ŞEKER fabrikalarında özelleştirme için düğmeye basılıyor. Son dakikada bir değişiklik olmazsa, bu hafta içinde çıkılacak ilanlarla, Afyon, Ağrı, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat fabrikaları için ihale süreci başlayacak. Varlık satışı şeklinde yapılacak ihalelerin, iki ay gibi bir sürede tamamlanması hedefleniyor.
ÜRETİM ŞARTI KONULACAK
Kulislerde konuşulanlara göre, özelleştirme sürecindeki tartışmaları en aza indirmek için, ihale şartnamelerine bazı maddelerin konulması planlanıyor. Bu kapsamda fabrikaların özelleştirildikten sonra, bulundukları ilde üretime devam etmesine yönelik olara, şartnamede hükümlerin yer alması bekleniyor. Ayrıca fabrikalara satış yapan çiftçiler, özelleştirmeden sonra, satış yapmaya devam edebilecek. Şartnamelerde çalışanların durumu da yer alacak. Buna ilişkin olarak, çalışanların fabrikada devam edebileceği veya 4B kadrosuna geçiş yapabileceği ifade ediliyor.
İKİ KEZ İPTAL EDİLDİ
Bir diğer düzenleme de, şeker fabrikalarının arazileriyle ilgili olacak. İhale sürecine, şeker fabrikalarının ihtiyaç fazlası arsaları dahil edilmeyecek. Böylece arsaların fabrikaların önüne geçmeyeceği ve üretim dışı amaçlarla ihalelere katılımın engellenebileceği kaydediliyor.
Şeker fabrikalarının özelleştirmesi, son 7 yılda iki kez iptal edildi. İlk iptal Danıştay’dan geldi. Danıştay 13. Dairesi’nin 11 Ocak 2011’deki kararıyla, özelleştirme süreci durdu. Ancak karardan sonra, şeker fabrikalarıyla ilgili süreç bir kez daha başladı. 4 Eylül 2011’de çıkılan ilanlarla, ihalelerin 29 Kasım 2011’de nihai pazarlık görüşmeleri tamamlandı ve Malatya, Erzincan, Elazığ, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba fabrikalarının satışı Özelleştirme Yüksek Kurulu’na (ÖYK) sunuldu. ÖYK ise, 2012’de aldığı sürpriz bir kararla, 10 şeker fabrikasının özelleştirme ihalesini iptal etti.
25 ŞEKER FABRİKASI
HALEN özelleştirme kapsamında 25 şeker fabrikası, 5 makine fabrikası, 1 elektromekanik aygıtlar fabrikası,
1 tohum fabrikası ve 1 şeker enstitüsü bulunuyor. Kapsamda yer alan fabrikalar da, Kars, Erciş, Ağrı, Muş, Erzurum, Elazığ, Malatya, Erzincan, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum, Çarşamba, Bor, Ereğli, Iılgın, Uşak, Alpullu, Burdur, Afyon, Susurluk, Eskişehir ve Ankara olarak sıralanıyor. ÖYK’nın 21.11.2016 kararına göre de, Türkşeker’in özelleştirmesinin 2018 sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. * Erdoğan'dan Flaş Borsa İstanbul Talimatı Borsa İstanbul Başkanı Karadağ'ın açıklamaları şöyle:
*Halka arzları ortak satışı şeklinde değil de, ortakların rüçhan haklarının kısıtlanarak şirketlere fon girişini hedefliyoruz
*Bankalar zaten yoğun kredi vermiş durumdalar; biz bu seneki halka arzlarda bu yöntemle kredi ve faiz oranlarındaki şişkinliği alabileceğimizi düşünüyoruz
*Özel sermaye fonları tarafının da daha fazla destekleniyor olması lazım, ölçeğini yakalamış firmaları halka arza teşvik etmeye devam edeceğiz.
*EBRD başkanı geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ile görüştü, halka arz da gündeme geldi.
*En uygun zaman geldiğinde (Borsa İstanbul'da) halka arzı planlıyorduk, o görüşmede Cumhurbaşkanı halka arzın 2018'de bitmesi talimatını verdi.
