Mahfi Eğilmez son makalesinde spekülasyon dönemlerine ve bunların yapısal reformlarla ve faizlerle ilişkilerini inceliyorMahfi Eğilmez son yazısında TL’ye dair spekülasyonlar ve spekülatif saldırılar ve bunların faizle ilişkilendirilmesi konusunu paylaştı. Son dönemde Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor naraları ile Dolar/TL hareketini eleştiren yetkililerin spekülatif hareketler tanımlamalarına açıklık getiren “Spekülasyon ve Spekülatif Saldırı” başlıklı yazısında Eğilmez “Spekülasyon her zaman beklenen sonucu vermeyebilir” diyor.Eğilmez’in makalesinden çarpıcı noktaları sizlerle paylaşıyoruz.“Döviz piyasasında yapılan spekülasyon da finansal spekülasyonun bir çeşididir. Yabancı bir yatırımcı parasını Türkiye’ye getirir, TL’ye çevirir ve örneğin yüzde 16 faizle mevduat hesabı açarsa yüksek risk karşılığında yüksek getiriyi tercih ederek spekülatif bir işlem yapmış olur. Burada yabancı yatırımcının beklentisi TL’de yaşanacak dış değer kaybının elde edeceği faizden düşük kalacağı beklentisidir. Yabancı yatırımcı parasını buraya yatırarak kur riskini üstlenme karşılığında faiz getirisinden yararlanmayı hedeflemiştir.Bunu bir örnekle açıklayalım. Diyelim ki Amerikalı bir yatırımcı 100.000 Dolarını Türkiye’ye getirmiş, 4.50 kur ile TL’ye çevirmiş, eline geçen 450.000 TL’yi yüzde 16 brüt faizle (gelir vergisi stopajı sonrası net faizin oranı aylık yaklaşık yüzde 1,1 oluyor) 30 gün vadeli mevduat hesabına yatırmış olsun. 30 gün sonunda bu yatırımcı (450.000 x 1,01 =) 454.500 TL getiri elde eder. Eğer kurda bir değişiklik olmamışsa bu yatırımcı bu parayı Dolara çevirdiğinde eline (454.500 / 4,50 =) 101.000 Dolar geçer. Bu durumda bu yatırımcı üstlendiği Türkiye riskine (kur riski) karşılık 1.000 Dolar ya da bir başka açıdan bakarsak (bileşik faiz hesabıyla) yıllık yüzde 13 Dolar faizi elde etmiş olur. Oysa Amerikalı yatırımcı bu parayı kendi ülkesinde bankaya yatırsaydı, ABD’de banka faizlerinin aylık net yüzde 0,16 olduğu dikkate alındığında, elde edeceği net getiri en fazla (100.000 x 1,0016) 160 Dolar olacaktı.Ne var ki spekülasyon her zaman beklenen sonucu vermeyebilir. Yukarıdaki örneğimizde 30 günün sonunda USD/TL kurunun 4,55’e çıktığını düşünelim. Bu yatırımcı bu durumda elde ettiği 454.500 TL’yi Dolara çevirdiğinde eline (454.500 / 4,55 =) 99.890 Dolar geçecek demektir. Yani bu yatırımcı 100.000 Dolarını getirip bir ay süreyle vadeli TL hesapta tutması karşılığında elde ettiği yüksek faize karşılık zarar etmiş olmaktadır.”“Bir ekonomi için spekülasyondan çok spekülatif saldırıyla karşılaşmak tehlikelidir. Ekonomide spekülatif saldırı denildiğinde döviz, altın gibi bazı varlıkların kısa sürede ve yüksek miktarlarda alınıp satılması anlaşılır. Örneğin bir ekonomide paraya spekülatif saldırı olması demek, ellerinde o ülkenin parasını bulunduran yerli ve yabancı yatırımcıların bu paraları satarak karşılığında döviz talep etmeleri demektir. Bu tür spekülatif saldırılar birçok nedenle ortaya çıkabilir. Bu nedenler arasında en yaygın olanları; ekonomik göstergelerin bozulmaya başlaması, ülkenin döviz kısıtlamalarına gideceğine ilişkin söylemlerin veya söylentilerin çıkması, cari açığın yükselmesi, Merkez Bankası rezervlerinde hızlı düşüşler olması, Merkez Bankası’nın enflasyonist baskıları durdurmak için faiz politikasını kullanmakta tereddütler yaşaması gibi nedenlerdir.Türk Lirası da zaman zaman spekülatif saldırılara muhatap oluyor. Özellikle son dönemde TL’ye karşı bu tür spekülatif saldırılar artmış görünüyor.” diyen Eğilmez bunun nedenini irdeleyebilmek için 2002 – 2017 arasındaki üç göstergeye, USD/TL kuru, enflasyon (TÜFE) ve gösterge faiz oranına bakıyor.Bu belirttiği dönemi ikiye bölerek inceleyen Eğilmez grafiklerdeki hareketleri ve o dönemlerde yapısal reformlara yer verilip verilmediğine bakıyor.