JCR Ökmen: Faiz Artışları Anlamsız Hale Geldi
Yükselen Enflasyonun Temelinde Talep Değil Maliyet Baskısı Var Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating Başkanı Ökmen, yükselen enflasyonun temelinde […]
Yükselen Enflasyonun Temelinde Talep Değil Maliyet Baskısı VarJapon kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating Başkanı Ökmen, yükselen enflasyonun temelinde talep değil maliyet baskısı olduğu için faiz artışlarının anlamsız, para politikasının da işlevsiz duruma düştüğünü vurguladı.JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, yükselen enflasyonun temelinde talep baskısı yerine maliyet baskısı olduğu için faiz artışlarının anlamsız ve para politikasının da işlevsiz duruma düştüğünün iyice ortaya çıktığını söyledi.Tüfe Yukarı Yönlü Artış EğilimindeÖkmen yaptığı yazılı açıklamada üretici fiyatlarındaki artışın tüketici fiyatlarındaki artıştan iki kat daha yukarıda olmasının, stoklamanın fiyatlama üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını ve bir yandan üretimden çekilen firmaların daha da artacağını, diğer yandan da TÜFE’nin gelecek dönemlerde mevcut seviyesinin yukarı doğru artış eğilimi içerisinde olduğuna işaret ettiğini söyledi.Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) Eylül ayında gıda fiyatları, ulaştırma başta olmak üzere TL’deki değer kaybının neredeyse tüm gruplarda genele yayılan artışları tetiklemesiyle Eylül’de yüzde 24.52 ile 15 yılın zirvesine yükseldi. Aylık artış ise yüzde 6.3 ile beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleştiBeklentileri Aşan Enflasyon Sonrası Gözler Merkez Bankası’nın 25 Ekim’de Açıklanacak Faiz Kararına ÇevrildiÖkmen büyüyemeyen ekonominin, maliyet artışlarının tamamını belli bir zaman diliminde tüketicilere yansıtmaya çalışacağını, maliyet artışlarını topluma yansıtamayan üreticilerin de faaliyet kaybı, üretim durdurulması, konkordato ve iflas gibi sonuçlarla karşılaşacağını belirtti.Bu konjonktürde fiyatlamayı etkileyen birinci faktörün Türkiye ekonomisinin yüksek üretim maliyetleri ve finansmana erişim zorlukları nedeniyle “büyüyememek” olduğuna dikkat çeken Ökmen, mevcut konjonktürde, topluma/tüketiciye yansıtılan maliyet artışlarının enflasyona, üretimden çekilmelerin de durgunluğa eş zamanlı olarak yol açtığını belirterek, “Böyle bir ortamda enflasyon hedeflemesinde zabıta marifetiyle mücadele çalışmalarına yönelmek kamusal açıdan oldukça gereksiz bir zaman kaybıdır” dedi.Bankacılık sektörünün sermeye yeterlilik oranları uluslararası uygulamalarla uyumlu yöntemlerle artırılmalıFiyat istikrarını yeniden hedeflenen seviyelere ulaştırmak ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için bir an evvel yatırım atmosferini bozan temel alanlarda reform yapılması ve bankacılık sektörünün yeniden kredi verebilme pozisyonuna getirilmesi gerektiğini belirten Ökmen, “Ekonomide yeniden likidite bolluğu ve ilave kredi verme arzusunun artırılmasının ilk koşulu ise bankacılık sektörünün sermeye yeterlilik oranlarının uluslararası uygulamalarla uyumlu yöntemlerle artırılmasıdır” dedi. Ökmen bankacılık kesiminde likidite bolluğu yaratmak ve kamu teşviki olmadan kredi verme iştahını makro ihtiyati tedbirler kapsamında tekrar artırmak için, ilk adım olarak öncelikle sermaye yeterlilik oranlarının uluslararası fon tedarikçilerine güven verilmesi için uluslararası yöntemlerle hesaplanması gerektiğini belirtti.Kaynak: JCR, Reuters
Yükselen Enflasyonun Temelinde Talep Değil Maliyet Baskısı VarJapon kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating Başkanı Ökmen, yükselen enflasyonun temelinde talep değil maliyet baskısı olduğu için faiz artışlarının anlamsız, para politikasının da işlevsiz duruma düştüğünü vurguladı.JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, yükselen enflasyonun temelinde talep baskısı yerine maliyet baskısı olduğu için faiz artışlarının anlamsız ve para politikasının da işlevsiz duruma düştüğünün iyice ortaya çıktığını söyledi.Tüfe Yukarı Yönlü Artış EğilimindeÖkmen yaptığı yazılı açıklamada üretici fiyatlarındaki artışın tüketici fiyatlarındaki artıştan iki kat daha yukarıda olmasının, stoklamanın fiyatlama üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını ve bir yandan üretimden çekilen firmaların daha da artacağını, diğer yandan da TÜFE’nin gelecek dönemlerde mevcut seviyesinin yukarı doğru artış eğilimi içerisinde olduğuna işaret ettiğini söyledi.Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) Eylül ayında gıda fiyatları, ulaştırma başta olmak üzere TL’deki değer kaybının neredeyse tüm gruplarda genele yayılan artışları tetiklemesiyle Eylül’de yüzde 24.52 ile 15 yılın zirvesine yükseldi. Aylık artış ise yüzde 6.3 ile beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleştiBeklentileri Aşan Enflasyon Sonrası Gözler Merkez Bankası’nın 25 Ekim’de Açıklanacak Faiz Kararına ÇevrildiÖkmen büyüyemeyen ekonominin, maliyet artışlarının tamamını belli bir zaman diliminde tüketicilere yansıtmaya çalışacağını, maliyet artışlarını topluma yansıtamayan üreticilerin de faaliyet kaybı, üretim durdurulması, konkordato ve iflas gibi sonuçlarla karşılaşacağını belirtti.Bu konjonktürde fiyatlamayı etkileyen birinci faktörün Türkiye ekonomisinin yüksek üretim maliyetleri ve finansmana erişim zorlukları nedeniyle “büyüyememek” olduğuna dikkat çeken Ökmen, mevcut konjonktürde, topluma/tüketiciye yansıtılan maliyet artışlarının enflasyona, üretimden çekilmelerin de durgunluğa eş zamanlı olarak yol açtığını belirterek, “Böyle bir ortamda enflasyon hedeflemesinde zabıta marifetiyle mücadele çalışmalarına yönelmek kamusal açıdan oldukça gereksiz bir zaman kaybıdır” dedi.Bankacılık sektörünün sermeye yeterlilik oranları uluslararası uygulamalarla uyumlu yöntemlerle artırılmalıFiyat istikrarını yeniden hedeflenen seviyelere ulaştırmak ve ekonomik büyümeyi canlandırmak için bir an evvel yatırım atmosferini bozan temel alanlarda reform yapılması ve bankacılık sektörünün yeniden kredi verebilme pozisyonuna getirilmesi gerektiğini belirten Ökmen, “Ekonomide yeniden likidite bolluğu ve ilave kredi verme arzusunun artırılmasının ilk koşulu ise bankacılık sektörünün sermeye yeterlilik oranlarının uluslararası uygulamalarla uyumlu yöntemlerle artırılmasıdır” dedi. Ökmen bankacılık kesiminde likidite bolluğu yaratmak ve kamu teşviki olmadan kredi verme iştahını makro ihtiyati tedbirler kapsamında tekrar artırmak için, ilk adım olarak öncelikle sermaye yeterlilik oranlarının uluslararası fon tedarikçilerine güven verilmesi için uluslararası yöntemlerle hesaplanması gerektiğini belirtti.Kaynak: JCR, Reuters