*Şu anki hedefimiz 2018 ikinci çeyrek finansallarımızla beraber halka arzımızı yapmak olacak. * Gibson Markası İflas İle Karşı Karşıya Les Paul ve SG gibi ikonik gitar serilerinin üreticisi olan ve 1902 yılında kurulan Gibson markasının iflasın eşiğinde olduğu belirtildi.116 yıl önce Michigan'da kurulan Gibson markasının gitarları başta Carlos Santana, Bob Marley, Slash gibi efsane müzisyenlerin yanı sıra her dönemde pek çok önemli gitaristin tercihleri arasındaydı. Tony Iommi, Frank Zappa, Eric Clapton gibi ünlü isimler de Gibson kullanıyordu.Gibson Finans Direktörü (CFO) Bill Lawrence yaklaşık 6 ay önce, şirketin 375 milyon dolarlık teminatlı borç senetlerinin vadesinin dolmasından önce firmadan ayrılmıştı. 7 YILDA ÖDEYEBİLİRİZYıllık geliri 1 milyar dolar olan Gibson'un ayrıca 145 milyon dolar civarında da ödenmemiş banka kredisi olduğu ve temmuz ortasına dek tüm borçlar için finansman bulması gerektiği belirtiliyor. Şirketin CEO'su Henry Juszkiewicz zamana karşı yarıştıklarını belirtirken Gibson'un seçenekleri arasında iflas ilan etmenin ön plana çıktığını yahut öz kaynaklarını itfa ederek borcu kapamaya çalışacağını belirtti. ABD merkezli firma mevcut finansal darboğazın içinden çıkmak için Jeffries isimli bir yatırım bankasıyla anlaştı. Gibson'un yaptığı açıklamada yeni maddi plan sayesinde gelecek yıl tarihinin en iyi finansal sonuçlarını açıklayabileceğini ve tüm borçları 7 yıl içerisinde ödeme kabiliyeti olduğuna dikkat çekildi.* Avrupa Kendi IMF'sini KuruyorYunanistan’ın yaşadığı borç krizinden ağzı yanan Avrupa, kendi para fonunu kurmaya hazırlanıyor. Fon, finansman sorunu yaşayan Euro Bölgesi ülkelerine mali destek sağlamak için kurulan Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) yapısı üzerinde inşa edilecek. Avrupa Para Fonu, kurtarma paketi kullanan ülkelerin fonları nereye harcayacaklarını kendisi kontrol ederek IMF’nin rolünü de üstlenecek. Euro Bölgesi’nin 19 üyesi bulunuyor.‘MEMNUN OLURUZ’Gazete Habertürk'ün haberine göre IMF Başkanı Christine Lagarde da Euro Bölgesi’nin kalıcı kurtarma fonu ESM’nin IMF’den bağımsız bir Avrupa Para Fonu’na dönüştürülmesi fikrini destekledi. Lagarde, İsviçre’de yayınlanan Tages-Anzeiger’e verdiği demeçte fonun Avrupa için ihtiyaç duyulan bağımsız kriz yönetim sistemini karşılayabileceğini ifade etti. Lagarde, “Euro Bölgesi’nde kriz, bağımsız, hızlı şekilde hareket etme kabiliyeti olan ve sıkı kurallar çerçevesinde çalışan bir kriz yönetim sistemine ihtiyaç olduğunu gösterdi. Bu mekanizmaya ne isim verileceği ikinci planda. Eğer biri bunu Avrupa Para Fonu olarak adlandırmak isterse, bundan memnun oluruz” dedi.2010’DA GÜNDEME GELMİŞTİYunanistan’ın 2009 yılında yaşadığı borç krizine IMF de müdahil olmuş, Euro Bölgesi üyeleri, borçları nedeniyle oluşabilecek istikrarsızlıkların tekrarını önlemek amacıyla kendi IMF’lerini kurmayı gündemlerine almıştı. Avrupa Komisyonu, 2017’nin Aralık ayı başında ESM’nin Avrupa Para Fonu olarak değişmesini ve hükümetler arası kontrolünün Avrupa Birliği (AB) hukukuna göre Avrupa Parlamentosu’na verilmesini ortak bütçe ve bölge maliye bakanlığı ile birlikte önermişti. Fransa ile Almanya’nın desteklediği öneriye parlamento karşı çıkıyor.Temmuz 2016’da IMF Yönetim Kurulu tarafından ikinci kez başkan seçilen Lagarde’ın normal koşullarda görev süresi 2021 yılında sona eriyor.4 ÜLKEYİ BORÇ KRİZİNDEN KURTARDI- Avrupa Para Fonu’na dönüşecek ESM, Portekiz, İrlanda, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’ın borç krizinden kurtarılmasını sağladı.- ESM toplam 500 milyar Euro’luk fon sağlayabilecek.- Fon 273.3 milyar Euro kredi kullandırdı.IMF’NİN 189 ÜYESİ BULUNUYOR- Fonun merkezi ABD’nin başkenti Washington’da.- En büyük borçluları Portekiz, Yunanistan, Ukrayna, Pakistan.2016 itibarıyla sahip olduğu kredi kotası 668 milyar dolar.* Kredi Faizleri 9 Yılın ZirvesindeKredi faizlerindeki artış 2018'de hızlanarak devam ediyor. Bloomberght'nin haberine göre; Merkez Bankası verilerine göre ana kredi kalemlerinde faizler artış ivmesini sürdürüyor. İhtiyaç kredisi faizleri 9 Şubat haftası itibariyle yüzde 20,27'ye yükselerek 2009 Haziran ayından beri en yüksek seviyeye çıktı.
Taşıt ve konut kredilerine bakıldığında da benzer bir tablo söz konusu. Aynı hafta itibariyle konut kredisi faizleri ortalama olarak yüzde 14,68 olarak gerçekleşti. Böylelikle bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla konut kredilerinde 300 baz puanlık artış kaydedilmiş oldu. Aynı zamanda konut kredilerinde 9 Şubat haftası itibariyle ulaşılan seviyeler 2009 Ağustos ayından bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Taşıt kredisinde ise 2009'dan bu yana görülmeyen seviyeler kaydedildi. 9 Şubat haftasında taşıt kredileri ortalama olarak yüzde 18,26 faizle dağıtıldı.
