BEKLENTİ TEORİSİ-SISKA EŞEK HAYALİ
Hadi bakalım gündem yoğun, yazacak çok konu, söylenecek çok söz varken bu haftaki yazımıza başlayalım.
Ekonomik konuları nasıl kaleme alsam, hangisini yazsam diye düşünürken bana ilham veren kişiler(sağolsunlar) gündemden hiç eksik olmuyor çok şükür.Söyledikleri sözler beni benden alıyor bir bakıyorum konuyu öyle-böyle derken yazmışım bitmiş.
Bu haftaki yazımın konusunu da ‘döviz kuru bıdı bıdı yüzünden çıktı, bakın gıdı gıdı açıklaması oldu nasıl da düştü.Borsa nasıl da coştu.Piyasalar nasıl da seçim sonucuna güvendi ……’ açıklamalarını yapan kişiye borçluyum.Sağolsun, varolsun bu konuyu ne zaman yazarım nasıl yazarım derken sayesinde fırsatı yakalamış oldum
Gelelim konumuza ‘fiyatlar nasıl oluşur?’ ‘döviz kurlarını ne belirler?’
Belirli bir otoritenin müdahalesi olmadığı durumlarda bir malın ya da hizmetin fiyatı pazar koşulları doğrultusunda alıcılar ve satıcılar tarafından serbestçe belirlenmektedir. Piyasada oluşan arz ve talep sonucunda mal ve hizmetin fiyatı oluşmaktadır
Borsada hisse senetlerinin fiyatları ya da döviz kurları neye göre değişmektedir, bir malın fiyatı yükselirken diğerinin fiyatı neden düşmektedir gibi soruların cevabı ekonomi biliminin en temel konularından birisi olan arz kanunu, talep kanunu ve piyasa dengesi kavramlarında saklıdır.
Kısaca bir üretici tarafından belirli miktarda malın belirli fiyattan piyasaya sunulması "Arz (Supply)" olarak bilinmektedir. Arz kanunu bir malın arz edilen miktarı ile fiyatı arasındaki pozitif ilişkiyi açıklamaktadır. Bir üretici, ürettiği bir malın fiyatının yükseldiğini gördüğü takdirde daha fazla kazanç sağlamak için bu maldan daha fazla üretim yapacaktır.
Tüketicilerin belirli bir fiyat seviyesinden belirli bir miktar malı satın alma isteği "Talep (Demand)" olarak adlandırılır.
Talep eğrisi arz eğrisinin aksine negatif eğimlidir; bir malın fiyatı arttığında tüketicilerin bu mala olan talebi azalır. Bu ilişki talep kanunu olarak bilinmektedir
Piyasa dengesi olarak bilinen bu durumda, arz ve talep belirli bir noktada birbirini karşılamış ve piyasada bir denge fiyatı ve miktarı oluşmaktadır.
Bütün bu teoriler iktisatta IS-LM grafikleri ile anlatılır.
Piyasa fiyatlarında arz-talep kanunlarıyla açıklanamayan değişiklik için Daniel Kahneman ve Amos Tversky tarafından 1979 yılında yayınlanan "Prospect Theory: An Analysis of Decision under Risk" adlı çalışmada ‘Beklenti Teorisi’ kavramı ortaya atılmıştır.
Bu teoride piyasada kimi zaman oluşan ve arz-talep kanunuyla açıklanamayan fiyat dalgalanmalarının açıklanmasında kullanılmaktadır. Yatırımcıların risk içeren durumlarda ve belirsizlik altında nasıl karar verdiklerini açıklamaya çalışan, davranışsal finansın temelini oluşturan bir teoridir
İnsanların rasyonel davranışlarını baz alan beklenen fayda teorisine karşı yayınlanan bu teoriye göre insanlar risk içeren durumlarda karar alırken her zaman mantıklı davranmamaktadır.
Beklenti teorisine göre;
Kayıplar kazançlara göre yatırımcıları duygusal olarak daha fazla etkilemektedir. Özetle "kayıp" yatırımcıların gözünde daha değerlidir.
Yatırımcılar durumlarını değerlendirirken önceden belirledikleri bir sonucu ya da geldikleri mevcut durumu referans alırlar ve bu referans noktasına göre kazanç ya da kayıp hesaplarlar.
İnsanlar olasılık içeren seçenek aynı ya da daha fazla fayda sağlıyor olsa bile kesinlik içeren seçenekleri olasılık içeren seçeneklere tercih etmektedir
Aslında teoride anlatılmak istenen şey kısaca rasyonel olmasa bile yatırımcıların beklentilerinin piyasadaki davranışlarını etkileyebilmesidir ki bu da piyasa fiyatlarını etkileyecektir.
Bu anlattıklarımız ışığında kurların düşmesi muhterem zatın bahsettiği gibi ‘seçimin sonucundan çıkacak sonuca göre piyasada olumlu’ algı oluştu gibi bir yorumla tabiki açıklanabilir.
Ancak gelgelelim ekonominin genel durumunu(cari açık, bütçe açığı, enflasyon vs) gözönüne aldığımda da sıska eşek fıkrası aklıma gelip, gülmekten kendimi alamıyorum.
Çayırlıkta otlayan sıska, çelimsiz boz eşeği gören diğer eşek acıyarak sormuş
“Nedir bu halin böyle arkadaş?
Zayıflıktan kemiklerin çıkmış!
Sahibin seni hiç beslemiyor mu?”
Sıska ve bakımsız olan eşek dert yanmış:
“Benim çalıştığım çiftliğin patronu çok cimri.
Bana dünyanın işini yaptırıyor ama bir avuç fazla yem vermek işine gelmiyor.
Kaderim bu!”
Öteki eşek kızmış:
“Mademki sahibin hakkını vermiyor, sen de kaç git buradan.
Zaten bağlı bile değilsin.
Kimse izini bulamaz.
Sen eşek olduktan sonra herkes semer vurur.
Sahi neden kaçmıyorsun?”
“Bir beklentim var, onun için kaçmıyorum” diye cevap vermiş sıska eşek…
Aradan birkaç ay geçmiş.
İki eşek yine çayırda karşılaşmış.
“Beklentim var” diyen boz eşek yine çok zayıf ve çelimsizdir.Nerdeyse ölmek üzeredir.
Öteki eşek tekrar
“Kaçıp gitsene be eşek kardeş…
Çekme bu cimri patronun kahrını…” deyince cılız eşek yine
“Bir beklentim var” demiş.
Beriki “Ne beklentin olabilir be?” diye bağırınca
Cılız eşek ağzından baklayı çıkarıp, beklentisini açıklamış:
“Bizim patronun dünya güzeli bir karısı var.
Fakat nedense hiç geçinemiyor, hemen her gün kavga ediyorlar. Geçenlerde yine müthiş bir kavga yaptılar.
Bizim patron o kadar kızdı ki, bir ara
‘Ulan kadın, bir daha beni kızdırırsan, yemin ediyorum ki seni şu gördüğün eşeğe vereceğim!” diye bağırdı.
İşte umudum ve beklentim bu!”
Acaba bizim ölmek üzere olan eşeği, cimri patronun güzel karısını beklemek diriltir mi?Ne dersiniz?
Ponçik: Acemi Finansçının Günlüğü kitabındaki eşek hikayesi finans dünyasındaki işleyişi anlattığı için okurlardan çok beğenilmişti.Çalışkanlığı ile nam salmış takdir görmeyen ‘eşek’ pek çok hikayesi ile finans dünyasına konu olmaya devam edecek gibi görünüyor.