu veriler ışığında Bankacılık sektöründe bilanço düzeltme ve kredibilite sağlama açısından çok büyük bir rahatlık sağladığı söylenebilir.
ABD’de yaşanan süreç gözönüne alındığında aslında alacak devirlerinin, menkul kıymetleştirilmelerinin ne kadar da kritik bir süreç olduğunu kriz ortaya çıkmıştır.Ülkemizde bu sürecin nasıl yönetildiği ve ne kadar başarılı yönetildiğini zaman ortaya koyacaktır.
Varlik Yönetim Şirketlerine devir edilen alacakların tahsil sürecindeki sıkıntılar şu an pek de kimsenin değerlendirmediği bir konudur.
Yakın zamanda iki tane özel sektör tahvilinin ödenmediğinde finans dünyasında yarattığı etki bu sürecin ülkemizde daha fazla önem verilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır.
ABD’de yaşanan 2008 krizi sonrası sorunlu varlıkların devredilmesi, bu varlıkların menkul kıymetleştirilmesi süreci büyük kayıplara neden olması, banka iflasına varan sonuçları nedeniyle çok büyük eleştiriler almıştır.
Krizden önceki banka bilançolarının son derece düzgün olmaları, kredibilitelerinin yüksekliği konularında ‘pisliği halı altına ittiler , bankalar halının üzerinde dans edip parti yaptılar’ şeklinde çok ciddi eleştirilmişlerdir.
Günümüz dünyasında mükemmel bilançolar, yüksek kredibilite en önemli başarı göstergeleri sayılırken tıpkı gösteri dünyasının göbeği açık, kemikleri sayılı ünlülerinin alkışlandığı gibi alkışlanmaktadır.
Oysaki 34 beden sahne ünlülerinin cılız sahne performansları bir yana, popülerliklerini açık göbekleri ile kazanmış olmaları günümüz dünyasının sorunlu yaklaşımıdır.
Sorunlu alacaklarını devredip, bilançolarını parlatan, kredibilitelerini arttıran bankaların performanslarının 34 beden sahne ünlülerinden pek de bir farkları yoktur.42 beden Rıhanna 3-5 kilo fazlasına ragmen işinin hakkını verirken, bilançosunda gerçekleri gösteren kurumlar gibidir.
Fazlasıyla , eksiği ile kendini sahnede ispat etmektedir.
Sahne dünyasında kilonun başarı ölçütü sayılması tıpkı bilançoların parlatılarak, kredi notlarının arttırıldığı finans dünyasındaki kurumlar gibi gerçeğin saklanmasından ötelenmesinden, başka birşey değildir.
Oysaki ‘zaman’ bütün gerçekleri ortaya çıkartan, adaleti sağlayan tek ‘hakim’dir.34 beden kaç ünlü sahnelerde kalır, parlak notlar alan kaç finans kurumu gelecekte yer alır bilemem ama fazlayısyla, eksiği ile faaliyetlerini değerlendiren, bol yıldızlı notlara kanmayıp işinin hakkını veren finans kurumları ile 42 beden Rıhanna’nın sahnelerde devam edeceği gerçektir.
Finans dünyasında 2008 krizi kimin kilolu Rıhanna kimin 34 beden ünlü olduğunu kısmen de olsa ortaya koymuştur.
Velhasılıkelam boşverin bunların gelin hep birlikte ‘halı üstünde dans edelim’
Sınırlı sayıdaki gülümseten finans kitabı ‘Acemi Finansçının Günlüğü’nü kaçırmayınız