GO
Müthiş bir zeka oyunudur ‘Go’.Çin’de ortaya çıkmasına ragmen Doğu Asya’da tanınmış ve yüzyıllardır oynanmıştır Go, kuralları çok basit olmakla birlikte oldukça karmaşık bir oyundur.
Go oyununda satrançtaki gibi taşların hareket kabiliyetleri sınırlı olmadığından bir taşı oynayabileceğiniz çok fazla yer vardır.O yüzden yapacağınız her hamle sizi farklı bir yere götürür.
Go bugün dünya üzerinde oynanan en eski oyundur.
Oyunun felsefesinin etkileyiciliği bir yana rakibinizden oyun öncesinde iyi dileklerinizi iletmeniz oyun bitiminde de ona teşekkür etmeniz müthiştir.
Rakip olmanın düşman olmadığını anlatır, rakibini takdir etmeyi , o rakiple oynamanın sizi güçlendirdiğini gösterir.Rakibiniz güçlü ise sizi geliştirir yeni hamleler, stratejiler geliştirmenizi sağlar.
O nedenle go oyununda sizin en büyük minnettarlığınız rakibinizedir.Diğer oyunlarda bu anlayışı yaklama şansınız zordur.
Oyunun temel amacı:iki general bir bölgeyi kontrol altına almak istemektedir.
Bunun için ilk önce gözetleme kuleleri dikerler ve sonra da kendileri için güvenli bir pozisyon kurmaya çalışırlar. Oyunun amacı rakibi tamamen ortadan kaldırmaktan veya taşlarını esir almaktan çok onun karşısında avantajlı bir konuma geçmek, kendi taşlarınızla mümkün olabildiğince çok alanı kontrol altında tutmaktır.
Go bir çok şeye ilham olmuştur.
II.Dünya Savaşı'nda ABD'nin savaşa giriş sebebi olan Pearl Harbor Saldırısı'nın, şaşırtıcı etkisi ve tahribatının arkasındaki soğuk mantığın temelinde basit bir go manevrası (yalnız olan taşa saldır) olduğu bilinen bir gerçektir.
Go, bir zeka oyunu olduğu kadar bir strateji oyunudur Aslında.şartlar ne olursa olsun rakibinizi yok etmeye imkan yokken galibiyet alanınızı genişleterek gelir.
Bu anlamda her finansçının, her yöneticinin, her liderin, her CEO’nun go oyununu öğrenmesi gerektiğine inanıyorum
Küçücük go tahtası ile serbest piyasa ekonomisinde, iş yaşamında, özel hayatta başarı nasıl yakalabilir diye düşünebilirsiniz.
İlk başta baktığınızda gerçekten de bir zeka oyunu ile gerçek yaşamın birbiri ile örtüşmesi zor görünse de Go oyunu size sabrı, doğru adım atmayı, rakibinizin hamlesine göre hamle yapmayı, kendinizi tanımayı, güçlü yönlerinizi ortaya koymayı, zayıf yönlerinizi korumayı ortaya koyduğu için oyun sırasında farkında olmadan strateji uzmanı haline gelirsiniz.
Serbest piyasa ekonomisinde veya yaptığınız bir işte de öyle değil mi?Bir iş yapıyorsunuz ve aynı işi yapan bir sürü kişi var.Sizin rakibinizi yok etme gibi bir şansınız bulunmamakla birlikte elinizden gelen tek şey alanınızı genişleterek üstünlük ele geçirmektir.
Ulsulararası iktisatta Adam Smith’ dış ticaretin yapılış nedeni açıklamak için öne Mutlak Üstünlük Teorisini öne sürmüştür.Mutlak Üstünlük Teorisi’ne göre, her ülke diğerlerinden daha düşük maliyetle ürettiği mutlak üretim üstünlüğüne sahip olduğu malları üretmeli (bunların üretiminde uzmanlaşmalı) ve bunları ihraç ederek, pahalıya üretebildiklerini dışarıdan ithal etmelidir.
Gerçek hayatta üretimde veya ticarette kimsenin mutlak üstünlüğü sözkonusu olmadığı görülünce
Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi ortaya atılmıştır.
Bu teoride ise iktisat biliminde bir grubun bir malı göreceli olarak daha düşük maliyetle üretebildiği için daha yararlı bir ticaret olduğunu anlatır.
Her ne kadar Adam Smith uluslararası ticarette mutlak üstünler teorisini savunsa da aslında işleyiş karşılaştırmalı üstünlükler teorisindeki hali ile gerçekleşir.
Dış ticarette olduğu gibi karşılaştırmalı üstünlüğünüz sözkonusu olduğu durumda başarılı olduğunuz gibi Go oyununda da rakibinizden daha fazla alan ele geçirdiğiniz durumda oyunun galibi olursunuz.
İş hayatında da sizinle aynı işi yapan arkadaşınızdan daha fazla alan ele geçirirseniz terfinin, yüksek maaşın sahibi olursunuz ya da işe girerken aynı pozisyona başvuran diğer adaylardan görece üstünlüğünüz varsa işin sahibi sahip olursunuz.
Yine Go oyunundaki gibi, rakibinizin hamlesine göre doğru hamleyi yaptığınız durumda yönettiğiniz şirketi başarıya taşıyabilirsiniz.
Kodak firması kendi alanında dünya devi iken yöneticileri dijital fotograf teknolojisinin farkına geç vardıkları için piyasa değerlerinin %75’ini kaybetmiştir.
Yani rakiplerinin hamlesine karşı doğru hamleyi yapmakta geç kalmış ve alanlarını kaybetmiştir.
Motorola firması ise cep telefonu sektöründeki liderliğini dijital teknolojiye geçme konusunda hızlı hareket etmediği için Nokia ve diğer firmalara kaptırmıştır.
Velhasılı kelam; hayat bir stateji oyunudur.İş hayatında, ekonomide, aşk hayatında hiç bir zaman tam olarak mutlak üstünlük elde edemezsiniz.Sizi başarıya sürükleyen şey , kendi alanınızı rakibinize göre genişletmeniz ve doğru zamanda doğru hamleyi yapabilmenizdir.
Ponçik:Hayat, bir strateji oyunudur.Oyunu birlikte oynadığınız kişiler ise sizin en büyük şansınızdır.
Ekonomide , iş hayatında veya özel hayatınızda oyun arkadaşlarınızı şansınız olarak gördüğünüz noktada ise hayatınız değişecektir.
Buna emin olabilirsiniz.