2019 borçlanma programı: Faizler düşer mi çıkar mı?
Hazine 2019 borçlanma programını açıkladı. Programa göre piyasalara TL614 milyar ödeme (itfa) yapılacak. Buna karşın, sadece TL 154 milyar borçlanılacak. […]
Hazine 2019 borçlanma programını açıkladı. Programa göre piyasalara TL614 milyar ödeme (itfa) yapılacak. Buna karşın, sadece TL 154 milyar borçlanılacak. Yani, net borçlanma oranı %93.5’la 2 yıl aradan sonra ilk kez %100’ün altına düşecek. Normalde, Hazine’nin piyasalara borçlandığından daha fazla para ödemesinin faizleri düşürmesi gerekir. Nitekim, Bloomberg.com borçlanma programını “Turkey’s 2019 Borrowing Plan May Ease Pressure on Local Bonds” (Türkiye’nin 2019 borçlanma planı yerel para cinsindenn tahviller üzerinde baskıyı azaltabilir) manşeti ile haberleştirdi.Hazine uzmanı ve köşe yazarı Hakan Özyıldız ise konuya çok değişik bir açıdan yaklaştı. “Hazine’nin faiz yükü artıyor” manşetiyle bir blog yazan değerli uzman “Gördüğünüz gibi, Küresel Kriz yılında bile Hazine gelecek yıl yapacağı borçlanmanın neredeyse yarısı kadarını yapmış. Çünkü faizler bugünkü kadar yüksek değilmiş” yorumunu ekledi.Blogdan bazı satırlar şöyle:Bu arada, önümüzdeki yıl iç borçlanmada, yıllar sonra ilginç bir durum göze çarpıyor. Anapara ile faiz ödemeleri neredeyse birbirine eşit. Biri 83, öteki 82 milyar lira. Buna yukarıda değindiğim, faiz baskısının işaret fişeği diyebiliriz.Dış borçlanma için 8 milyar dolarlık tahvil ihracı öngörülmüş. Bu yıl, şimdiye kadar 6 milyar dolarlık tahvil satıldığı malumunuz. Ancak, yılbaşındaki borçlanmayla karşılatırılınca, son borçlanmanın vadesi yarı yarıya kısalırken, ödenen faiz yarısı kadar arttı.Hedeflenen dış borç rakamı çok iddialı değil. Bununla beraber, dünyada döviz bolluğunun sonuna gelindiği artık bilinen bir geçek. Daha önce de yazdım, Uluslararası Finans Enstitüsü’ünün (IIF) tahminlerine göre gelecek yıl Türkiye’ye 5 milyar dolar net kaynak girişi olacakmış. Bu iki veri arasında doğrudan bir ilişki kurulamaz ama dış borçlanmada da bir vade ve faiz baskısı olacağı kesin.O zaman kamunun faiz baskısı gerçeği hem iç hem de dış borç tarafından geliyor.Son olarak tabloda dikkatinizi 2009 yılı verilerine çekmek isterim. Gördüğünüz gibi, Küresel Kriz yılında bile Hazine gelecek yıl yapacağı borçlanmanın neredeyse yarısı kadarını yapmış. Çünkü faizler bugünkü kadar yüksek değilmiş.Öte yandan kriz dönemlerinde kamunun borçlanması bir yer kadar anlaşılabilir bir durumdur. Alınan borçlar borç kapatmak, cari harcamalar ve/veya verimsiz yarıntımlar kullanılıyorsa, kamu borç sorununun kriz sonrasında devam edeceğini söyleyebiliriz.Blogun tamamını okumak için tıklayınız YORUM: Hazine programı aşacak Hazine 2019’da programda açıkladığından kat be kat daha fazla borçlanma yaparak, faizleri yüksek tutan 2 unsurdan biri olacak. Öteki de enflasyondur. Hazine’nin 2019 YEP ve bütçede öngörülen vergi hedeflerine erişmesi imkansız, çünkü daha eknoominin az-çok ayakta kaldığı Eylül ayında içerden alınan KDV ve ÖTV REEL olarak %27 gerilemiş!2019 yılında GSYİH’de %3-4 arasında daralma bekliyoruz. Bu senaryoda, yalnız KDV ve ÖTV değil, Af ödemeleri de hedefin çok gerisinde kalacak. Ek olarak, zaten daralan bir ekonomide, yılın ilk çeyreği sonunda seçim varken, harcamaları kesmek imkansız.
