KİLOLU DEĞİLİM DERİM KALIN
Ünlü şarkıcının balkonda habersiz(!) çekilen fotografları gazetelerin magazin haberlerinin başında yer almıştı.Ünlü şarkıcı album öncesi ipincecik bir görünüme kavuşmuştu.Nasıl zayıfladığı sorulduğunda;
-3 litre su içiyorum, her gün yürüyüş yapıyorum , yediklerime dikkat ediyorum demişti.
Ünlü şarkıcı her album öncesinde 20-30 kiloyu büyük bir başarı ile su içerek veriyor her ne hikmetse habersizce bikinili bir balkon fotografı ile de bu süreci taçlandırıyordu.
Dünyaca ünlü derecelendirme kuruluşu Moody’s Yunanistan hakkında 2 Aralık 2009 tarihinde yayınladığı raporda “Yatırımcıların Yunanistan’ın likiditesi hakkındaki korkuları yersiz” sözleriyle görüşlerini açıklamıştı.Ancak tarih (açıklamanın üzerinden altı ay geçmişken) 2 Mayıs 2010 gösterdiğinde IMF, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Birliği tarafından Yunanistan’ı kurtarmak için 110 milyar Euro tutarında bir kurtarma paketi açıklanmıştır.
Bu yanılgının üzerinden uzun zaman geçmeden bir skandal daha patladı.
2011 yılında Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin ''AAA'' olan uzun vadeli kredi notunu, tarihinde ilk kez düşürerek ''AA ''ya çekti, kredi not görünümünü ise ''negatif'' olarak belirledi.
Kuruluş, açıklamasında, karara gerekçe olarak ülkede son dönemde federal borç limitinin yükseltilmesi sürecinde görülen istikrarsızlık ve yetkililerin rekor düzeylere çıkan bütçe açığını azaltmak için kamu harcamalarında yeterli kesintiye gidememesini gösterdi.
Ancak ABD Hazine Bakanlığı sözcüsü ise açıklamasında, S&P'nin ABD'nin kredi notunu ''AA ''ya çekme kararını ''hatalı'' olarak değerlendirerek, kuruluşun ABD'nin kamu harcamalarındaki kesintiye yönelik 2 trilyon dolarlık yanlış hesaplama yaptığını ve hatalı bir karar verdiğini belirtti.
S&P, ABD'de kamu harcamalarındaki kesintinin 4 trilyon dolar olması gerektiğini savunmuştu.
Yapılan röportajda dişlerini yaptırmanın haricinde hiç bir estetiği olmadığını söyleyen ünlü mankenin lisedeki fotografları magazin haberlerinde boy gösterince herkes şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.Elmacık kemiklerinden, burnuna, dudaklarına, çenesine, kaşlarına varıncaya beni baştan yarat tarzında bir değişim geçirmişti.Oysaki ünlü manken bu değişimin ergenlik çağındaki büyüme sonucu olduğunu söyleyip, estetiksiz(!) bir şekilde podyumda boy göstermeye devam ediyordu.
2009 emlak krizinde yine en çok suçlanan kişilerin başında derecelendirme kuruluşları geliyordu.ABD’de uygulanan sistemde konut kredisi kullanarak ev sahibi olanların borçları havuzlarda toplanarak risk derecelerine göre sınıflandırılır ve menkul kıymet haline getirilirdi. En düşük riske sahip olan borçlardan oluşturulmuş olan menkul kıymete kredi derecelendirme kuruluşları tarafından en yüksek derece olan AAA notu verilirdi. Daha riskli borçlardan oluşan menkullere ise risk düzeyine göre AA dan başlayarak BBB’ye kadar notlar verilirdi. İşte AAA haricinde not verilmiş olan bu menkullere “subprime” denir. AAA notuna sahip olan menkulleri satmak kolayken, daha çok faiz vaat etseler de subprime menkulleri satabilmek kolay değildi.
