Gig ekonomisi nedir ve Türkiye ekonomisi üzerinde nasıl bir etkisi vardır?
Modern dünya hızla değişiyor ve beraberinde geçimimizi sağlama şekillerimiz de dönüşüyor. Artık 9'dan 5'e kadar ofise gidip sabit maaş ve sosyal haklarla çalışmak, iyi gelir elde etmenin tek yolu değil. Giderek daha fazla insan, “gig ekonomisi” olarak adlandırılan çalışma biçimini tercih ediyor.Bu, çoğumuz için yeni bir kelime olup, çalışanların kısa süreli ve tek seferlik görevler yaptığı bir iş modeli anlamına geliyor. Çoğunlukla işler uzaktan ya da
Karincagibi.com gibi online platformlar üzerinden yürütülüyor. Peki,
Gig ekonomisi açılımı tam olarak nedir? Bu terimin arkasında gerçekten ne yatıyor? Gig ekonomisi nedir ve neden Türkiye için önemli bir konu haline geldi? İşte bu ve daha birçok sorunun cevabını aşağıda bulabilirsiniz.
Gig ekonomisi nedir, basitçe anlatmak gerekirse?Kendinizi şöyle hayal edin: Bir uygulama üzerinden taksi çağırıyorsunuz ve size bir sürücü geliyor. O sürücü ne zaman çalışacağına, kaç saat direksiyon başında kalacağına ve hangi işleri, nereye yapacağına kendi karar veriyor. Bu oldukça sıradan bir durum olsa da, işte tipik bir gig çalışanı örneği. Aynı durum, projelerini çeşitli platformlarda gerçekleştiren freelancerlar, yemek teslimatı yapan kuryeler veya Zoom üzerinden online ders veren özel öğretmenler için de geçerli. Hepsi belli bir şirkette “sürekli” çalışan personel değil. Platformlar üzerinden olsa da, kendi işlerinin patronlarıdır.Gig ekonomisinin özü, öncelikle esnek çalışma anlayışıdır; bu da çalışanlara özgürlük ve sadece gelir seviyelerini değil, aynı zamanda kendi çalışma programlarını da kontrol etme imkanı sunar. Ancak her madalyonun iki yüzü vardır. Bu durumda dezavantajları, garanti ve sosyal güvenlik eksikliği, emeklilik katkılarının olmaması ve gelirlerdeki istikrarsızlıktır.
Türkiye’de gig ekonomisi neden bu kadar popüler?Türkiye’de gig ekonomisi 2015’ten sonra hızlı bir gelişme gösterdi. Bunun arkasında birkaç faktör var; başta dijitalleşme, genç nüfus, ekonomik zorluklar ve mobil teknolojilerin yaygınlaşması geliyor. Özellikle pandemi döneminde, birçok kişi zorunlu sebeplerle işini kaybedince online platformlara yöneldi ve bu alandaki büyüme hızlandı.Örneğin, koronavirüs salgını sayesinde yemek teslimat hizmetleri piyasanın güçlü oyuncuları haline geldi. Restoranlardan siparişleri teslim eden kuryeler de gig ekonomisinin tipik temsilcileridir. Klasik anlamda iş sözleşmeleri yoktur ama aktif şekilde çalışırlar ve büyük şehirlerin yaşamını sürdürebilmesini sağlarlar.Türkiye’de tasarım, çeviri, bilişim ve pazarlama gibi alanlarda freelancer sayısı da hızla artıyor. Birçoğu yabancı müşterilerle çalışarak ülkeye döviz kazandırıyor. Bağımsız araştırmalara göre, 35 yaş altındaki gençlerin %30’undan fazlası en az bir kez gig formatında gelir elde etmiş durumda.
Uzaktan çalışma formatı Türkiye ekonomisini nasıl etkiliyor?Gig ekonomisi, tartışmasız bir dizi avantaja sahiptir, bunlar arasında şunlar öne çıkar:Yeni iş alanları yaratılması. Özellikle gençler arasında işsizlik oranlarında belirgin bir azalma görülüyor. Geleneksel iş ilanlarının az olduğu piyasalarda, serbest çalışma (freelance) çok değerli bir alternatif haline geliyor.İşgücü piyasasında esneklik. COVID-19 veya enflasyon gibi kriz dönemlerinde işletmeler, gig çalışanları sayesinde yeni koşullara çok daha hızlı uyum sağlıyor. Bu da riskleri ve maliyetleri en aza indiriyor.Startup’lar ve inovasyonun desteklenmesi. Gig modeli, uygulamalar, platformlar ve servisler gibi dijital çözümlere talep yaratıyor. Bu da küçük işletmelerin gelişimini ve teknoloji yatırımlarını teşvik ediyor.
Ancak önemli dezavantajlar da bulunuyor:Vergi sorunları. Birçok freelancer gelirlerini resmi kayda geçirmediği için “kayıt dışı” çalışıyor. Bu durum devlet bütçesi için zorluk yaratıyor ve makroekonomik tahminleri güçleştiriyor.Sosyal güvenlik belirsizliği. Çalışanlar özgürlük ve esneklik gibi avantajlar yaşarken, garantilerin eksikliği hayal kırıklığı yaratıyor. Resmi istihdamı olmayan kişiler sağlık sigortası, ücretli izin veya emeklilik hakkına her zaman erişemiyor.
Ya şimdi ne olacak?Türkiye gig-ekonomisini düzenleme yolunda ilk adımlarını atmaya başladı. 2023 yılında, online platform çalışanlarının statüsünü belirleyecek ve bazı temel hakları tanımlayacak yasa tasarıları tartışıldı. Ancak özgürlük ile koruma arasında bir denge kurmak oldukça zor. Ayrıca, modern eğitim kurumlarının gençleri yeni çalışma gerçeklerine hazırlaması çok önemli; yani vergi bilinci, öz yönetim ve dijital okuryazarlık gibi konularda donanımlı olmaları gerekiyor.Gig ekonomisi artık geçici bir trend değil, iş yapma anlayışında derin bir değişimdir. Türkiye’de milyonlarca insanın yaşam tarzını belirgin şekilde etkiledi. Bu sadece uygulama üzerinden yemek siparişi vermek değil; hareketli, esnek ve kişiselleştirilmiş yepyeni bir çalışma felsefesidir. Ancak bu modelin gerçekten sürdürülebilir olması için, çalışan özgürlüğü ile temel hakları arasında bir denge kurulması gerekmektedir.