Kızıl Devrim:
Sovyet Cevherleri
7 – 30 Kasım 2017
“Sinema sanatı bizim için günümüzün en önemli sanatıdır!”
Lenin
Pera Film, Bolşevik Devrimi’nin Yüzüncü Yıldönümü’nü Kızıl Devrim: Sovyet Cevherleri adlı özel bir programla selamlıyor. Program, Sovyetler Birliği sinemasının klasikleşmiş yedi siyah-beyaz filmini bir araya getiriyor. Geri dönüp baktığımızda 1917 Bolşevik Devrimi, 20. yüzyılın en önemli siyasal olaylarından biriydi. Devrim Romanov hanedanının ve Rusya’daki kraliyet yönetiminin sonunu getirdi. Devrim sırasında solcu devrimci Vladimir Lenin önderliğindeki Bolşevikler iktidarı ele geçirdi ve çarlık yönetimi geleneğini yok etti. Bolşevikler daha sonra Sovyetler Birliği’nin Komünist Partisi haline geldi. 6-7 Kasım 1917’de (Jülyen takvimine göre 24-25 Ekim’de, olaya Ekim Devrimi denmesinin nedeni de budur) Bolşevik Partisi lideri Vladimir Lenin’in yönetimindeki solcu devrimciler, Duma’daki geçici hükümete karşı bir darbe gerçekleştirdi. Geçici hükümet, Rusya’nın kapitalist sınıfından bir lider grubu tarafından oluşturulmuştu. Bunun yerine Lenin doğrudan askerlerin, köylülerin ve işçilerin bulunduğu bir konsey tarafından yönetilecek bir Sovyet hükümeti talep etti. Rusya’da Sovyetlerin kurduğu yeni bir hükümet iktidara geldi. Sovyetler Kongresi toplandı ve Bolşeviklerin eylemlerini onayladı. Bolşevik Devrimi artık gerçek olmuştu. Kızıl Devrim: Sovyet Cevherleri adlı programda Grigori Kozintsev, Leonid Trauberg, Dziga Vertov, Aleksandr Dovzhenko, Mikhail Kalatozov, Lev Kuleshov, Aleksandr Medvedkin ve Yakov Protazanov’un yapıtları yer alıyor. İlk dönemin dramları, komedileri ve melodramlarından 1920 ve 1930’larda avangardın ortaya çıkışına dek uzanan bu program, hayranlık uyandırıcı sinema hazinelerinin peşine düşüyor! Bu program kapsamındaki Pera Film gösterimleri ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır Mr. West’in Bolşevik Diyarındaki İnanılmaz Maceraları The Extraordinary Adventures of Mr. West in the Land of the BolsheviksYönetmen: Lev KuleshovOyuncular: Porfiri Podobed, Boris Barnet, Aleksandra KhokhlovaSovyetler Birliği, 1924, 60’, siyah-beyazSessizBazı Amerikalıların Sovyet Rusyası ile ilgili saçma önyargılarıyla dalga geçen bu satirik komedi, YMCA’in başkanı Mr. West’in SSCB’ye ziyaretini konu alıyor. Amerikan basınında yer aldığı haliyle SSCB’deki hayatın “korkunçluklar”ından kendini korumak isteyen Mr. West, yanına koruma olarak kovboy Jeddy’yi alıyor. İkisi bir dolandırıcı çetesinin avucuna düşüyor. Sahtekarlar yakalandıktan sonra Mr. West, Sovyet hükümetinin bir temsilcisi eşliğinde gerçek Sovyet Rusyası’nı geziyor. Lev Kuleshov (1899-1970) sinemanın ilk estetik teorisyeniydi ve 1923’te genç Sergei Eisenstein’ın ilk kez sinema yönetmenliği eğitimi aldığı ve bugün artık çok ünlü olan Atölye’nin düzenleyecisiydi. Mr. West, yeni kurulan ve dışsal, sirke benzer, fiziki bir oyunculuk tarzı geliştirmiş anonim şirketin (Kuleshov Kolektifi adlı bu oluşumda Boris Barnet ve Vsevolod Pudovkin gibi isimler vardı) “efektleri için bir vitrin” olarak düşünülmüştü.Torzhoklu Terzi The Tailor from TorzhokYönetmen: Yakov ProtazanovOyuncular: Igor Ilyinsky, Olga Zhizneva, Anatoli KtorovSovyetler Birliği, 1925, 60', siyah-beyaz Sessiz Aelita’nın yönetmeninin çektiği bu günlük hayat komedisi Yeni Ekonomi Politikaları döneminde geçiyor ve büyük ikramiyenin çıktığı kayıp