Kredi Garanti Fonu destekli kredilerle 2017'de daha uygun finansmana ulaşan özel sektör ise 2018'de artan ticari kredi faizleri seyri ile karşı karşıya. Ticari kredi faizleri 9 Şubat haftasında ortalama olarak yüzde 18,09 olarak kaydedilirken, bu durum yine 2009'dan bu yana görülen en yüksek seviye oldu * Mega Kredilere Yüksek Talep Vakıfbank Genel Müdürü Özcan, Türkiye’nin mega projelerinin kredilerine yabancı yatırımcı ve fonların yoğun talep gösterdiğini belirterek, “‘Kredinizi biz satın alabiliriz’ diyorlar. Mesela, üçüncü köprü kredisine talep çok” dedi Vakıfbank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan ile bir araya gelerek bankanın önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini konuştuk.
Türkiye'nin lider bankası vizyonu belirlediniz. Önümüzdeki süreçte bunoktaya nasıl ulaşacaksınız?
Göreve geldiğimde önceliklerimizi belirledik. Vizyonumuzu "Güçlü Türkiye'nin lider bankası" olarak çizdik. Stratejimiz kârlı ve verimli büyüme. Banka Ankara'dan İstanbul'a taşındığında 6 binaya yayılmış durumdaydı. Bir de Ankara'da iki binamız vardı. Bu kadar dağınık bir yapının ortaya çıkardığı verimsizlik ve yönetimdeki etkin olamama bankanın temel problemiydi. Bu yüzden bütün genel müdürlük birimlerimizi Ümraniye'deki yeni binamızda tek çatı altında topladık. İkinci eksiğimiz, diğer bankalarla bilançolarımızı mukayese ettiğimiz zaman ücret ve komisyon gelirlerinde çok geride olduğumuzdu. Daha önce bedava verdiğimiz hizmetleri diğer bankalara eşitlemek istiyoruz. 'Fahiş gelir elde edelim' gibi düşüncemiz yok. Makul olanın peşindeyiz. Üçüncü eksiğimiz ise bankanın kurduğu şirketlerle arasındaki iletişim problemiydi. İştiraklerimiz bilançoyu etkilediği için daha verimli, kârlı, etkin çalışmasını sağlamak zorundayız.
Ne yapacaksınız?
Mesela, Güneş Sigorta iştirakimiz. Ürettiği primlerin sadece yüzde 12'si bankanın müşterileri üzerinden üretilmiş. Hâlbuki diğer bankaların sahip olduğu sigorta şirketlerinde bu oran yüzde 100'e çıkıyor. Bunun sebeplerini araştırdık. Baktık ki, banka ile sigorta şirketi arasında ciddi bir kopukluk var. Teknolojik altyapıyı kurmak ve onların ürünlerinin bankanın dağıtım kanalları üzerinden etkin bir şekilde dağıtılmasını sağlamak lazım. İştiraklerimiz için bir başkanlık kurduk, bunu da ayrı bir Genel Müdür Yardımcısı'na bağladık. Çok etkin bir şekilde bütün iştiraklerimizi yakından izliyoruz. Güneş Sigorta primlerindeki payımızı en az yüzde 40'lara çıkarmayı planlıyoruz.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hisseleri ne zaman Hazine'ye geçecek?
Vakıfbank hisselerinin yaklaşık yüzde 58'i Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde, yüzde 16,5- 17'si sandıkta ve yüzde 25'i de halka açık kısım. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bankanın sahibi olması bazı sorunlar yaratıyordu. 24 Aralık'ta bir Kanun Hükmünde Kararname yayımlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hisselerini Hazine alacak.
2018 2017'DEN DAHA İYİ GEÇECEK
2018'de kredi büyümesi ne olur?
Sektör, en az yüzde 15 büyür, krediler de yüzde 20 artar. 2018'in 2017'den daha iyi geçeceğini ümit ediyorum. Çok pozitif düşünüyorum. Türkiye artık bir ivme yakalamış durumda. İnşallah biz bu ivmeyi koruyabiliriz. Tabii şunu da kabul etmek lazım, ekonominin en önemli aktörlerinden biri bankacılık sistemidir. Onu gözümüz gibi korumalıyız. Finans sektörüyle ilgili birtakım spekülasyonlar yapmak da çok doğru değil. Finans sektörüne yönelik ekonomik sabotajlar yapılmak istenebilir. Dikkatli olmak lazım.
Bu yıl neye ağırlık vereceksiniz?
Şirketlere biz krediyi veriyoruz. Ama o şirketin yöneticileri kredi kartımızı kullanmıyor. Ya da maaş ödemelerini yapıyoruz. Çalışanları kredi kartımızı kullanmıyor. Beyaz yakalılar ve gençlere ağırlık vereceğiz. Gençlerin ilk bankası olmak istiyoruz.
HAZİNE, VAKIFLAR HİSSELERİ İÇİN SUKUK ÇIKARACAK
Hazine parayı nasıl ödeyecek?
