Kurda fren boşaldı, Merkez politik kaldı
Dolar kuru dün 8.30 TL'yi aştı. Merkez Bankası daha dört hafta önce YEP'te yüzde 10.5 olan enflasyon tahminini yüzde 12.1'e çekti. Oysa o günlerde beklenti 12 ve üzerindeydi.
Başkan Uysal, politika faizi tarafında adım atılabileceği mesajı verdi. Fakat kurdaki artış durmadı.
Recep Erçin
Dolar kuru dün 8.30 TL'yi aştı. Merkez Bankası daha dört hafta önce YEP'te yüzde 10.5 olan enflasyon tahminini yüzde 12.1'e çekti. Oysa o günlerde beklenti 12 ve üzerindeydi.
Başkan Uysal, politika faizi tarafında adım atılabileceği mesajı verdi. Fakat kurdaki artış durmadı.
Recep Erçin
Şarkıda söylediği gibi “Nasıl anlatsam. Nereden başlasam.” Merkez Bankası dün İstanbul'da düzenlediği toplantıda yılın son enflasyon raporunu açıkladı. Temmuz ayındaki raporda yüzde 8.9 olarak tahmin edilen yılsonu tüketici enflasyonu dün yayınlanan raporda yüzde 12.1'e yükseltildi. Temmuzdaki raporda bir önceki rapora göre 1.5 puanlık artış yapılmıştı. Sadece dört hafta önce açıklanan Yeni Ekonomi Programı'ndaki tahmin ise yüzde 10.5'ti. Oysa temmuz ayındaki rapor toplantısında Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal şunları söylemişti: “Yılın ikinci yarısında arz yönlü etkiler yavaş yavaş geride kalınca, talep yönlü dezenflasyonist etkilerin ön plana çıkacağını düşünüyoruz.
Her ne kadar iktisadi faaliyette toparlanma gözükse de halen belirsizlikler yüksek. Bununla birlikte istihdam piyasasına yönelik henüz zayıf seyir devam ediyor. Bütün bunları bir arada değerlendirince, talep yönlü dezenflasyonist etkiler yani çıktı açığının halen negatif düzeyde bulunması, toparlanma olmakla birlikte fiyat değişimleri üzerinde daha etkili olacak.
Yıl sonu enflasyonu tahminimizin de bu çerçevede yüzde 8.9'a doğru gerileyeceğini tahmin ediyoruz.”
TAHMİN Mİ YAPIYOR, HEDEF Mİ KOYUYOR?
Bu kadar sık ve yüksek oranda güncellenen bir yılsonu enflasyonu söz konusu ise dost acı söyler; “bu işte bir öngörüsüzlük var.” Hatırlatalım; YEP sonrası 30 Eylül 2020 tarihinde Aydınlık'ta yayımlanan haberimizde şunları belirttik: “Bu yıl için yüzde 10.5'lik enflasyon beklentisi var. Kurdaki hareketi ve bunun fiyatlara yansımasını göz önüne aldığımızda oldukça iyimser bir enflasyon tahmini diyebiliriz. Piyasanın genel beklentisi ise bu yılı yüzde 12'lik enflasyon ile kapatacağımız yönünde.
Yıla 6 TL'nin altında başlayan dolar kurunun şu günlerde 8 TL'ye (O gün 7.80 TL'ydi) doğru yol aldığından hareketle, kur etkilerinin ithalat ve enerji fiyatları üzerinden çarşı pazara yansıması son çeyrekte belirginleşecek. Şu haliyle bu yıl için yüzde 10.5'lik, büyümenin beklendiği 2021 için de yüzde
8'lik enflasyon oldukça iyimser.”
İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez'in dün Twitter hesabından yazdığı mesajdaki gibi ekonomiyi yönetenlerin işi tahmin yapmak değil hedef belirlemek ve o hedefe ulaşmak için elindeki araçları kullanmaktır. Bu nedenle merkez bankaları enflasyon tahmini değil hedeflemesi yaparlar, yerli paranın gücünü korumak için güvenilir bir politika ortaya koyarlar. Esasen bizim TL'de yaşadığımız bu ağır kan kaybı YEP'teki tahminler doğrultusunda olsa da aynı şekilde vaziyetin vehametinin enflasyon raporlarına iş işten geçtikten sonra yansıdığını görüyoruz. Bu durum ekonomik birimler açısından Merkez Bankası'na güvende erozyon ve
TL'de değer kaybının ağırlaşması sonucunu getiriyor.
O MESAJ VERİLDİ AMA KÂR ETMEDİ
Bütün piyasanın yaptığı bir tahmini dört hafta sonra rapora koymak piyasaların gerisinden gelmektir.
Bu yüzden dün raporun açıklandığı saatlerde TL'deki kayıplar hız kesmeden sürdü. Başkan Uysal, sıkılaşma eğiliminin sürdüğünü ve gerekirse politika faizi de dahil olmak üzere araçların kullanılabileceğini söylese de dolar kuru 8.30 TL'yi aştı. Piyasa faizleri yüzde 14.48 düzeyinde oluştu. Borsadaki kayıp yüzde 2'yi geçti. Dünkü haberimizde vurguladık; YEP'teki ortalama dolar kuru dikkate alındığında gündel kurda 8.40-8.50'ye giden bir tahmin söz konusu.
Başkan Uysal'ın dün toplantıda verdiği bilgiye göre, döviz kuru geçişkenliğinin ortalama yüzde 20 düzeyinde. Bu kur artışının enflasyona etkisi YEP'te dikkate alınarak dört hafta önce yüzde 12.1'lik enflasyon hedefi konulmalı ve buna göre bir faiz politikası uygulanmalıydı. Böylece kurlarda daha kontrollü bir yukarı gidiş beklenebilirdi. Bununla birlikte Uysal'ın şu mesajları da önemliydi: “Merkez Bankası güçlü bir tepki verdi, onun etkilerini görmeye başladı. Sıkılaşma eğilimimiz sürüyor, yeni adımlar atacak alanımız var. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para ve likidite politikalarında sıkı duruş sürdürülecektir. Para politikasının çerçevesinde esneklik sağladık. Geç likidite penceresinde atılan adım sadeleşmeden kalıcı uzaklaşma anlamına gelmiyor. Ağırlıklı ortalama fonlama seviyesi TCMB'nin sıkılığını gösteren önemli bir gösterge. Bu dönemde odaklanması gereken ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti ve gecelik faizler."
Her ne kadar iktisadi faaliyette toparlanma gözükse de halen belirsizlikler yüksek. Bununla birlikte istihdam piyasasına yönelik henüz zayıf seyir devam ediyor. Bütün bunları bir arada değerlendirince, talep yönlü dezenflasyonist etkiler yani çıktı açığının halen negatif düzeyde bulunması, toparlanma olmakla birlikte fiyat değişimleri üzerinde daha etkili olacak.
Yıl sonu enflasyonu tahminimizin de bu çerçevede yüzde 8.9'a doğru gerileyeceğini tahmin ediyoruz.”
TAHMİN Mİ YAPIYOR, HEDEF Mİ KOYUYOR?
Bu kadar sık ve yüksek oranda güncellenen bir yılsonu enflasyonu söz konusu ise dost acı söyler; “bu işte bir öngörüsüzlük var.” Hatırlatalım; YEP sonrası 30 Eylül 2020 tarihinde Aydınlık'ta yayımlanan haberimizde şunları belirttik: “Bu yıl için yüzde 10.5'lik enflasyon beklentisi var. Kurdaki hareketi ve bunun fiyatlara yansımasını göz önüne aldığımızda oldukça iyimser bir enflasyon tahmini diyebiliriz. Piyasanın genel beklentisi ise bu yılı yüzde 12'lik enflasyon ile kapatacağımız yönünde.
