GERÇEKLER ACIDIR, YALANLAR TATLI
Hayatın gitgide sosyal medya olduğu bu günlerde yeni kavramlar, yeni meslekler, yeni bir dünya ortaya çıkmıştır…..
Artık kız isteme törenlerinde; ‘Oğlunuz neci’ diye soran kız babasına , oğlanın annesi gurula ‘kendisi bir sosyal medya fenomenidir ve tam tamına 30.000 takipcisi var’ diye anlatır. Kız babasının yorumu ise ‘vay kızı verdim gitti aman haa çoluk çocuğa karışınca takipçilerini ihmal etmesin, takipçi sayısını arttırmaya baksın’ diyalogları yaşanır olmuştur.
60'lı yılların başında Amerika'nın en büyük yağ tüccarı Tino de Angelis'ti. Her türlü bitki ve salata yağının ticaretini yapıyordu. Yine o yıllarda finans sektörünün en güçlü kuruluşlarından biri ise American Express'ti. Seyahat çeki ve kredi kartı pazarında yakaladığı başarıyı şimdi de şirketlere kredi vererek sağlamak istiyordu. İşe piyasanın en büyük yağ tüccarıyla başlamak gerçekten büyük bir fırsattı.
Tino'nun geniş depoları yağ tankerleri ile doluydu. Banka, bu tankerlerdeki yağları teminat alarak kredi verebileceğini söyledi. Tino dünden razıydı. Küçük bir formalite vardı ama. Eksperler tankerlerdeki yağ miktarını ölçeceklerdi. Tino "hayhay" demişti. Birkaç gün içinde eksperler gelerek kontrole başladılar. Tüm tankerleri açarak yağ miktarını ve kalitesini ölçtüler. Çıkardıkları raporu bankaya verdiler. Banka müdürü raporu görünce oldukça sevinmişti. Yüksek kaliteli bu kadar çok yağı teminat almak gerçekten karlı bir iş olacaktı. Banka gerekli işlemi yaparak Tino'ya krediyi verdi.
Ertesi sabah bankanın müdürü, bir taraftan keyifle kahvesini yudumlarken diğer taraftan yağ sektörü ile ilgili raporlara göz atıyordu. Bir rakama gözü takılmıştı. Bu rakam ülkenin toplam yağ stoku rakamıydı. Tuhaf olan tarafıysa şuydu. Bu rakam teminat aldıkları yağ rakamından düşüktü. Kafası karışmıştı. Ülkenin yağ stoku nasıl olurdu da Tino'nunkinden daha az olurdu?
Kurumsal bir şirkete iş görüşmesine giden genç kıza ‘geçmiş iş deneyiminizi öğrenebilir miyiz?’ diye soran İnsan Kaynakları müdürü ‘ sosyal medyada profesyonel takipçilik yaptım uzunca süredir’ cevabını aldığında şaşırmadan not alır başvuru formuna.
Skandal tam da Kennedy suikastinin olduğu günlerde ortaya çıktı. Borsa birkaç dakikada %5 geriledi. Banka müdürü olan biteni anladığında ise iş işten çoktan geçmişti.
Tino, belki finans ve bankacılıktan anlamıyordu ama liseden kalma biraz fizik bilgisine sahipti. O sıkıcı fizik derslerinden birinde yağın sudan daha hafif olduğunu öğrenmişti. Hevesli American Express ise ona bu bilgiyi pratiğe dökme fırsatı vermişti. Tino bütün tankerleri önce su ile doldurmuş, sonra üzerine birkaç santim kalınlık oluşturabilecek kadar yağ eklemişti. Eksperlerin gördükleri tankerlerin yüzeyindeki bu yağdı işte. Bu ince yağ tabakası onlara tüm tankerlerin yağla dolu olduğu fikrini uyandırmıştı.
Kız ile çocuk birbirlerine tanımak buluştuklarında delikanlı ne iş yaptığını sorduğu genç kızdan ‘moda bloggerıyım 15.000 takipçim var’ yanıtını almış ve çok etkilenmiştir.
Takipçi sayıları havada uçuşan sosyal medya fenomenlerimizin ise gerçek dünyada hasta olduklarında bir tas çorba verecek veya dertlerini dinleyecek bir dost bulmakta bile zorlanırlar.
Sosyal medya sayesinde yeni meslekler ortaya çıkmışken, insanlar birbirlerine takipçi sayıları ile etkilemeye çalıştıkları günümüzde takipçi sayıları itibar kazandırır hale gelmiştir. Bugün, sosyal medyanın geldiğini nokta da, küresel ekonominin geldiği nokta da Tino’nun tanklarından pek farklı değil.
Gerçek hayatta karşılığı olmayan finansal ürünlerle, gerçek hayatta dostu olmayan fenomenlerin de birbirinden farkı yoktur. Sayılar , rakamlar havada uçuşurken, gerçek hayattaki gerçeklik bambaşka bir doğruyu fısıldamaktadır; Büyük rakamların arkasındaki, gerçek yoksunluk, gerçek dünyadan koptuğun noktada başlar…