Kararnameye göre, uluslararası değerlendirme kuruluşlarına banka değerleme yaptıracak. 2017 bilançoları da yeni çıktı. Bu raporlar hükümete gönderilecek ve Bakanlar Kurulu onları dikkate alarak bankanın hisse fiyatını belirleyecek. Bu fiyat üzerinden de Hazine Müsteşarlığı hisselerin yüzde 20'si peşin, yüzde 80'i de dört taksitle ödenmek üzere tamamını satın alacak. Bunun için sukuk çıkaracak. Bu sukuk sayesinde 4 yıla yayılan taksitlerin de Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bir getirisi olacak.
Sonra ikincil halka arz olur mu?
Elbette, gündeme gelebilir... Uygun ortam olduğunda...
Emekli sandığı hisseleri ne olacak?
Bunun hakkında da kararnamede bir düzenleme var. Bakanlar Kurulu, karar verdikten sonraki 120 gün içerisinde Emekli Sandığı, şayet başvurursa onun hisselerini de Hazine alabilir. Tabii onun fiyatı ayrı belirlenecek.
Neden ayrı belirlenecek?
Birinde kontrol gücü var, Vakıflar'ın hisseleri yüzde 57'nin üzerinde... Bu süreçler tamamlandıktan sonra bu sahiplik konusu ortadan kalkacak. Banka artık Ziraat Bankası, Halkbank gibi bir kamu bankası olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam edecek. Ayrıca yapım işlerinde Kamu İhale Kanunu'na tabi olacağız. Yani yeni bir bina yaptıracaksak, kanuna göre yaptıracağız. Bunun dışındaki işlerde ihale kanununa tabi değiliz. TBMM'nin denetimine tabi olacağız. KİT komisyonu Sayıştay marifetiyle bizi denetleyecek. Yani banka için yine iyi bir şey.
ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ VE OTOYOL KREDİSİNİ İSTİYORLAR
TL borçlanmaya devam edecek misiniz?
Devam edeceğiz. Swapları takip ediyoruz. Oranlar makul bir seviyeye gelince TL borçlanmaya devam edeceğiz. Mesela büyük altyapı projeleri var biliyorsunuz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, 3. Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu projelerinde var olduk. Gündemimizde Kanal İstanbul ve Çanakkale Köprüsü var. Mega projelerde olmaya devam edeceğiz. Bu projelerden uluslararası yatırımcılara belki bir kısmını seküritizasyon veya doğrudan satış yoluyla kaynak sağlamayı düşünüyoruz. Verdiğimiz kredileri satın almak isteyen yatırımcılar olduğunu da fark ettik.
Hangi projeyle ilgili böyle bir talep geldi?
Mesela, köprü ve otoyol projelerini isteyenler var. Mesela Yavuz Sultan Selim Köprüsü kredisini. Yatırımcılar ve fonlar talip. "Kredinizi biz satın alabiliriz" diyorlar. Uluslararası yatırım bankaları üzerinden bize geliyorlar. Bunları değerlendiriyoruz. İşin doğrusu biz kaynak çeşitliliğine gitmek istiyoruz. Yani mevduata bağımlı kalmak istemiyoruz. Çünkü mevduat pastası sınırlı. Bunu büyütebilmek için faizi artırmanız lazım. Biz de bunu istemiyoruz. Faizi artırarak mevduat toplamak istemiyoruz.
KONUT KREDİLERİNDE ZARAR EDİYORUZ
Mevduat faizi inmeden kredide gevşeme olmaz mı?
Birbirini etkiliyor. Çok samimi söyleyeyim. Ben bugün konut kredilerinden zarar ediyorum. Faiz oranları ile benim maliyetim arasında olumsuz bir fark var. Ama sosyal sorumluluk olarak görüyoruz.
Puslu havada şemsiye kapatıyormusunuz?
Bugüne kadar güneşli günde de yağmurlu günde de hep şemsiyeyi müşterimizin üzerine tuttuk. Geri çekmedik.
KGF'de geri dönüşler nasıl?
Takip oranları yüzde 1'in altında. Makul bir seviyede.
TÜRKİYE'NİN GÜCÜYLE DIŞARIDAN TL BORÇLANDIK
Cumhurbaşkanı sık sık uyarıyor. Faizler konusunda bir adım atılacak mı?
Kamu bankaları olarak yakın bir işbirliği içindeyiz. Önceden kamu mevduatıyla ilgili yarışımız olurdu. Şimdi orada yarıştan kaçınıyoruz. Sektörde bizim ağırlığımız yüzde 35. Biz mümkün olduğunca mevduat pastasından faizi artırıcı yönde bir talepte bulunmak istemiyoruz. Bir de tabii Hazine'nin de borçlanma ihtiyacı var. Sonuçta mevduat pastasında pay alıyor. Gerçi son zamanlarda onlar da borçlanma programında bir düzeltmeye gitti. Kamu bankaları olarak bu konuya büyük özen gösteriyoruz ama tek başına bizim çabamız buna yetmez tabii.
Bu yüzden mi borçlanmada yurtdışına yöneliyorsunuz?
Talep baskısını azaltmak için.. Kaynak çeşitliliğine gittik. Yurtdışından sağladığımız kaynak 12.5 milyar dolar civarında. Geçen sene bir ilki gerçekleştirip, yurtdışından Türk Lirası borçlandık. 500 milyon dolar borçlanmak istedik, 1.5 milyar dolar talep geldi. Bu Türkiye'nin gücünü gösteriyor. Yeni Türkiye budur işte.
