HERKES SERPİL’LE TANIŞMALI
Cinsel kimliklerden arınıp, ön yargılardan sıyrılıp sadece algılayan, düşünen insan olmanın önemli olduğuna inanıyorsanız size bir kabare oyunu önereceğim. Küründen Kabare’de Seyhan Arman bir transeksüelin kendini tanımaya başladığı zamandan başlayarak anlatmış hikâyesini. Hikâyesini diyorum çünkü aynı zamanda oyunun yazarı da kendisi. Hikâye, sadece kendi yaşamı ekseninde gelişmiyor; Seyhan bir çok yaşamdan alınmış kesitleri Serpil karakterinde toplayarak seyirciye aktarıyor.
İnsan olmak mı zor yoksa başkaları tarafından onların istediği şekilde olmadığın için aşağılanmak, iteklenmek, ötekileştirilmek, suçlanmak mı? Kendin olmak mı yoksa sana bahşedilen bu hayatı başkaları için, başkalarının isteklerine göre yaşamak mı?
Hikâye başlı başına etkileyici ama Seyhan Arman’ın dilinden dinlemesi ve izlemesi çok daha keyifli. Şarkılara bayılacaksınız hatta çıktığınızda belki de içinizden “Yeteeerrr Yeter” demeye devam edeceksiniz. Aslı Ersüzer’in yarattığı konsept özgünlüğüyle, kolilerden oluşan aslında basit görünen ama çizimlerle ve işlevselliğiyle oyunun görselliğine değer katmış. Işıkta yine ödüllü tasarımcı Cem Yılmazer, tecrübesiyle doğru noktalara temas etmiş. Oyuncu, yönetmen Melisa İclal Yamanarda rejisiyle Seyhan’a rahat bir oyun alanı bırakmış. Engin Alkan da sesiyle destek verince hem duygusal, hem zaman zaman güleceğiniz, hem de bir başka yaşama dokunmanın verdiği hazla 90 dakikalık bir performans olmuş.
Ben çok etkilendim tüm izleyenler gibi biraz kendimden bir şeyler buldum, biraz insanlığımdan utandım. İzlerseniz etkileneceğinizi düşünüyorum. Belki içinde olduğunuz, belki dışarıdan baktığınız bir hikâyeye tanıklık etmenizi isterim.
Oyunu, 12 ve 27 Mart’ta Karaköy İKİNCİ KAT, 19 Mart’ta Kadıköy EMEK TİYATROSU’nda izleyebilirsiniz.
Serpil’in Çağrısı;
Selaamm, Serpil ben! Üst düzey bir şirkette yöneticiyim. Çok zengin bir kocam, harika çocuklarım ve havuzlu bir villam var. Yok kız şaka dönmeyim ben. Lakabım da ‘’Diyarbakırlı Deli Serpil’’. Diyarbakırlı değilim. Deli de değilim. Neyse dur anlatacağım bunu… Bir şey diyeyim mi eskiden çok korkardım sizden, köşe bucak saklanırdım. Gerçi siz de benden saklanırdınız ya neyse. Karar verdim korkularımın üzerine gitmeye; yüzleşince geçermiş diyorlar. Ay zaten pek sıkılıyorum bu aralar, gelin de iki laflayalım. Yani siz de hazırsanız bu yüzleşmeye tabii. Yok ayol ‘’Siz bana neler yaptınız’’ diye dram yaratmam, küründen de olsa kabare yani sonuçta… İki gullüm yaparız, güler eğleniriz. Kısır falan da yaparız. Yanına bir de çay, tamam. Neyse şimdi benim telefon açmam lazım, geldiğinizde zile basarsınız zaar.
E hadi görüşürüz o zaman.