FORMA İÇİN
-Ahhh ahhhh eskiden maç seyretmenin keyfine doyamazdık.
-Ya bir tek ben mi maç izlemekten keyif almıyorum diyordum demek sen de keyif almıyormuşsun
-Derbiler bile bana yavan geliyor artık
-Gerçek yıldızlar kalmadığından olabilir mi?
Avrupa Birliği, 1992 yılında, Avrupa Birliği Antlaşması olarak da bilinen Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi sonucu, var olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. 28 üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir.
Avrupa Birliği, 500 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa Birliği, dünya ülkelerinin GSYİH’ye (nominal) göre sıralanışında nominal gayrisafi yurtiçi hasılasının %30'luk bölümünü oluşturur. (16,8 trilyon USD)
Avrupa Birliği, tüm üye ülkeleri bağlayan standart yasalar aracılığıyla, insan, eşya, hizmet ve sermaye dolaşımı özgürlüklerini kapsayan bir ortak pazar (tek pazar) geliştirmiştir
Avrupa Birliği'nin temelleri 1951 yılında, altı ülkenin katılımıyla oluşturulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'na ve 1957 Roma Antlaşması'na dayanmaktadır. O dönemden bu yana, birlik yeni üyelerin katılımlarıyla boyut olarak büyümüş; var olan yetkilerine yeni görev ve sorumluluk alanları ekleyerek de gücünü arttırmıştır.
II.Dünya Savaşı sonrası oluşan siyasi hava Batı Avrupa'da birlik ve beraberlik rüzgârları estirmeye başladı. Bu da pek çok kişi tarafından, Avrupa'ya büyük zararlar veren aşırı milliyetçilik düşüncelerinden bir kaçış yolu olarak görülüyordu
1951 yılında, ilk başarıya ulaşan Avrupa içi iş birliği olan, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu önerisi geldi. Bu oluşumun temel amacı, başta Fransa ve Batı Almanya olmak üzere üyeleri arasında kömür ve çelik endüstrilerinin yönetimini bir araya getirmekti. Bunun yapılış nedeni, dönemin en önemli sanayi ham maddeleri olan kömür ve çelikten doğabilecek herhangi bir uyuşmazlığın önlenmesi ve buna bağlı olarak iki ülke arasındaki olası bir savaşın engellenmesidir. Bu iş birliğinin kurucuları yaptıklarını "Avrupa ittifakında ilk adım" olarak nitelediler
-Yok bence sorun yıldız futbolcunun olmaması değil.Baksana her biri bir ton para harcayıp Avrupa’dan yıldız getirdiler.
-Aman getirdiler de ne oldu kardeşim Hangisi Türkiye’yi benimsedi Türkçe öğrendi takımı için gerçekten savaştı?
-Haklısın gelen yabancıların pek bir hayrı olmadı.En sevilen yıldızlar Alex’le Pascal olarak isimlerini yazdırlar.Hele Pascal adam Türkiye’den ayrılmadı.
1973 yılında Avrupa Toplulukları Danimarka, İrlanda ve Birleşik Krallık'ıda içine alarak genişleme yoluna gitti. Avrupa Parlamentosu'nun üyeleri arasında ilk demokratik, doğrudan seçimler 1979yılında gerçekleştirildi. Yunanistan, İspanya ve Portekiz topluluğa 1980'li yıllarda katıldılar Birliğe 1995 yılında, Avusturya, İsveç ve Finlandiya katıldı. 2002'de on iki üye ülke Euro adlı ortak bir para birimini benimsedi
Avrupa Birliği ilk başta ekonomik işbirliği için kurulmuş olsa da oluşturulmak istenen yapıda belli ekonomik düzeye sahip, belli gelişmişlik düzeyine sahip bir topluluk oluşturmaktı. Bu nedenle bazı kriterler belirlemişti.Bu kriterlerden içinde çok ciddi sosyo ekonomik gelişmişlik göstergeleri vardır.
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre sınıflandırılmasında soyo-ekonomik faktörlerin etkisi oldukça fazladır. Sosyo-ekonomik gelişme, kişi başına milli gelirin artmasının yanında, yapısal ve insani gelişmeyi de içine alan ve ölçülebilen tüm sosyal değişkenleri kapsamaktadır. Ana gruplar itibariyle göstergeler incelendiğinde sosyal göstergeler altında demografik, istihdam, eğitim, sağlık, altyapı ve diğer refah göstergeleri, ekonomik göstergeler olarak imalat sanayi, inşaat, tarım ve mali göstergeler ele alınmaktadır
AB üyelik sürecinde aday ülkelerin sahip oldukları bu sosyo ekonomik göstergeler dikkate alınmaktadır.Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, aranan kriterleri sağlayıp sağlamadığı konusunda pek çok akademisyen çalışmalar yapmaktadır.AB’ye katılmak isteyen ülkeler bir bakıma ülkenin kalkınma seviyesini gösterir durumdadır. Bu nedenle aday ülkeler sosyo ekonomik göstergelerinin iyileştirilmesi için gayret göstermektedir.
Bir nevi 1. Lig olarak görülen Avrupa Birliği topluğunda yer almak için 2.ligten 3.ligten takımlar sahaya çıkmaktadır.Avrupa Birliği kendi için gelişmiş, kalkınmış veya kalkınma için gerekli alt yapıya sahip ülkeleri birlik içine kabul etmektedir.Avrupa Birliği içinde yer alındığı durumda ise ülkeler için ciddi pazar avantajları ve ekonomik yardımlar sözkonusudur.Avrupa Birliğine girme konusunda; aday ülkeler arasında rekabet almış başını gitmiştir.Birlik kurulduktan sonraki süreçte Birlikte yer almak bir kalkınmışlık göstergesi olarak ciddi bir itibar sağlamaktaydı
2008 krizinden sonra ise AB’den çatırtı sesleri yükselmeye başladı.Topluluğa alınan ülkelerden bazıları başta Yunanistan olmak üzere aslında sağlam zeminde olmadıkları gün yüzüne çıktı.Yunanistan bir takım kalem oyunları ile yeterli finansal gücü varmış gibi gösterip Birliğe katılmıştı ve yaşadığı krizin faturasını Birlikteki ülkeler ödemek istemiyorlardı.Yunanistan’ın bu davranışları etik bulunmadığı gibi sağlam ekonomik sisteme sahip olmayan ülkelerin Birlikten medet ummaları başka soru işaretlerini doğurdu.Avrupa Birliğinde yer almak eskiden bir güç, bir kalkınmışlık göstergesi iken son yıllarda Birlikte yer almaya çalışan ülkelerin aslında finansal yardım peşinde oldukları ortaya çıkmıştı
-Futbolcularda bence eski ruh yok, belkide alt yapıdan gelen futbolcular olmadıkları içindir.
-Haklı olabilirsin eskiden Metin, Ali, Feyyaz, Rıdvan gibi futbolcular alt yapıdan yetişirdi.Takımları sırtlar sahiplenirdi şimdi o sahiplenme, ruh yok sanki.
-Bence sadece bu değil sebep.Bence 80li yıllarda futbolcular o takımın formasına sahip olmak için sahaya çıkıyorlardı.Taşıdıkları formayı korumak için savaş veriyorlardı.Yani dostum futbolcular eskiden sahaya forma için çıkıyorlardı şimdi para için çıkıyorlar.