bir piyango biletiyle sevilen aktör İgor İlyinski’nin (Mary Pickford’dan Bir Öpücük adlı filmde de oynamıştı) oynadığı köy terzisinin aile sorunları etrafında dönüyor. Film gösterime girdiğinde Pravda’nın eleştirmenlerinden biri, filmin görece geleneksel tarzını, daha politik ajitprop komedilerden (Mutluluk filmi bunun daha ilerideki örneklerinden biridir) üstün bulmuştu: “Sovyet mizahı hakkında ne söylenebilir? Sovyetler Birliği’nde insanlar, başka ülkelerde yaşayanlar nelere gülüyorsa onlara gülüyor… Ama bu gerçeğe rağmen Devrim’den bu yana üretici bir iş yapamayan yığınla insan, Sovyet mizahı üretimini iş edindi – şu meşhur devrimci ajit-komediler… Torzhoklu Terzi bizim ilk başarılı komik filmimiz.”Kameralı AdamMan with a Movie CameraYönetmen: Dziga VertovOyuncular: Mikhail KaufmanSovyetler Birliği, 1929, 68', siyah-beyazSessizAdamın biri, omzunda bir kamerayla şehri dolaşıyor ve göz kamaştırıcı bir yaratıcılıkla şehir yaşamını belgeliyor. Kameraman ve montajcısından gösteriminde çalan orkestraya kadar, bir filmin yapımıyla ilgili bir film bu. Sovyetler Birliği’ndeki yaşamdan bir günün belgeseli. Aynı zamanda da 1929’daki gibi bir hızlı değişim döneminde şehirler ve şehir yaşamının bir eleştirisi. Gerçekliği ele alışındaki oyunbaz deneysellikle çığır açan Dziga Vertov’un Kameralı Adam adlı filmi, sinemanın olanaklarının verdiği heyecanla dolu. “Film draması, kitlelerin afyonudur,” diye yazıyor Vertov, “Çok yaşasın bu haliyle hayat!” Vertov’un Moskova, Odessa ve Kiev sokaklarındaki eğlenceli gezisi, yakın zamanlardaki bir Sight&Sound anketinde gelmiş geçmiş en iyi sekizinci film seçildi; üst üste bindirmeler, sıçramalar, bölünmüş ekranlar ve bir dizi başka efekt kullanan film, böylece modernleşen dünyanın dışavurumcu bir portresini yaratmış oldu.DünyaEarthYönetmen: Aleksandr DovzhenkoOyuncular: Stepan Shkurat, Semyon Svashenko, Yuliya Solntseva, Yelena MaksimovaSovyetler Birliği, 1930, 75', siyah-beyazSessizDünya’nın konusu ölüm ve biçim değiştirme. Kuşakların hikayesini anlatan bu film, bir büyükbabanın (Nikolai Nademsky-Zvenigora) bir meyve bahçesinde, etrafında ailesi ve sevdikleri varken ölümüyle başlıyor. Bu huzurlu ölümün ardından oğlu Opanas ve torunu Vasily için çalkantılı şimdiki zaman geliyor. Zengin toprak sahipleri olan kulaklar, sınırlandırılmamış çiftçilerin topraklarına el koymaya başlıyor. Komünizmden etkilenen Vasily, Ukrayna’da kolektif çiftçiliğin uygulanması için bir gençlik örgütü kuruyor ve rakibi Khoma’yla çatışıyor. Ölümü değişim sürecinin bir parçası olarak gören Dünya, bir yaşam biçiminin sonuna ruhani bir vizyon yüklüyor. Vizyona girdiği tarihten bu yana Dünya, Alexander Dovzhenko’nun en ünlü filmi olmayı sürdürüyor. Filmin insanı büyüleyen görsel güzelliği ve karmaşık montajı, yaşamın duyusal bir biçimde yüceltildiğini hissettiriyor. Andrei Tarkovsky’nin filmleri üzerinde çok önemli bir etkisi olan Dünya, gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında sayılıyor.Svanetia’ya Tuz Salt for SvanetiaYönetmen: Mikhail KalatozovSovyetler Birliği, 1930, 60', siyah-beyazSessizKalatozov’un ilk filmi onu büyük Sovyet yönetmenleri arasına soktu, doğadaki insanı şiirsel bir biçimde ele alışıyla da özellikle Dovzhenko’yla yan yana kondu. Ancak Dovzhenko’nun lirik olduğu yerde Kalatozov sert; Svanetia’ya Tuz da daha çok Buñuel’in 1932 tarihli filmi