Yıla 6 TL'nin altında başlayan dolar kurunun şu günlerde 8 TL'ye (O gün 7.80 TL'ydi) doğru yol aldığından hareketle, kur etkilerinin ithalat ve enerji fiyatları üzerinden çarşı pazara yansıması son çeyrekte belirginleşecek. Şu haliyle bu yıl için yüzde 10.5'lik, büyümenin beklendiği 2021 için de yüzde
8'lik enflasyon oldukça iyimser.”
İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez'in dün Twitter hesabından yazdığı mesajdaki gibi ekonomiyi yönetenlerin işi tahmin yapmak değil hedef belirlemek ve o hedefe ulaşmak için elindeki araçları kullanmaktır. Bu nedenle merkez bankaları enflasyon tahmini değil hedeflemesi yaparlar, yerli paranın gücünü korumak için güvenilir bir politika ortaya koyarlar. Esasen bizim TL'de yaşadığımız bu ağır kan kaybı YEP'teki tahminler doğrultusunda olsa da aynı şekilde vaziyetin vehametinin enflasyon raporlarına iş işten geçtikten sonra yansıdığını görüyoruz. Bu durum ekonomik birimler açısından Merkez Bankası'na güvende erozyon ve
TL'de değer kaybının ağırlaşması sonucunu getiriyor.
O MESAJ VERİLDİ AMA KÂR ETMEDİ
Bütün piyasanın yaptığı bir tahmini dört hafta sonra rapora koymak piyasaların gerisinden gelmektir.
Bu yüzden dün raporun açıklandığı saatlerde TL'deki kayıplar hız kesmeden sürdü. Başkan Uysal, sıkılaşma eğiliminin sürdüğünü ve gerekirse politika faizi de dahil olmak üzere araçların kullanılabileceğini söylese de dolar kuru 8.30 TL'yi aştı. Piyasa faizleri yüzde 14.48 düzeyinde oluştu. Borsadaki kayıp yüzde 2'yi geçti. Dünkü haberimizde vurguladık; YEP'teki ortalama dolar kuru dikkate alındığında gündel kurda 8.40-8.50'ye giden bir tahmin söz konusu.
Başkan Uysal'ın dün toplantıda verdiği bilgiye göre, döviz kuru geçişkenliğinin ortalama yüzde 20 düzeyinde. Bu kur artışının enflasyona etkisi YEP'te dikkate alınarak dört hafta önce yüzde 12.1'lik enflasyon hedefi konulmalı ve buna göre bir faiz politikası uygulanmalıydı. Böylece kurlarda daha kontrollü bir yukarı gidiş beklenebilirdi. Bununla birlikte Uysal'ın şu mesajları da önemliydi: “Merkez Bankası güçlü bir tepki verdi, onun etkilerini görmeye başladı. Sıkılaşma eğilimimiz sürüyor, yeni adımlar atacak alanımız var. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para ve likidite politikalarında sıkı duruş sürdürülecektir. Para politikasının çerçevesinde esneklik sağladık. Geç likidite penceresinde atılan adım sadeleşmeden kalıcı uzaklaşma anlamına gelmiyor. Ağırlıklı ortalama fonlama seviyesi TCMB'nin sıkılığını gösteren önemli bir gösterge. Bu dönemde odaklanması gereken ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti ve gecelik faizler."
BÜYÜME Mİ, FİNANSAL İSTİKRAR MI?