“İlk olarak 2002 – 2009 arasındaki döneme bakalım:… USD/TL kurunun iniş çıkışlar yaşasa da eğilim olarak değişmediği, dolayısıyla enflasyona baskı yapmadığı, o nedenle enflasyonun düştüğü, faizin de ona paralel olarak düşüş gösterdiği bir görünümdür. Bu dönemde, grafikten görülebileceği gibi herhangi bir spekülatif atak söz konusu değildir. Çünkü bu dönem, Türkiye’nin iki önemli konuda (bankacılık ve kamu mali disiplini) yapısal reformu gerçekleştirdiği, AB ile tam üyelik müzakerelerine başladığı ve ekonomi politikasının tutarlı olduğu bir dönemdir. O nedenle de Türkiye’ye dış borçtan daha fazla doğrudan yabancı sermaye girişi olmuştur.İkinci olarak 2010 – 2017 arasındaki döneme bakalım:… USD/TL kurunun çıkış yönünde olduğu, dolayısıyla enflasyona baskı yaptığı, o nedenle enflasyonun yükseldiği, faizin de ona paralel olarak artış gösterdiği bir durumdur. Bu dönemde, grafikten görülebileceği gibi TL üzerine spekülatif ataklar söz konusudur. Çünkü bu dönem, Türkiye’nin gerekli yapısal reformları yapmadığı, AB ile tam üyelik müzakerelerinin askıya alındığı, ekonomi politikasının tutarlılığını yitirdiği, kur ve faiz üzerine gereksiz tartışmaların yapıldığı bir dönemdir. O nedenle de Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yerine kısa sürede para kazanmaya yönelik dış borç girişi olmuştur.” diyor“Bir ekonomide işler iyi gitmiyorsa o ekonomiden kaçış başlar. Yani o ekonomiye para yatırmış olanlar yerli paraları verip döviz alıp giderler. Üstelik iş bununla kalmaz o ekonomide yerleşik olanlar da yerli paradan dövize dönerler. Öyle olunca yerli para bollaştığı için değeri düşer, döviz kıtlaştığı için değeri yükselir. O aşamada yerli paranın geçmişte niçin değer kazandığını şimdi niye değer kaybettiğini sorgulamazsak nerede hata yaptığımızı göremez ve gereken önlemleri alamayız. Sonuçta faizi artırmak zorunda kalırız. Faizi artırınca yerli para üzerinden para kazanma imkânı arttığı için parasını alıp gidenlerin bir bölümü her türlü riske karşın iyi para kazanılacağını görüp geri döner. Hatanın buradan kaynaklanmış olabileceğini düşünüp geçmişe bir göz atar ve geçmişte yapıldığı gibi riskleri düşürecek adımları atarsak geçmişte olduğu gibi ekonomide toparlanma sağlayabiliriz. Ama bunları yaparken kur ve faiz üzerindeki tartışmaları da bırakmamız gerekir.”
EKONOMİ
11 Haziran 2018 - 18:43
Mahfi Eğilmez Yazdı
EKONOMİ
11 Haziran 2018 - 18:43
- YORUMLAR
İlginizi Çekebilir
Son Haberler
Bu hafta yatırım araçlarının performansı
Borsa günü yükselişle tamamladı 20-04-2024
Piyasalarda gün sonu
Döviz kurları
Galatasaray 5 futbolcusu ile sözleşme uzattı
New Jersey kıyılarında fırtına
New York borsası karışık seyirle açıldı
Muğla'da durgunsu kano yarışları başladı
Yat yarışları: MIYC Trio Cup
AKOM'dan İstanbul genelinde yarın için sağanak uyarısı
Altının kilogram fiyatı 2 milyon 620 bin liraya yükseldi
Deutsche'den yeni TCMB tahmini
Bitcoin ödül yarılanması için geri sayım sürerken uzmanlar "konjonktürel...
Opel Corsa Elektrik, Hollanda’da “2024 Yılının Elektrikli Aracı”...
Teknosa, Eyebrand ödülüne layık görüldü
Çok Okunan Haberler
IMF'den rekor sayıdaki seçimin olduğu 2024 yılı için "mali konsolidasyon"...
Sakarya'dan yılın ilk çeyreğinde 1,3 milyar dolarlık ihracat
Piyasalarda gün sonu 15/04/2024
ING Türkiye’de üst düzey atama
Morgan Stanley ve Bank of America ilk çeyrek bilançolarını açıkladı
Kazan Forum 2024, mayısta Tataristan'da düzenlenecek
Avrupa borsaları yükselişle açıldı
Borsa İstanbul günü düşüşle tamamladı
Biletinial'dan tüm etkinlikler için yorum ve reyting uygulaması
New York borsası düşüşle kapandı
İsotlar Motor, Motobike 2024'te motosiklet tutkunlarından yoğun ilgi...
New York Borsası güçlü ilk çeyrek kazançları sonrasında ikinci...
TMO kabuklu fındık satışına yarın başlayacak:
Günlük elektrik üretim ve tüketim verileri
Bundesliga'da Bayer Leverkusen tarihinin ilk şampiyonluğunu elde etti
İspanya'nın amfibi hücum gemisi İstanbul'da
Çin ile Avrupa arasında ilk çeyrekte 4 bin 541 yük treni seferi yapıldı
Çiğ süt tavsiye fiyatını üreticinin eline 14,65 lira geçecek...
İstanbul Havalimanı, Avrupa'nın en yoğun havalimanı oldu
Pirelli, serisini Porsche Taycan için ürettiği iki yeni lastikle genişletiyor