Hazine 2019 borçlanma programını açıkladı. Programa göre piyasalara TL614 milyar ödeme (itfa) yapılacak. Buna karşın, sadece TL 154 milyar borçlanılacak. Yani, net borçlanma oranı %93.5’la 2 yıl aradan sonra ilk kez %100’ün altına düşecek. Normalde, Hazine’nin piyasalara borçlandığından daha fazla para ödemesinin faizleri düşürmesi gerekir. Nitekim, Bloomberg.com borçlanma programını “Turkey’s 2019 Borrowing Plan May Ease Pressure on Local Bonds” (Türkiye’nin 2019 borçlanma planı yerel para cinsindenn tahviller üzerinde baskıyı azaltabilir) manşeti ile haberleştirdi.Hazine uzmanı ve köşe yazarı Hakan Özyıldız ise konuya çok değişik bir açıdan yaklaştı. “Hazine’nin faiz yükü artıyor” manşetiyle bir blog yazan değerli uzman “Gördüğünüz gibi, Küresel Kriz yılında bile Hazine gelecek yıl yapacağı borçlanmanın neredeyse yarısı kadarını yapmış. Çünkü faizler bugünkü kadar yüksek değilmiş” yorumunu ekledi.Blogdan bazı satırlar şöyle:Bu arada, önümüzdeki yıl iç borçlanmada, yıllar sonra ilginç bir durum göze çarpıyor. Anapara ile faiz ödemeleri neredeyse birbirine eşit. Biri 83, öteki 82 milyar lira. Buna yukarıda değindiğim, faiz baskısının işaret fişeği diyebiliriz.Dış borçlanma için 8 milyar dolarlık tahvil ihracı öngörülmüş. Bu yıl, şimdiye kadar 6 milyar dolarlık tahvil satıldığı malumunuz. Ancak, yılbaşındaki borçlanmayla karşılatırılınca, son borçlanmanın vadesi yarı yarıya kısalırken, ödenen faiz yarısı kadar arttı.Hedeflenen dış borç rakamı çok iddialı değil. Bununla beraber, dünyada döviz bolluğunun sonuna gelindiği artık bilinen bir geçek. Daha önce de yazdım, Uluslararası Finans Enstitüsü’ünün (IIF) tahminlerine göre gelecek yıl Türkiye’ye 5 milyar dolar net kaynak girişi olacakmış. Bu iki veri arasında doğrudan bir ilişki kurulamaz ama dış borçlanmada da bir vade ve faiz baskısı olacağı kesin.O zaman kamunun faiz baskısı gerçeği hem iç hem de dış borç tarafından geliyor.Son olarak tabloda dikkatinizi 2009 yılı verilerine çekmek isterim. Gördüğünüz gibi, Küresel Kriz yılında bile Hazine gelecek yıl yapacağı borçlanmanın neredeyse yarısı kadarını yapmış. Çünkü faizler bugünkü kadar yüksek değilmiş.Öte yandan kriz dönemlerinde kamunun borçlanması bir yer kadar anlaşılabilir bir durumdur. Alınan borçlar borç kapatmak, cari harcamalar ve/veya verimsiz yarıntımlar kullanılıyorsa, kamu borç sorununun kriz sonrasında devam edeceğini söyleyebiliriz.Blogun tamamını okumak için tıklayınız YORUM: Hazine programı aşacak Hazine 2019’da programda açıkladığından kat be kat daha fazla borçlanma yaparak, faizleri yüksek tutan 2 unsurdan biri olacak. Öteki de enflasyondur. Hazine’nin 2019 YEP ve bütçede öngörülen vergi hedeflerine erişmesi imkansız, çünkü daha eknoominin az-çok ayakta kaldığı Eylül ayında içerden alınan KDV ve ÖTV REEL olarak %27 gerilemiş!2019 yılında GSYİH’de %3-4 arasında daralma bekliyoruz. Bu senaryoda, yalnız KDV ve ÖTV değil, Af ödemeleri de hedefin çok gerisinde kalacak. Ek olarak, zaten daralan bir ekonomide, yılın ilk çeyreği sonunda seçim varken, harcamaları kesmek imkansız.