ABD bankaları, borçlarını ödeyemeyen kredi kullanıcılarını dikkate alarak TBY teminatlandırılımış borç yükümlülüğü (Collateralized Debt Obligation) adında bir tür tahvil icat etti. Bütün subprime menkulleri bu havuzda topladılar. Bu havuzları risk ve getiriye göre parçalara böldüler. En üstte en az riske ve faize sahip olan menkul kıymetler bulunuyordu. En üstteki dilime yatırım yapanlar havuza gelen konut kredisi taksit ödemelerinden ilk payı alma hakkına sahip oldu. Biraz daha riskli olan ikinci gruptakiler ise ancak İlk gruptakiler parasını aldıktan sonra geriye kalan paradan pay alabileceklerdir. En alttaki grup ise doğal olarak en yüksek riske sahip olan gruptu. İlk gruba ait kıymetlerden oluşan tahviller AAA derecesini alırken, ikinci gruptakiler AA, üçüncü gruptakiler A ve son gruptakiler de BBB notunu aldılar
Bu notlama sırasında da BBB riskine sahip bir menkul kıymete dayalı bir borç senedinin AAA derecesine sahip olması gerektiğini matematiksel modellerini kullanarak iddia ettiler. Kredi derecelendirme kuruluşları da bunu onayladı. Böylelikle BBB kredi notuna sahip menkuller finansal göz boyama ile AAA kredi notuna sahip oldular. Piyasada ne kadar subprime borç senedi bulunuyorsa finans kurumları tarafından toplandı ve bu şekilde AAA notuna sahip olarak başkalarına satıldı.
Alt gelir grubu konut kredisi krizi baş gösterince bu ürünlerin notlanması konusunda suçlanan derecelendirme kuruluşları ‘Bu ürünler çok yeniydi ve elde geçmiş veri bulunamadığından riskleri yeterince iyi değerlendirmek o günün şartlarında mümkün olamamıştı. Bir hata yapılmamıştı ancak eldeki bilgiyle bu kadar isabetli olunabiliyordu.’ şeklinde kendilerini savunmuşlardı.
Dünyaca ünlü sinema oyuncusunun tatildeyken plajda çekilen fotografları bir anda tüm magazin basınının gündem maddesi oldu. Bikinili fotograflarına kilolu olduğu yolunda yapılan yorumlar sonrası ünlü oyuncu ‘kilolu değilim derim kalın’ şeklinde kendini savunmuştu.
ABD Sermaye Piyasası Kurulu SEC düzenlemeleri sonucu ülke çapında kabul gören istatistiki derecelendirme kuruluşu “ nationally recognized statistical rating organization (NRSRO)” olarak faaliyet gösteren derecelendirme kuruluşları, ülkelerin ve menkul kıymetlerin derecelendirmeleri konusunda uzmanlaşmışlardı.Not verdikleri menkul kıymet için o kıymetin ihraçcısından aldıkları ücretlerle faaliyetlerine devam etmektedirler.Dolayısıyla tartışma da verilen notların tarafsızlığı yönünde olmaktadır.
Krizleri tahmin edemeyen, pek çok kere finansal hatalar yapan , tarafsızlığı tartışılan kredi derecelendirme kuruluşları ortaya çıkan hatalardan sonra ‘verdikleri notların yatırım tavsiyesi niteliğinde olmadığı, yeni ürünlerde mevcut verilerle ancak böyle bir metodoloji izlenebileceği’ tarzı görüşlerle kendilerini savunmuşlardı.
Tıpkı iğneden ipliğe dönen şarkıcı, estetiksiz manken, derim kalın diyen sinema oyuncusu gibi gerçekleri açıklamaktan uzaklardı.Faaliyet alanında makyaj yapmadan ayakta kalamayacaklarını çok iyi biliyorlardı.
Günümüz dünyasında gerçek değerlerle yola çıktıklarında faaliyetlerini devam ettirecek finansal güce sahip olamayacaklarını bildiklerinden savunmaları her daim hazırdı ‘kilolu değilim derim kalın’
Ponçik:Derecelendirme kuruluşlarının kullandıkları metodolojilerinin hatalı olabileceği, şeffaf olmamaları nedeniyle değerlendirme kriterlerinin tarafsızlığı vs tartışılırken Mıcheal Lewıs’ın 2009 krizini yazdığı ‘Büyük Açık Kıyamet Çarkının İçinde’ kitabında da bu kurumlarda çalışanların bilgisizliği açıkça anlatılmıştır.