Seçimlerin etkisi ile bir yana bıraktığımız bir konu olan; çıkartılmaya çalışılan Hal Yasası‘yla ilgili konuşalım mı? Konunun müdahili herkes uzun zamandır gergin bir şekilde bekliyor. Ne zaman ve hangi maddelerle çıkacak, kime kâr getirecek, kimleri üzecek? Gelin anlaşılır bir dille şu üzerinde uzun zamandır çalışılan hal yasa tasarısını madde madde inceleyelim…
Fiyatlar durdurulamıyor, devlet eliyle bile çözülemeyen kısır bir döngünün içindeyiz. Seçim öncesi parlatılan tanzim satışlar etkili olmadı, programlar açıklandı olmadı, ithalat yapıldı kısa süreli etkileri bile fiyatları düşürmedi.. Evet, tarım ürünlerinden özellikle de tüketicinin tenceresine evine giren temel ürünlerden bahsediyorum. Fiyatlar sürekli artıyor, TÜİK verilerine göre tarım ürünlerinde üretim maliyeti 1 yılda %27 arttı keza üreticinin maliyeti bu kadar artmışken tüketiciye yansıyan ya da tüketicinin hissettiği artışa hiç değinmeyelim.. Zaten moraller bozuk. Yıllardır üreticiden akademisyene, meslek odasından sivil toplum kuruluşlarına kadar farklı birçok kesim üretim konusunda keskin reformlar yapılması gerektiğini, sonuçlarının çok vahim olacağını bağırdıkları halde maalesef atılamayan adımlar nedeniyle şu anda kaçınılmaz olanı yaşıyoruz, fiyatlar düşürülemiyor… Peki tüketicinin maliyetini düşürmek maksadıyla çıkartılmaya çalışılan hal yasası ile fiyatlar düşürülebilir mi? Tüketici mutlu olur mu? Üretici açısından sonuçları nasıl olur? Gelin, üstünde en çok durulan maddelere bir göz atalım;
1-Hal komisyonculuğunun kaldırılması ve komisyoncunun tacir haline getirilmesi: bu durum komisyoncuları, keza fiyatların artmasında en önemli neden olarak lanse edilen komisyonları kaldıracak, ancak komisyoncu yerine geçecek tacir sıfatlı kişilerin satıştan kâr’ları gündeme gelecektir. Peki komisyon oranları belli iken tacirlerin satış kârları sınırlandırılacak ya da denetlenebilecek midir? Yanıtı; bir yere kadar. Bu durum serbest ekonomi koşullarında sayısı az, mali açıdan daha büyük, keza tedarik etme güçleri fazla ve rekabet edilmesi zor firmaların daha da güçlenmesine ve piyasa fiyatlarını belirlemesine neden olacaktır.
2-Toptancı hallerini özel şirketler kuracak: Hallerin bakanlık tarafından izin verilen A.Ş.’ler tarafından kurulması ve işletilmesi tüm yetkinin serbest piyasa koşullarında kendi başlarına hareket etme özgürlükleri olan tekellere geçmesi anlamına gelir ki, bu kurumların piyasa fiyatlarının belirlenmesi aşamasında tüketiciyi gözetecek kararlar vereceklerini düşünmüyorum.
3-Mevcut hal sayısının 175’den 30’a indirilmesi: Üreticinin ürününü teslim edeceği noktaların üreticiden uzaklaşacağı ve sırf bu nedenle bile yeni aracılar ortaya çıkacağı sonucunu doğurmakla birlikte, söz konusu ürünlerin katettiği yol nedeni ile geçirdiği sürenin uzunluğu gıda güvenliğini, katettiği kilometre ise fiyatları olumsuz yönde etkileyecektir.
4-Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, su ürünleri, arı ürünleri ve kesme çiçeklerin de hal kapsamına alınması: Öncelikle gıda güvenliği konusunda çok önemli sıkıntılara neden olabileceğini söyleyebiliriz. Bu uygulama et, süt ve su ürünleri gibi birbirlerinden çok farklı sıcaklık aralıklarında taşınması, depolanması, ön ya da son işlenmesi gereken ürünlerde gıda güvenliği ve halk sağlığını olumsuz etkileyecek sonuçlar doğuracaktır.
5-Hallerin işletmesinin şirketlere devredilmesi: Yerel yönetimlerde olan yetkinin şirketlere devredilmesi, hallerin kamu yararını düşünme önceliği olan kurumlar yerine kâr ve kendi yararını düşünme önceliği olan şirketler tarafından yönetilmesi anlamına gelmekle birlikte, uygulamanın sonucu olarak ürün fiyatlarının düşmesi beklenemez.
6-Üretici örgütlerinin şirketleşmeye yönlendirilmesi: Üreticilerin kooperatifleşme yerine şirketleşmeye teşvik edilmesi ticari sistemin her alanında olduğu gibi kâr amacı taşıyan şirketlerin de bir yerden sonra üretici ya da tüketici menfaati yerine bireysel menfaatine yani kâr’ına odaklanacak ve fiyatlar konusunda yine tek ‘eller’ mutlu olacaktır.
İşte bunlar üzerinde önemle durulması gereken başlıklar, bu kadar olumsuzluğa rağmen hiç mi iyi bir yönü yok? derseniz: ana fikir ve çıkış noktası doğru ama, ülkemize uygun değil maalesef. Evet, mutlaka ki devlet piyasalara ve fiyatlara müdahale edebilecek güçtedir ve gücünü geliştirdiği reformların uygulamasında kullanır ancak, reformların üretim yerine fiyatlar üzerine yoğunlaşması, üretimin teşvik edilmediği ya da çıktıların maliyetler yüzünden alınamadığı altyapısız bir ortamda çok kısa süreli fiyat düşüşlerine neden olacak ve devamlı olmayacaktır.
Bu kadar analizden sonra sözün özü diyelim; üreticinin maliyeti düşmediği, üretici desteklenmediği, kooperatifleşmeye önem verilmediği, katma değerli ürünlerde ithalata devam edildiği ve ithal üretim girdileri yerli olanlarla ikame edilmediği sürece tüketicinin karşısına gelen rakamlar maalesef düşmeyecektir.
Elif Aşlamacı Attepe