ÜRETİM ŞARTI KONULACAK
Kulislerde konuşulanlara göre, özelleştirme sürecindeki tartışmaları en aza indirmek için, ihale şartnamelerine bazı maddelerin konulması planlanıyor. Bu kapsamda fabrikaların özelleştirildikten sonra, bulundukları ilde üretime devam etmesine yönelik olara, şartnamede hükümlerin yer alması bekleniyor. Ayrıca fabrikalara satış yapan çiftçiler, özelleştirmeden sonra, satış yapmaya devam edebilecek. Şartnamelerde çalışanların durumu da yer alacak. Buna ilişkin olarak, çalışanların fabrikada devam edebileceği veya 4B kadrosuna geçiş yapabileceği ifade ediliyor.
İKİ KEZ İPTAL EDİLDİ
Bir diğer düzenleme de, şeker fabrikalarının arazileriyle ilgili olacak. İhale sürecine, şeker fabrikalarının ihtiyaç fazlası arsaları dahil edilmeyecek. Böylece arsaların fabrikaların önüne geçmeyeceği ve üretim dışı amaçlarla ihalelere katılımın engellenebileceği kaydediliyor.
Şeker fabrikalarının özelleştirmesi, son 7 yılda iki kez iptal edildi. İlk iptal Danıştay’dan geldi. Danıştay 13. Dairesi’nin 11 Ocak 2011’deki kararıyla, özelleştirme süreci durdu. Ancak karardan sonra, şeker fabrikalarıyla ilgili süreç bir kez daha başladı. 4 Eylül 2011’de çıkılan ilanlarla, ihalelerin 29 Kasım 2011’de nihai pazarlık görüşmeleri tamamlandı ve Malatya, Erzincan, Elazığ, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba fabrikalarının satışı Özelleştirme Yüksek Kurulu’na (ÖYK) sunuldu. ÖYK ise, 2012’de aldığı sürpriz bir kararla, 10 şeker fabrikasının özelleştirme ihalesini iptal etti.
25 ŞEKER FABRİKASI
HALEN özelleştirme kapsamında 25 şeker fabrikası, 5 makine fabrikası, 1 elektromekanik aygıtlar fabrikası,
1 tohum fabrikası ve 1 şeker enstitüsü bulunuyor. Kapsamda yer alan fabrikalar da, Kars, Erciş, Ağrı, Muş, Erzurum, Elazığ, Malatya, Erzincan, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum, Çarşamba, Bor, Ereğli, Iılgın, Uşak, Alpullu, Burdur, Afyon, Susurluk, Eskişehir ve Ankara olarak sıralanıyor. ÖYK’nın 21.11.2016 kararına göre de, Türkşeker’in özelleştirmesinin 2018 sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. * Erdoğan'dan Flaş Borsa İstanbul Talimatı Borsa İstanbul Başkanı Karadağ'ın açıklamaları şöyle:
*Halka arzları ortak satışı şeklinde değil de, ortakların rüçhan haklarının kısıtlanarak şirketlere fon girişini hedefliyoruz
*Bankalar zaten yoğun kredi vermiş durumdalar; biz bu seneki halka arzlarda bu yöntemle kredi ve faiz oranlarındaki şişkinliği alabileceğimizi düşünüyoruz
*Özel sermaye fonları tarafının da daha fazla destekleniyor olması lazım, ölçeğini yakalamış firmaları halka arza teşvik etmeye devam edeceğiz.
*EBRD başkanı geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ile görüştü, halka arz da gündeme geldi.
*En uygun zaman geldiğinde (Borsa İstanbul'da) halka arzı planlıyorduk, o görüşmede Cumhurbaşkanı halka arzın 2018'de bitmesi talimatını verdi.