Merkez Bankası'nın enflasyon raporuna ilişkin dün basına geçtiği öne çıkan mesajında ise şöyle bir ifade yer aldı: “Güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir.” Yine raporun öne çıkan mesajlarında, “salgın tedbirleri kapsamında uygulanan destekleyici politikaların kademeli olarak geri alınmasıyla ithalatta öngörülen dengelenmenin başladığı”, “mal ihracatındaki güçlü toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyelerin ve reel kur düzeyinin önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyeceği” ve “son dönemde atılan politika adımlarıyla birlikte ticari ve bireysel kredilerdeki normalleşme eğiliminin belirginleştiği” ifade edildi. Başkan Uysal da soru cevap kısmında, “Türkiye'nin risk primi dalgalı ve yüksek seyrediyor. Türkiye'de portföy çıkışları üçüncü çeyrekte arttı, döviz kurunda da oynaklık yükseldi. Üçüncü çeyrekte iktisadi faaliyet 'V' tipi belirgin bir toparlama kaydetti. Toparlanma eylül ve ekim ayında sürüyor. 2020'de muhtemelen pozitif büyüme göreceğiz" dedi.Nedir? İzlenen politikalar kredi büyümesini normal seyrin dışına çıkardı. İthalat arttı. Turizm kaynaklı döviz gelmedi. Kurlar arttı. Düşük faiz politikasının da etkisiyle TL'nin yüzüne bakan olmadı. Enflasyon tahmini şaştı. Ancak yıl sonu için pozitif büyüme mümkün oldu. Türkiye ekonomisinin yapısı gereği yeterli dış
kaynak bulunduğu sürece büyüme olur. Bulunamazsa durgunluk yaşanır.
“Salgının da ilave etkisiyle dış kaynak bıçak gibi kesildi buna karşın içeride ne var ne yok seferber edilip ekonominin durması önlendi. Elbette bedelini kur tarafında görüyoruz. Bu bir politika tercihidir.
Nokta. Ancak Başkan Uysal'ın da dün vurguladığı üzere, "TCMB olarak nominal ya da reel herhangi bir kur seviyesi hedeflenmiyor. (Kur) Orta vadede makro gerçeklerle uyumlu bir noktaya gelecek. Reel açıdan TL aşırı değersiz. Değersiz TL fiyat istikrarına ilişkin riskler oluşturuyor.”
ÇİN İLE SWAP ARTIRILACAK
Dün toplantıda Başkan Uysal'a, kurda kamu bankalarının piyasaya müdahale edip etmediği soruldu. Uysal, "Geçmişte olduğu kadar olmasa da kamu bankaları piyasada aktif olarak yer alabiliyor" dedi. Başkan Uysal, SWAP görüşmelerine ilişkin ise, bazı görüşmelerde somut ilerleme kaydettiklerini ve son aşamaya geldiklerini söyledi. Detaylarla ilgili açıklama yapmayan Uysal, " Japonya Merkez Bankası ile herhangi bir swap görüşmemiz yok, ama Asya tarafıyla var. Çin ile olan anlaşmayı daha fazla artırma gayreti sürüyor" dedi
kaynak bulunduğu sürece büyüme olur. Bulunamazsa durgunluk yaşanır.
“Salgının da ilave etkisiyle dış kaynak bıçak gibi kesildi buna karşın içeride ne var ne yok seferber edilip ekonominin durması önlendi. Elbette bedelini kur tarafında görüyoruz. Bu bir politika tercihidir.
Nokta. Ancak Başkan Uysal'ın da dün vurguladığı üzere, "TCMB olarak nominal ya da reel herhangi bir kur seviyesi hedeflenmiyor. (Kur) Orta vadede makro gerçeklerle uyumlu bir noktaya gelecek. Reel açıdan TL aşırı değersiz. Değersiz TL fiyat istikrarına ilişkin riskler oluşturuyor.”
ÇİN İLE SWAP ARTIRILACAK
Dün toplantıda Başkan Uysal'a, kurda kamu bankalarının piyasaya müdahale edip etmediği soruldu. Uysal, "Geçmişte olduğu kadar olmasa da kamu bankaları piyasada aktif olarak yer alabiliyor" dedi. Başkan Uysal, SWAP görüşmelerine ilişkin ise, bazı görüşmelerde somut ilerleme kaydettiklerini ve son aşamaya geldiklerini söyledi. Detaylarla ilgili açıklama yapmayan Uysal, " Japonya Merkez Bankası ile herhangi bir swap görüşmemiz yok, ama Asya tarafıyla var. Çin ile olan anlaşmayı daha fazla artırma gayreti sürüyor" dedi