RÜZGARI ARKASINA ALAN TÜRKİYE AVRUPA'DA 3.SIRADA
Dünyada talep edilen enerjinin hızla artmasına paralel olarak mevcut enerji kaynaklarının çok kısa zamanda tükeneceği bilimsel olarak kanıtlanmış sorunlardan belki de en önemlilerinden bir tanesi.Buna ek olarak artan nüfus ve enerji talebine bağlı olarak dünyanın emisyon değerinin makul sınırlar içinde tutulması mümkün görülmüyor. Bu kirliliğin devam etmesi durumunda dünya sıcaklığının artacağı ve deniz seviyesinin yükseleceği gibi sonuçlar tüm dünyada enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını kaçınılmaz hale getirmiştir. Temel olarak bu kaynakları; hidroelektrik enerji, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji, biokütle enerji ve hidrojen enerjisi olarak sınıflandırabiliriz.Yapılan tüm araştırmalar çevreyle dost, teknolojik gelişmeyle beraber evsel elektrik aletlerinden uzay araçlarına kadar geniş bir perspektifte enerji talebine cevap verecek, sınırlı enerji kaynaklarının ve çeşitli kirletici etkilerin çevreye verdiği önlenemez zararları ortadan kaldıracak, ideal enerji kaynaklarının en kısa sürede tüm uygulama alanlarında kullanılması gerektiği sonucunda birleşmektedir.Türkiye’de Rüzgar Enerjisinin kullanımıÜlkemiz yenilenebilir enerji konusunda diğer dünya ülkelerinin birçoğuna göre çok avantajlı bir konumda. Zira günümüzde yenilenebilir enerji dallarından en fazla tercih edilen rüzgar enerjisi Türkiye’de coğrafi özelliklerinin de oldukça elverişli olmasından dolayı önemli ölçüde enerji üretimine destek sağlıyor.Yıllık ortalama değerler esas alındığında, Türkiye’nin en iyi rüzgâr kaynağı alanları kıyı şeritleri, yüksek bayırlar ve dağların tepesinde ya da açık alanların yakınında bulunuyor. Açık alan yakınlarındaki en şiddetli yıllık ortalama rüzgâr hızları Türkiye’nin batı kıyıları boyunca, Marmara Denizi çevresinde ve Antakya yakınında küçük bir bölgede meydana gelmektedir. Orta şiddetteki rüzgâr hızına sahip geniş bölgeler ve rüzgâr gücü yoğunluğu Türkiye’nin orta kesimleri boyunca mevcut.Türkiye'de ilk rüzgar santrali 1998 yılında İzmir'de kuruldu. Bugüne ulaşıldığında Türkiye'de bulunan 172 Rüzgar Enerji Santrallerinin toplam kurulu gücü 5.789,39 MW üzerindedir. 2016 yılında Rüzgar Enerji Santralleri ile 15.369.548.000 kilovatsaat elektrik üretimi yapılmıştır. Bugün ülkemiz tükettiği enerjinin yaklaşık %6,3'ünü rüzgar santrallerinden karşılıyor.Rüzgar Enerjisinin FaydalarıRüzgarın özellikleri, yerel coğrafi farklılıklar ve yeryüzünün homojen olmayan ısınmasına bağlı olarak, zamansal ve yöresel değişiklik gösterir. Rüzgar hız ve yön olmak üzere iki parametre ile ifade edilir. Rüzgar hızı yükseklikle artar ve teorik gücü de hızının küpü ile orantılı olarak değişir. Rüzgar enerjisi uygulamalarının ilk yatırım maliyetinin yüksek, kapasite faktörlerinin düşük oluşu ve değişken enerji üretimi gibi dezavantajları yanında avantajlarını şöyle sıralayabiliriz:1.Rüzgar atmosferde bol ve serbest olarak bulunur.2. Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır, çevre dostudur.
3. Kaynağı güvenilirdir, tükenme ve zamanla fiyatının artma riski yoktur.
4. Maliyeti günümüz güç santralleri ile rekabet edebilecek düzeye gelmiştir.
5. Bakım ve işletme maliyetleri düşüktür.
6. İstihdam yaratır.
7. Hammaddesi tamamıyla yerlidir, dışa bağımlılık yaratmaz.
8. Teknolojisinin tesisi ve işletilmesi göreceli olarak basittir.
9. İşletmeye alınması kısa bir sürede gerçekleşebilir.Türkiye’nin Başarısı Bugüne geldiğimizde artık Türkiye'de bu yılın ilk çeyreğinde devreye giren 958 megavatlık elektrik üretim kapasitesinin yüzde 41'ini rüzgar enerjisi santralleri oluşturuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasına ilişkin yürüttüğü çalışmalar meyvelerini vermeye başladı.Bakanlık verilerinden yapılan derlemeye göre, yılın ilk çeyreğinde elektrikte kurulu güç 79 bin megavata ulaştı. Söz konusu dönemde kurulu güce 958 megavat yeni kapasite eklendi. Geçen yılın aynı döneminde bu miktar 858 megavat olarak kaydedilmişti.Bu yıl ocak-mart döneminde devreye alınan kurulu gücün yüzde 41'i (395,6 megavat) rüzgar enerjisi santrallerinden geldi. Böylece, söz konusu dönemde kurulu güce en fazla katkı sağlayan kaynak rüzgar oldu. Bu dönemde farklı illerde 38 rüzgar enerjisi santrali devreye alındı. Bu santrallerin en büyüğü Kırklareli'nde devreye alınan 41,60 megavatlık kurulu kapasiteye sahip AİRRES-4 santrali oldu.Dünya genelinde rüzgar enerjisi üretiminde Avrupa'da Almanya 2016 yılında 5 bin 443 megavat ile birinciliğini korudu. Fransa bin 561 megavat ile ikinci, Türkiye bin 387 megavat ile üçüncü, Hollanda 887 megavat ile dördüncü ve İngiltere de 736 megavat ile beşinci sırada yer aldı. Türkiye, geçen yıl bin 387 megavatlık santralin işletmeye alınmasıyla Avrupa'da en fazla rüzgar kapasitesini devreye alan üçüncü, dünyada ise yedinci ülke oldu.Rüzgar Enerjisinde Kapasite artacakEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da "Milli Enerji ve Maden Politikası" kapsamında rüzgarda ve güneş enerjisinde gelecek 10 yıl içinde söz konusu alanlarda 10 biner megavat kurulu kapasitenin daha devreye alınacağını açıkladı.Geleceğin en belirleyici alanlardan biri olan sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarının her geçen gün önemi daha da anlaşılırken ülkemizde bu konuda atılan adımların sayısı oldukça önemli. Özellikle bu adımları ülkemizin enerji bağımlılığının ortadan kaldırılması açısından da kritik gelişmeler olduğunu görmek gerekir.