*Şu anki hedefimiz 2018 ikinci çeyrek finansallarımızla beraber halka arzımızı yapmak olacak. * Gibson Markası İflas İle Karşı Karşıya Les Paul ve SG gibi ikonik gitar serilerinin üreticisi olan ve 1902 yılında kurulan Gibson markasının iflasın eşiğinde olduğu belirtildi.116 yıl önce Michigan'da kurulan Gibson markasının gitarları başta Carlos Santana, Bob Marley, Slash gibi efsane müzisyenlerin yanı sıra her dönemde pek çok önemli gitaristin tercihleri arasındaydı. Tony Iommi, Frank Zappa, Eric Clapton gibi ünlü isimler de Gibson kullanıyordu.Gibson Finans Direktörü (CFO) Bill Lawrence yaklaşık 6 ay önce, şirketin 375 milyon dolarlık teminatlı borç senetlerinin vadesinin dolmasından önce firmadan ayrılmıştı. 7 YILDA ÖDEYEBİLİRİZYıllık geliri 1 milyar dolar olan Gibson'un ayrıca 145 milyon dolar civarında da ödenmemiş banka kredisi olduğu ve temmuz ortasına dek tüm borçlar için finansman bulması gerektiği belirtiliyor. Şirketin CEO'su Henry Juszkiewicz zamana karşı yarıştıklarını belirtirken Gibson'un seçenekleri arasında iflas ilan etmenin ön plana çıktığını yahut öz kaynaklarını itfa ederek borcu kapamaya çalışacağını belirtti. ABD merkezli firma mevcut finansal darboğazın içinden çıkmak için Jeffries isimli bir yatırım bankasıyla anlaştı. Gibson'un yaptığı açıklamada yeni maddi plan sayesinde gelecek yıl tarihinin en iyi finansal sonuçlarını açıklayabileceğini ve tüm borçları 7 yıl içerisinde ödeme kabiliyeti olduğuna dikkat çekildi.* Avrupa Kendi IMF'sini KuruyorYunanistan’ın yaşadığı borç krizinden ağzı yanan Avrupa, kendi para fonunu kurmaya hazırlanıyor. Fon, finansman sorunu yaşayan Euro Bölgesi ülkelerine mali destek sağlamak için kurulan Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) yapısı üzerinde inşa edilecek. Avrupa Para Fonu, kurtarma paketi kullanan ülkelerin fonları nereye harcayacaklarını kendisi kontrol ederek IMF’nin rolünü de üstlenecek. Euro Bölgesi’nin 19 üyesi bulunuyor.‘MEMNUN OLURUZ’Gazete Habertürk'ün haberine göre IMF Başkanı Christine Lagarde da Euro Bölgesi’nin kalıcı kurtarma fonu ESM’nin IMF’den bağımsız bir Avrupa Para Fonu’na dönüştürülmesi fikrini destekledi. Lagarde, İsviçre’de yayınlanan Tages-Anzeiger’e verdiği demeçte fonun Avrupa için ihtiyaç duyulan bağımsız kriz yönetim sistemini karşılayabileceğini ifade etti. Lagarde, “Euro Bölgesi’nde kriz, bağımsız, hızlı şekilde hareket etme kabiliyeti olan ve sıkı kurallar çerçevesinde çalışan bir kriz yönetim sistemine ihtiyaç olduğunu gösterdi. Bu mekanizmaya ne isim verileceği ikinci planda. Eğer biri bunu Avrupa Para Fonu olarak adlandırmak isterse, bundan memnun oluruz” dedi.2010’DA GÜNDEME GELMİŞTİYunanistan’ın 2009 yılında yaşadığı borç krizine IMF de müdahil olmuş, Euro Bölgesi üyeleri, borçları nedeniyle oluşabilecek istikrarsızlıkların tekrarını önlemek amacıyla kendi IMF’lerini kurmayı gündemlerine almıştı. Avrupa Komisyonu, 2017’nin Aralık ayı başında ESM’nin Avrupa Para Fonu olarak değişmesini ve hükümetler arası kontrolünün Avrupa Birliği (AB) hukukuna göre Avrupa Parlamentosu’na verilmesini ortak bütçe ve bölge maliye bakanlığı ile birlikte önermişti. Fransa ile Almanya’nın desteklediği öneriye parlamento karşı çıkıyor.Temmuz 2016’da IMF Yönetim Kurulu tarafından ikinci kez başkan seçilen Lagarde’ın normal koşullarda görev süresi 2021 yılında sona eriyor.4 ÜLKEYİ BORÇ KRİZİNDEN KURTARDI- Avrupa Para Fonu’na dönüşecek ESM, Portekiz, İrlanda, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’ın borç krizinden kurtarılmasını sağladı.- ESM toplam 500 milyar Euro’luk fon sağlayabilecek.- Fon 273.3 milyar Euro kredi kullandırdı.IMF’NİN 189 ÜYESİ BULUNUYOR- Fonun merkezi ABD’nin başkenti Washington’da.- En büyük borçluları Portekiz, Yunanistan, Ukrayna, Pakistan.2016 itibarıyla sahip olduğu kredi kotası 668 milyar dolar.* Kredi Faizleri 9 Yılın ZirvesindeKredi faizlerindeki artış 2018'de hızlanarak devam ediyor. Bloomberght'nin haberine göre; Merkez Bankası verilerine göre ana kredi kalemlerinde faizler artış ivmesini sürdürüyor. İhtiyaç kredisi faizleri 9 Şubat haftası itibariyle yüzde 20,27'ye yükselerek 2009 Haziran ayından beri en yüksek seviyeye çıktı.
Taşıt ve konut kredilerine bakıldığında da benzer bir tablo söz konusu. Aynı hafta itibariyle konut kredisi faizleri ortalama olarak yüzde 14,68 olarak gerçekleşti. Böylelikle bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla konut kredilerinde 300 baz puanlık artış kaydedilmiş oldu. Aynı zamanda konut kredilerinde 9 Şubat haftası itibariyle ulaşılan seviyeler 2009 Ağustos ayından bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Taşıt kredisinde ise 2009'dan bu yana görülmeyen seviyeler kaydedildi. 9 Şubat haftasında taşıt kredileri ortalama olarak yüzde 18,26 faizle dağıtıldı.