Ekmeksiz Topraklar’la karşılaştırılageldi. Buñuel için ele aldığı konuların kendisi gerçeküstü: modern zamanlarda ortaçağ koşullarıyla karşı karşıya kalan insanların kendileri de ‘ortaçağ insanı’ kalıyor. Bu film, yılın büyük bir bölümünde dış dünyayla ilişkisi kar yüzünden kesilen bir Kafkas köyündeki zor yaşamı gözler önüne seriyor. Haçlı seferlerinden kalma savunma mimarisi ve erkeklerle ölümü, kadınlarla doğumun üzerinde gören ataerkil ritüeller, yaşam gücünü zayıflatan çoraklığın (özellikle de tuz yokluğunun) bir uzantısı gibi. Kalatozov yineleme ve yan yana getirmenin, uzaklık ve aşırı yakın çekimlerin, çılgın ritimlerin şiirini kullanıyor.YalnızAloneYönetmenler: Grigori Kozintsev, Leonid TraubergOyuncular: Yelena Kuzmina, Pyotr Sobolevsky, Sergey Gerasimov, Mariya BabanovaSovyetler Birliği, 1931, 90', siyah-beyazRusça; Türkçe altyazılıYalnız, Leningrad öğretmen enstitüsünden mezun genç bir kadın olan ve uzaklarda, Sibirya’da bir işe giren, ama onu oraya götüren kızak sürücüsü tarafından, göz alabildiğine uzanan karla kaplı bir düzlükte terk edilince ölümle burun buruna gelen Yelena’nın gerçek hikayesine dayanıyor. İlk sesli Sovyet filmlerinden biri olan Yalnız, yoğun biçimde kontrpuan ve senkronize edilmemiş seslere dayanan yaratıcı bir ses kullanımının çok etkileyici örneklerinden biri. Başta sessiz film olarak planlanmasına rağmen sonunda bir ses kanalının eklenmesine karar verilmiş. Bu sesler arasında ses efektleri ve biraz diyalog da var (bunlar çekimden sonra kaydedilmiş, ama film konuşmaları ağırlıklı olarak yazıyla gösteriyor), ancak ağırlıklı kısmını genç besteci Dmitri Şostakoviç’in Opus 26 no’lu yapıtı oluşturuyor; 60 mezürden fazla uzunlukta, bütün orkestra için yazılmış bir müzik bu. Şostakoviç Yeni Babil’de de yönetmenler ve yazarlarla çalışmış, birkaç yıl sinema piyanistliği yapmıştı. Bu bestesinde boğaz şarkıcısı ve bir Theremin için de bölümler var, bu enstrüman Yelena’nın kar fırtınasında kaybolduğu bölümde ortaya çıkıyor, uçak motorunun sesini müzik olarak vermek için de üç tuba kullanılmış. Başroldeki Elena Kuzmina, çelik gibi güçlü bir performans sergiliyor.MutlulukHappinessYönetmen: Aleksandr MedvedkinOyuncular: Pyotr Zinovyev, Yelena Yegorova, Nikolay CherkasovSovyetler Birliği, 1935, 95', siyah-beyazSessizAnarşik bir mizah ve köy yaşamına yakıcı bir bakış sunan Mutluluk, kolayca kategorize edilemeyecek ve tanımlanamayacak bir film.Rus tahta baskılarından esinlenen boyanmış dekorlar bir Rus halk masalı atmosferi yaratıyor ve hareketlere tuhaf bir teatrallik katıyor.Medvedkin’in gerçeküstü sessiz komedisi, Khmyr adlı bir köylüyle karısı Anna’nın, mutluluğun anlamını keşfetmeye çalışmalarının hikayesini anlatıyor. Anlatı gerçekçi olamayacak uzunlukta bir zaman dilimini kapsıyor ve çifti Devrim öncesi günlerinden Stalin ve kolektivizasyon dönemine götürüyor. Film boyunca çiftin mutluluğu bir dizi saçma ve gerçeküstü olay tarafından engelleniyor, bunların arasında işini yapmak istemeyen bir at, onların bütün yemlerini çalan komşular, intihar etmek isteyen Khmyr’i tutuklayan ve ona “Eğer köylü ölürse Rusya’yı kim besleyecek?” diye soran Çarlık memurları var. Filmin en ünlü sahnelerinden birinde Ortodoks Kilisesi mensupları geliyor, içini gösteren giysileriyle rahibeler ve Khmyr’le karısından vergi almak için gelmiş açıkça yozlaşmış bir rahip de aralarında.