Kredi Garanti Fonu destekli kredilerle 2017'de daha uygun finansmana ulaşan özel sektör ise 2018'de artan ticari kredi faizleri seyri ile karşı karşıya. Ticari kredi faizleri 9 Şubat haftasında ortalama olarak yüzde 18,09 olarak kaydedilirken, bu durum yine 2009'dan bu yana görülen en yüksek seviye oldu * Mega Kredilere Yüksek Talep Vakıfbank Genel Müdürü Özcan, Türkiye’nin mega projelerinin kredilerine yabancı yatırımcı ve fonların yoğun talep gösterdiğini belirterek, “‘Kredinizi biz satın alabiliriz’ diyorlar. Mesela, üçüncü köprü kredisine talep çok” dedi Vakıfbank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan ile bir araya gelerek bankanın önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerini konuştuk.
Türkiye'nin lider bankası vizyonu belirlediniz. Önümüzdeki süreçte bunoktaya nasıl ulaşacaksınız?
Göreve geldiğimde önceliklerimizi belirledik. Vizyonumuzu "Güçlü Türkiye'nin lider bankası" olarak çizdik. Stratejimiz kârlı ve verimli büyüme. Banka Ankara'dan İstanbul'a taşındığında 6 binaya yayılmış durumdaydı. Bir de Ankara'da iki binamız vardı. Bu kadar dağınık bir yapının ortaya çıkardığı verimsizlik ve yönetimdeki etkin olamama bankanın temel problemiydi. Bu yüzden bütün genel müdürlük birimlerimizi Ümraniye'deki yeni binamızda tek çatı altında topladık. İkinci eksiğimiz, diğer bankalarla bilançolarımızı mukayese ettiğimiz zaman ücret ve komisyon gelirlerinde çok geride olduğumuzdu. Daha önce bedava verdiğimiz hizmetleri diğer bankalara eşitlemek istiyoruz. 'Fahiş gelir elde edelim' gibi düşüncemiz yok. Makul olanın peşindeyiz. Üçüncü eksiğimiz ise bankanın kurduğu şirketlerle arasındaki iletişim problemiydi. İştiraklerimiz bilançoyu etkilediği için daha verimli, kârlı, etkin çalışmasını sağlamak zorundayız.
Ne yapacaksınız?
Mesela, Güneş Sigorta iştirakimiz. Ürettiği primlerin sadece yüzde 12'si bankanın müşterileri üzerinden üretilmiş. Hâlbuki diğer bankaların sahip olduğu sigorta şirketlerinde bu oran yüzde 100'e çıkıyor. Bunun sebeplerini araştırdık. Baktık ki, banka ile sigorta şirketi arasında ciddi bir kopukluk var. Teknolojik altyapıyı kurmak ve onların ürünlerinin bankanın dağıtım kanalları üzerinden etkin bir şekilde dağıtılmasını sağlamak lazım. İştiraklerimiz için bir başkanlık kurduk, bunu da ayrı bir Genel Müdür Yardımcısı'na bağladık. Çok etkin bir şekilde bütün iştiraklerimizi yakından izliyoruz. Güneş Sigorta primlerindeki payımızı en az yüzde 40'lara çıkarmayı planlıyoruz.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hisseleri ne zaman Hazine'ye geçecek?
Vakıfbank hisselerinin yaklaşık yüzde 58'i Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde, yüzde 16,5- 17'si sandıkta ve yüzde 25'i de halka açık kısım. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bankanın sahibi olması bazı sorunlar yaratıyordu. 24 Aralık'ta bir Kanun Hükmünde Kararname yayımlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hisselerini Hazine alacak.
2018 2017'DEN DAHA İYİ GEÇECEK
2018'de kredi büyümesi ne olur?
Sektör, en az yüzde 15 büyür, krediler de yüzde 20 artar. 2018'in 2017'den daha iyi geçeceğini ümit ediyorum. Çok pozitif düşünüyorum. Türkiye artık bir ivme yakalamış durumda. İnşallah biz bu ivmeyi koruyabiliriz. Tabii şunu da kabul etmek lazım, ekonominin en önemli aktörlerinden biri bankacılık sistemidir. Onu gözümüz gibi korumalıyız. Finans sektörüyle ilgili birtakım spekülasyonlar yapmak da çok doğru değil. Finans sektörüne yönelik ekonomik sabotajlar yapılmak istenebilir. Dikkatli olmak lazım.
Bu yıl neye ağırlık vereceksiniz?
Şirketlere biz krediyi veriyoruz. Ama o şirketin yöneticileri kredi kartımızı kullanmıyor. Ya da maaş ödemelerini yapıyoruz. Çalışanları kredi kartımızı kullanmıyor. Beyaz yakalılar ve gençlere ağırlık vereceğiz. Gençlerin ilk bankası olmak istiyoruz.
HAZİNE, VAKIFLAR HİSSELERİ İÇİN SUKUK ÇIKARACAK
Hazine parayı nasıl ödeyecek?
Kararnameye göre, uluslararası değerlendirme kuruluşlarına banka değerleme yaptıracak. 2017 bilançoları da yeni çıktı. Bu raporlar hükümete gönderilecek ve Bakanlar Kurulu onları dikkate alarak bankanın hisse fiyatını belirleyecek. Bu fiyat üzerinden de Hazine Müsteşarlığı hisselerin yüzde 20'si peşin, yüzde 80'i de dört taksitle ödenmek üzere tamamını satın alacak. Bunun için sukuk çıkaracak. Bu sukuk sayesinde 4 yıla yayılan taksitlerin de Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bir getirisi olacak.
Sonra ikincil halka arz olur mu?
Elbette, gündeme gelebilir... Uygun ortam olduğunda...
Emekli sandığı hisseleri ne olacak?
Bunun hakkında da kararnamede bir düzenleme var. Bakanlar Kurulu, karar verdikten sonraki 120 gün içerisinde Emekli Sandığı, şayet başvurursa onun hisselerini de Hazine alabilir. Tabii onun fiyatı ayrı belirlenecek.
Neden ayrı belirlenecek?
Birinde kontrol gücü var, Vakıflar'ın hisseleri yüzde 57'nin üzerinde... Bu süreçler tamamlandıktan sonra bu sahiplik konusu ortadan kalkacak. Banka artık Ziraat Bankası, Halkbank gibi bir kamu bankası olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam edecek. Ayrıca yapım işlerinde Kamu İhale Kanunu'na tabi olacağız. Yani yeni bir bina yaptıracaksak, kanuna göre yaptıracağız. Bunun dışındaki işlerde ihale kanununa tabi değiliz. TBMM'nin denetimine tabi olacağız. KİT komisyonu Sayıştay marifetiyle bizi denetleyecek. Yani banka için yine iyi bir şey.
ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ VE OTOYOL KREDİSİNİ İSTİYORLAR
TL borçlanmaya devam edecek misiniz?
Devam edeceğiz. Swapları takip ediyoruz. Oranlar makul bir seviyeye gelince TL borçlanmaya devam edeceğiz. Mesela büyük altyapı projeleri var biliyorsunuz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, 3. Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu projelerinde var olduk. Gündemimizde Kanal İstanbul ve Çanakkale Köprüsü var. Mega projelerde olmaya devam edeceğiz. Bu projelerden uluslararası yatırımcılara belki bir kısmını seküritizasyon veya doğrudan satış yoluyla kaynak sağlamayı düşünüyoruz. Verdiğimiz kredileri satın almak isteyen yatırımcılar olduğunu da fark ettik.
Hangi projeyle ilgili böyle bir talep geldi?
Mesela, köprü ve otoyol projelerini isteyenler var. Mesela Yavuz Sultan Selim Köprüsü kredisini. Yatırımcılar ve fonlar talip. "Kredinizi biz satın alabiliriz" diyorlar. Uluslararası yatırım bankaları üzerinden bize geliyorlar. Bunları değerlendiriyoruz. İşin doğrusu biz kaynak çeşitliliğine gitmek istiyoruz. Yani mevduata bağımlı kalmak istemiyoruz. Çünkü mevduat pastası sınırlı. Bunu büyütebilmek için faizi artırmanız lazım. Biz de bunu istemiyoruz. Faizi artırarak mevduat toplamak istemiyoruz.
KONUT KREDİLERİNDE ZARAR EDİYORUZ
Mevduat faizi inmeden kredide gevşeme olmaz mı?
Birbirini etkiliyor. Çok samimi söyleyeyim. Ben bugün konut kredilerinden zarar ediyorum. Faiz oranları ile benim maliyetim arasında olumsuz bir fark var. Ama sosyal sorumluluk olarak görüyoruz.
Puslu havada şemsiye kapatıyormusunuz?
Bugüne kadar güneşli günde de yağmurlu günde de hep şemsiyeyi müşterimizin üzerine tuttuk. Geri çekmedik.
KGF'de geri dönüşler nasıl?
Takip oranları yüzde 1'in altında. Makul bir seviyede.
TÜRKİYE'NİN GÜCÜYLE DIŞARIDAN TL BORÇLANDIK
Cumhurbaşkanı sık sık uyarıyor. Faizler konusunda bir adım atılacak mı?
Kamu bankaları olarak yakın bir işbirliği içindeyiz. Önceden kamu mevduatıyla ilgili yarışımız olurdu. Şimdi orada yarıştan kaçınıyoruz. Sektörde bizim ağırlığımız yüzde 35. Biz mümkün olduğunca mevduat pastasından faizi artırıcı yönde bir talepte bulunmak istemiyoruz. Bir de tabii Hazine'nin de borçlanma ihtiyacı var. Sonuçta mevduat pastasında pay alıyor. Gerçi son zamanlarda onlar da borçlanma programında bir düzeltmeye gitti. Kamu bankaları olarak bu konuya büyük özen gösteriyoruz ama tek başına bizim çabamız buna yetmez tabii.
Bu yüzden mi borçlanmada yurtdışına yöneliyorsunuz?
Talep baskısını azaltmak için.. Kaynak çeşitliliğine gittik. Yurtdışından sağladığımız kaynak 12.5 milyar dolar civarında. Geçen sene bir ilki gerçekleştirip, yurtdışından Türk Lirası borçlandık. 500 milyon dolar borçlanmak istedik, 1.5 milyar dolar talep geldi. Bu Türkiye'nin gücünü gösteriyor. Yeni Türkiye budur işte.